LEYLEK AİLESİ
Anne, baba leylek heyecanlıydı. Yavruların yumurtadan çıkma zamanı gelmişti. Gözlerini yumurtalara diktiler. Yumurtadan ilk çıkan yavruya Güçlü, sonra çıkan iki yavruya da Narin ve Nazlı ismini verdiler. Bir süre korkudan birbirlerine sokulup etrafı inceleyen yavrular sonunda yaygarayı bastılar. - Açız, karnımız çok aç. Baba leylek yuvadan ayrılıp bir süre sonra ağzında yiyeceklerle döndü. Kaşla göz arası getirdikleri bitti. Nazlı ile Narin doymamıştı çünkü yiyeceklerin çoğunu Güçlü yemişti. Üstelik hâlâ bağırıp duruyordu, - Karnım aç, çok açım. Bu sefer anne ile baba birlikte yiyecek aramaya gitti. Yavrulardan Nazlı: - Ben az yedim. En fazla Güçlü yedi. Haksızlık bu. Narin de aynı konudan şikâyet ediyordu. Güçlü kendini savundu: - Benim daha çok yemek yemem lazım, çünkü ilk yumurtadan ben çıktım. Sizden iri ve güçlüyüm. Güçlü, anne babası, yuvaya döndüklerinde gelen yiyecekleri kapmak için atağa geçti. Ama annesi Güçlü’yü engelledi: - Hepsini sen yiyemezsin Güçlü. - İlk yumurtadan ben çıktım. Benim daha çok yiyeceğe ihtiyacım var. Nazlı ve Narin küçükler zaten. Az bir şey yeseler yeter. Annesi hafiften kaşlarını çattı. Sonra Güçlü’ye dönüp: - Eğer yuvaya gelecek tüm yiyecekleri eşit miktarda paylaştırmazsam ne olur biliyor musun? - Ne olur? - Sen kocaman bir leylek olursun. İriliğin yüzünden sonbaharda kanatların seni taşıyamayacağı için göç edemezsin. Kardeşlerin de cılız birer leylek olurlar. Kanatları zayıf olduklarından onlarda göç edemezler. Aynı akıbeti paylaşırsınız. Yiyecek bulamaz, kurda kuşa yem olursunuz. Ben ve baban da üzüntümüzden kahroluruz. Biz, hep birlikte yeni baharlara doğru uçmak istiyoruz. Hepinizi çok seviyoruz. Şimdi yiyecekleri bölüştüreceğim. Sende bunları düşünüp hakkına razı ol. Güçlü hiç bu şekilde düşünmemişti. Annesine hak verdi. Bir gün Nazlı: - Kanatlarım güçlendi. Artık uçabilirim. Güçlü: - Haydi, uçalım, ne duruyoruz... Kendini aniden boşluğa bıraktı. Sevinç çığlıkları atarak yuvanın üstünde uçtu. İlk yumurtadan o çıkmış ilk o uçmuştu. Gökyüzünden kardeşlerine seslendi. - Gelin, korkmayın! Uçmak çok güzel. Kardeşleri de ondan cesaret alıp uçtular. Artık göç etmeye hazırdılar. Güçlü, hepsine eşit davranan anne babasına gülümsüyor, kardeşleriyle uçmanın mutluluğunu yaşıyordu.
Emine Yılmaz DERECİ
Yazar“Hazreti Peygamber (s.a.v.) Efendimiz, muhtaç, zayıf ve fukaraya yardımı sever, nerede yardıma muhtaç kimse olursa onun yardımına koşar, ashabına bu hususta emirler verirdi. İyiliksever ve cömert idi....
Yazar: Es-Seyyid Osman Hulusi Ateş Efendi
Zengindir Türkçemiz, sohbetler kısırDillerin ucundan uçmuş sözcüklerHepimiz suçluyuz bizdedir kusurYaralı kuş gibi kaçmış sözcüklerBeş on kelimedir güne yayılanGünaydını zor der düşten ayılanLisanımız...
Yazar: Emine Yılmaz DERECİ
Her sene kış aylarını bizlerin yanında geçiren dedemler bu sene köydeki evlerinde kalmayı tercih etmişlerdi. Bunun sebebi geçen sene aldıkları ve satmaya kıyamadıkları inekleri Şirin ve kedileri Taşkı...
Yazar: Emine Yılmaz DERECİ
Dedem köyden gelirken kestane ve ceviz getirmişti. Kestaneler iri ve renkleri parlaktı. Dedeme sordum:- Dedeciğim, bu kestaneleri nereden topladınız?- Tarlalarımızın kenarlarında ve ormanlık alanlarda...
Yazar: Emine Yılmaz DERECİ