Muhyiddin İbn Arabi Hazretleri’nden Hikmetli Sözler
Sınırlandırılamayanın sınırı hakkında soru soran biri cahildir. Sen O’nun neticeleriyle ve eserleriyle cevap ver, âlim olursun. Perde açıldığı zaman her şey olduğu gibi açığa çıkar. Bunun neticesinde; bilen rahat eder, cahil ise büyük bir hüsrana uğrar. O halde, ölümden önce ilim aracılığıyla kendi nefsini idrak et. Çünkü karanlık önündedir ve onda ilminden başka bir ışık yoktur. Amellerinin en şereflisi de ilimdir. Kesin olarak ortaya çıkmıştır ki öğreten Hak’tır, dolayısıyla kimseye minnet etmemek gerekir. Öyleyse öğrenmeye aracı olana, emir açısından değil fiil açısından teşekkür etmek gerekir. “Önce bana, sonra da ana babana şükret… Dönüş ancak banadır.” (Lokman, 14) Değnek ve dalları birer birer kırmak mümkündür; ama demet haline getirdikten sonra onları kırmaya güç yetiremezsin. O halde, birleşin ve birbirinizden ayrılmayın. Bilgi, topluluk ve varlık pınarından doğar. Seni senin için seven herkese güven. Çünkü bu, sahih bir sevgidir. Allah’ın kullarını sevmesi de bu kabildendir. Onları kendileri için seviyor, kendisi için değil. Kâinatta olan her şey, insana boyun eğdirilmiştir, buna rağmen insan inkâr eder: “Kahrolası insan! Ne inkarcıdır!” (Abese, 17) Sütten saf tereyağından başka bir şey alınmaz. Sen de şeylerin ruhlarını kavramaya çalış. Bal olarak arının kendisi için biriktirdiğinden başkasını alma. İlim şarabından, ayakların çiğnemediği halis olanından başkasını içme. Sulardan sadece yağmur suyunu iç. Çünkü yağmur suyu damlayan bir sudur ve içinde fazladan ilim vardır. Bahtiyar o kimsedir ki, halkın içinde Hakk’a bakar; Hakk’ın halk içindeki hükümlerine değil. Eğer mutlu biri ise bundan ayrı bir konumdadır. İmamlarımızdan biri şöyle demiştir: Halka Hakk’ın gözüyle bakan onlara merhamet eder. İlim gözüyle bakansa onlara buğz eder. Hak Teala, mutlak cömerttir; kim O’na gelirse, onu seçer. Kim de O’ndan yüz çevirirse, onu terk eder. Eğer Hakk’a icabet ederse, Hak’la buluşur. Ama yüz çevirmeye devam ederse ve bu durumunu O’na varıncaya, yani bütün varlıkların gittiği yere ulaşıncaya kadar sürdürürse Hakk’ın kendisinden yüz çevirdiğini görür. Hakk’ın kendisiyle buluşmasını ister. Ona denir ki: Bu, senin yüz çevirmendir. Bu, senin suretindir. Ama sen onu inkâr ediyorsun.
Editör
YazarEl-Berr: Kullarına Karşı Şefkatli, Onlara İhsanda Bulunan ve İyiliği Bütün Mahlûkatına Yaygın OlanYüce Allah'ın en güzel isimleri arasında yer alan el-Berr, "iyilik eden, va'dini yerine getiren" demek...
Yazar: Editör
Hoşgörü, İslâm ahlakının temelini oluşturan bir erdemdir. Bu erdem; insanları yargılamadan, kırmadan ve aşağılamadan, affedici ve anlayışlı olmayı içerir. Hoşgörü, farklı inanç ve görüşleri kabullenme...
Yazar: Editör
Murtazâ: Takdir Edilmiş, Beğenilmiş, Seçilmiş (s.a.v.)Sevgili Peygamberimiz’in bir ism-i şerifi de “Murtaza” idi. Hz. Muhammed (s.a.v.); Allah'ın (c.c.) seçtiği, beğendiği ve yüksek ahlâkıyla ör...
Yazar: Editör
El-Müteâlî: İzzet, Şeref, Mertebe ve Hükümranlık Bakımından En Yüce, Aşkın OlanEl-Müteâlî; şan, şeref, kudret ve kuvvet sahibi olmak mânâsındaki alâ kökünden türemiş bir sıfat olup “izzet, şeref, mert...
Yazar: Editör