MİSAFİR AĞIRLAMA
"Misafir olarak gidilen evdeki kurallara uyulması gerekir. Ev sahibine karşı saygılı
davranılmalı¸ beğenilmeyen şeyler fazla belli edilmemelidir. Ev sahibinin işine fazla
karışılmamalı¸ fikir sorulursa onları incitmeyecek şekilde düşünceler açıklanmalı.
Misafirlikte yemek seçmek¸ ikramı beğenmemek¸ çok fazla yiyip-içmek
hoş bir davranış değildir. "
Bizi biz yapan birçok özelliğimiz vardır. Bizi diğer toplumlardan ayıran bu özelliklerimizden birisi de misafirperverliğimizdir. Misafir bizim için çok önemlidir. Çünkü misafir ağırlamak bize göre bir şereftir¸ bir onurdur. Türk Milleti her zaman misafirini en iyi şekilde ağırlamaya çalışır. Ona evinin en güzel odasını ayırır. En güzel yemekleri yapar. İhtiyaçlarını gidermeye çalışır. Misafiri el üstünde tutar.
Misafirlerimize cân-ı gönülden ilgi göstermek ve gerekli ikramı yapmak¸ dinimizin ve kültürümüzün bizlere bıraktığı en güzel miraslardan birisidir. Misafire ilgi göstererek bizlerden hoşnut olarak ayrılmalarını sağlamak¸ Yüce Rabbimizin razı olduğu bir davranış olacaktır.
Peygamber Efendimiz (s.a.v.) bir hadisi şeriflerinde: "Şu üç kişinin duası kesinlikle geri çevrilmez: Mazlumun duası¸ misafirin duası ve ana-babanın evladına duası." buyurmaktadır. Peygamber efendimiz (s.a.v.)'in sofrasından hiçbir zaman misafir ya da ihtiyaç sahibi kimse eksik olmazdı. Misafiri çok sever¸ onlarla yakından ilgilenir¸ ikramda bulunurdu. Misafirin çeşitli sıkıntılarına katlanır¸ nezaketi elden bırakmazdı. Misafiri külfet değil nimet gibi görürdü. Peygamberimiz misafir ağırlanan bir eve mutlaka hayır ve bereketin ulaşacağını bildirmiştir. İmkânı olduğu halde evine misafir kabul etmeyen¸ evinde misafir ağırlamayanları için ise; "Misafir ağırlamak istemeyen kimsede hayır yoktur." buyurarak uyarmıştır.
Evimize gelen misafir başımızın tacıdır. Misafirin üzüleceği ve kendisini yük hissedeceği tavır ve sözlerden özenle kaçınmalıyız. Misafire daima güler yüz ve tatlı dilli olmaya¸ yanlarında ev halkı veya başkalarıyla fısıldaşmamaya¸ ev halkı arasında herhangi bir tartışmanın olmamasına¸ birbirimize kızıp¸ bağırıp çağırmamaya özen göstermeliyiz. Herhangi bir şekilde misafir ile nizahlaşarak¸ onunla tartışma derecesinde iddialaşmamalıyız. Onu rahat ettirecek bütün imkânları kullanmalıyız. Aksi takdirde misafir¸ kendisinin yük olduğu ve istenmediği kanaatine varabilir. Misafirin gelişinden mutlu olduğumuzu¸ giderken selametle gitmesini¸ bundan sonra yine gelmesinin bizi sevindireceğini belirtmeliyiz. Hediyeleşmek aradaki sevgiyi artırdığından ve âdet olduğundan¸ küçük de olsa bir hediye vermeliyiz. Giyinirken giysilerini tutup¸ ayakkabılarını düzeltmeliyiz.
Evimize gelen misafire zengin-fakir¸ köylü-şehirli¸ yerli-yabancı ayırımı yapmadan aynı ikramı yapıp¸ aynı saygıyı göstermeliyiz. Misafirimizi her geldiğinde ilk defa geliyormuş gibi karşılamalı¸ hoş sohbetlerde bulunmalıyız. Çocuklarımız misafire ikramı¸ hürmeti¸ saygıyı ve nezaketi bizden öğrenecekler. Evimize gelecek misafiri işimizin yoğunluğunu bahane ederek kabul etmezsek¸ yolda tanıdık bir kimseye rastladığımızda yönümüzü dönerek yolumuzu değiştirirsek; zamanla çocuklarımız misafire bir "hoş geldin"i esirger¸ misafirin kendi rahatını ve huzurunu kaçırdığını düşünür. Misafirden önce bereketinin geldiğine önce biz inanmalı¸ sonra çocuklarımızı inandırmalıyız.
İslâm'da misafirliğin müddeti ve hukuku vardır. Ev sahibi kendisine misafir olarak gelen kimseyi üç gün ağırlamakla yükümlüdür. Misafirlik üç günü geçerse ev sahibinin misafiri ağırlaması sadaka niteliğindedir. Misafirin zorunlu olmadığı müddetçe uzun süre kalması ve ev sahibini zor durumda bırakması helâl değildir. Peygamber Efendimiz (s.a.v.) bir hadis-i şeriflerinde şöyle buyurmaktadır: "Allah'a ve ahiret gününe inanan kimse misafirine ikram etsin. Misafirine bir gün bir gece ikram eder. Misafirlik ise üç gündür. Sonrası sadakadır. Ev sahibi sıkılıp kapı dışarı edinceye kadar kalmak helâl değildir."
Misafirin de dikkat etmesi gereken önemli noktalar vardır. Misafir olarak gidilen evdeki kurallara uyulması gerekir. Ev sahibine karşı saygılı davranılmalı¸ beğenilmeyen şeyler fazla belli edilmemelidir. Ev sahibinin işine fazla karışılmamalı¸ fikir sorulursa onları incitmeyecek şekilde düşünceler açıklanmalı. Misafirlikte yemek seçmek¸ ikramı beğenmemek¸ çok fazla yiyip-içmek hoş bir davranış değildir. Sofraya konulan yemeği beğendiğini söylemek bir nezakettir. Misafirliğe gidilen yerde çok sık dışarı çıkıp¸ içeri girmek¸ odaları¸ eşyaları iyice incelemek uygun değildir. Ev sahibi gezdirip¸ gösterirse de "hayırlı olsun¸ iyi günlerde kullanın¸ Allah daha iyilerini nasip etsin" gibi dilek ve temennilerde bulunulmalı. Yemeğin hemen arkasından ya da çayın hemen arkasından kaçarcasına gitmek yakışık almaz. Misafirliğe gidilen evde hoşlanılmayan birileriyle karşılaşılsa bile ev sahibinin hatırına katlanmak gerekir. Misafir ne zaman kalkması ve gitmesi gerektiğini kendisi kavrayabilmelidir. Gitmeyi bilmeyen misafir de makbul sayılmaz.
Kevser BAKİ
YazarTV karşısında 0-3 yaş arasında uzun süre kalan çocuğun¸ sosyal-duygusal gelişim ve etkileşim¸ sosyal ortamlara uyum sağlama¸ insanlar ile iletişim kurma¸ yaşıtlarına uyum sa...
Yazar: Kevser BAKİ
Yazar/ Çizer: Emily Gravett Çevirmen: Sima Özkan Yıldırım Sayfa Sayısı: 36 Yaş Aralığı: 4-6 Yayınevi/Yılı: Beta Kids Yayınları/2016 İşlenen Konular: Çevre bilinci, doğal hayat, temizlik ve düzeni...
Yazar: Tuğba Karataş AYDAN
Tonton tavşan yavrularını gezdiriyordu. Onlara ormanı tanıtmaya çalışıyordu. - Yavrularım, ağaçlara, yapraklara, otlara bakın ne güzel. Kelebekler uçuşuyor dört yanda. Pamuk: - Evet. Kır çiçe...
Yazar: Emine Yılmaz DERECİ
Millî şairlerimizden Orhan Şaik Gökyay’ın “Bu Vatan Kimin” adlı şiirinden iki dörtlükle yazımıza başlayalım. Bu vatan toprağın kara bağrında Sıradağlar gibi duranlarındır, Bir tarih boyunca onun ...
Yazar: Sırrı ER