KUR'AN'IN ÖZETİ: FÂTİHA
"Yüce Allah bu kısa ve çok özlü sûrede¸ adeta Kur'an'ın bir özetini yapmıştır. Bir anlamda Fâtiha sûresi¸ ilâhî kitabın bütün amaçlarını; getirdiği mâna¸ bilgi ve hükümleri özet halinde ihtiva etmektedir. Ki bunlar; Allah¸ peygamberlik¸ gayb âlemi hakkında bilgiler¸ ahiret¸ ilâhî mükâfat veya ceza¸ öğütler¸ misaller¸ hikmetler ve kıssalar ibadetler¸ hayat düzeni gibi amelî¸ ahlâkî hükümler ve öğretiler vardır."
Sözlükte¸ "ilk¸ evvel¸ başlangıç¸ açan¸ açılabilecek şeylerin başı¸ ilk açılacak yer¸ açıklığa kavuşturmak" anlamına gelen Fâtiha¸ Kur'an'ın birinci sûresinin adıdır.[1]
Bütün olarak gelen ilk sûre olduğu¸ Kur'an-ı Kerim'i okumaya ve yazmaya onunla başlandığı için Fâtiha ismini almıştır. Fâtiha sûresinden önce gelen (nazil olan) ayetler¸ ait oldukları sûrelerin parçalarıdır ve bu sûrelerin nüzûlü Fâtiha'dan sonra tamamlanmıştır.[2]
Sûreye¸ indirilişinde¸ tertibinde¸ yazılışında ve namazda okunuşunda ilk olduğu için Fâtihatü'l-Kitap (Kitabın başı); her türlü övgü Allah'a mahsustur anlamına gelen "el-hamdü lillâhi" ile başladığı için el-Hamd¸ el-Hamdü lillah; Kur'an'ın mukaddimesi¸ önsözü ve özeti mesabesinde olduğu için Ümmü'l-Kur'an (Kur'an'ın anası)¸ el-Esas (Kur'an'ın esası); yedi âyetten oluştuğu ve her fırsatta tekrar tekrar okunduğu için Seb'u'l-Mesânî; kitabın aslı¸ esası¸ temeli olduğu için Ümmü'l-Kitap¸ namazda bölünmeden tamamı okunduğu için el-Vâfiye; yine namazda sadece Fâtiha okunularak yetinilebildiği için el-Kâfiye; okuyan kimse Allah'a şükür ve dua yapmış olduğu için şükür ve dua sûresi; her namazda okunduğu için salât (namaz) sûresi; manevî ve kalbî hastalıklara¸ dertlere deva olduğu için eş-Şifa; arşın hazinelerinden bir hazine olduğu için el-Kenz ismi verilmiştir.[3]
Yüce Allah bu kısa ve çok özlü sûrede¸ adeta Kur'an'ın bir özetini yapmıştır. Bir anlamda Fâtiha sûresi¸ ilâhî kitabın bütün amaçlarını; getirdiği mâna¸ bilgi ve hükümleri özet halinde ihtiva etmektedir. Ki bunlar; Allah¸ peygamberlik¸ gayb âlemi hakkında bilgiler¸ ahiret¸ ilâhî mükâfat veya ceza¸ öğütler¸ misaller¸ hikmetler ve kıssalar ibadetler¸ hayat düzeni gibi amelî¸ ahlâkî hükümler ve öğretiler vardır. Fatiha sûresi bütün bunları ya sözü veya özüyle ihtiva etmektedir ya da bu konularda aklın önünü açarak ona ışık tutmakta¸ yol göstermektedir.[4]
Fâtiha sûresi çok faziletli bir sûre olup aynı zamanda en büyük ve en güzel bir dua örneğidir. Gerek yalnızca "elhamdülillâh" vb. şeklinde ifade edilen hamdin ve gerekse bütünüyle Fatiha sûresinin değeri ve müminin dinî hayatındaki yeri hakkında birçok sahih hadis bulunmaktadır: "Zikrin en üstünü la İlahe illallah'¸ duanın en güzeli de elhamdülillâh'tır."[5]¸ "Allah'a hamd ile başlamayan her önemli işin sonu bereketsizdir."[6] "Fâtiha¸ sûrelerin en faziletlisidir."[7] Yine birçok sahih hadiste Fatiha sûresinin şifa ve deva özelliğinin olduğu bildirilmiştir.[8]
Sûredeki "Hamd Allah'a mahsustur" cümlesi Allahu Teâlâ'nın kendisini hamde (her türlü övgüye¸ yüceltmeye) lâyık kılan bütün üstün sıfat ve vasıflarını; "âlemlerin Rabbi" ifadesi diğer yaratma ve fiil sıfatlarını; "Rahman ve Rahîm" isimleri Allah'ın insanlara rahmet ve merhametinden kaynaklanan din kurallarını; "ceza ve hesap gününün sahibi" nitelemesi kıyamet hallerini ve âhiret âlemini; "Yalnız sana kulluk ederiz" kısmı iman¸ ibadet ve sosyal düzeni; "Yalnız senden yardım dileriz" cümlesi amellerde ihlâsı (ibadetlerin yalnızca Allah rızâsı için yapılmasını) ve tevhidi (O'ndan başkasına kul olarak boyun eğilmemesini¸ Allah'a mahsus üstün sıfat ve vasıfların O'ndan başkasına tanınmamasını) ifade etmektedir. "Bizi doğru yola ilet" cümlesi ibadet¸ nizam¸ düşünce ve ahlâk çerçevesini¸ "nimete erdirdiklerinin yoluna..." kısmı gelip geçmiş örnek nesilleri¸ millet ve toplulukları; "gazaba uğramışların ve sapmışların yolunu değil" bölümü ise kötü örnek teşkil eden ve hallerinden ibret alınması gereken geçmiş toplulukları içine almaktadır.[9]
Fâtiha sûresinin çok önemli bir sûre olması nedeniyledir ki¸ Allah Rasûlü (s.a.v) bir hadislerinde "Fâtiha'yı okumayanın namazı olmaz" buyurmuşlardır.[10] Zira Fâtiha sûresi¸ konusunun önemi ve mana zenginliği bakımından Kur'an'ın en faziletli ve muhtevalı sûresidir. Fâtiha sûresi¸ Allah'ı en belirgin nitelikleriyle tanıtmakta ve insanı sağlam bir imanla O'na yöneltmekte¸ yaratıcıya ve yaratılmışlara karşı sorumluluk duygusuyla hareket etmeyi dinin ve dindarlığın temeli olarak belirlemektedir. Sûrenin¸ insanoğlunu yaratıcısıyla ve diğer insanlarla uyum içinde yaşatmak şeklindeki evrensel hedefi gerçekleştirmeyi gaye edindiği dikkate alınırsa¸ Fâtiha sûresinin önemi çok daha iyi anlaşılır.[11]
Sûrede "yalnız sana kulluk ederim"¸ "yalnız senden yardım" yerine "yalnız sana kulluk ederiz"¸ "yalnız senden yardım dileriz" çoğul ifadelerinin kullanılması tüm Müslümanlar için toplum hayatının ve toplumsal dayanışmanın önemini¸ tevhid ehli tüm Ümmet-i Muhammed'in İslâm cemaatini oluşturduklarını¸ ümmet şuuruyla birlik ve beraberlik içinde "sırat-ı müstakim" üzere hareket etmelerinin gereğini ortaya koyar. Bu amaca yönelik olarak cemaatle kılınan namazda¸ imamın kıraatinin aynı zamanda cemaatin kıraati yerine geçmesi Fâtiha'daki bu kapsamlı ifade özelliğinden dolayıdır. Bu sebeple tüm müminlerin bir bütün teşkil ettiklerini¸ bu sebeple "sen ben değil¸ biz varız" ilkesi doğrultusunda hareket etmelerini¸ fert-toplum arasındaki dengeyi korumalarının gerekliliğine işaret etmektedir. Burada "biz"i oluşturan bağ¸ iman ve İslâm kardeşliği bağıdır¸ bir ve tek olan Allah'a kulluktur.[12] Nitekim bir hadiste: "Ey Allah'ın kullan! Kardeş olun"[13] buyrularak bu gerçeğe dikkat çekilmiştir.
Müslüman¸ Fâtiha sûresini her okuyuşunda Allah'la manevî irtibat kurmuş¸ Allah'a karşı zikir¸ şükür ve hamd görevlerini ifa etmiş¸ dua ve niyazda bulunmuş olur. Bu manevî irtibat¸ bir kuds-i hadiste şöyle açıklanmaktadır: "Namazı kulumla aramda ikiye ayırdım. Yarısı benim¸ yarısı kulumundur. Kuluma istediği verilecektir Kul¸ Elhamdülillâhi rabbil âlemîn' dediği zaman Allah: Kulum bana hamd etti' der. Kul¸ Errahmânirrahîm' deyince¸ Allah: Kulum beni övdü¸ senâ etti' der. Kul¸ Mâliki yevmi'd-dîn' dediği zaman; Allah¸ Kulum beni yüceltti' der. Kul¸ İyyâkena'büdü ve iyyâke nestaîn' dediği zaman¸ Allah¸ Bu benimle kulum arasındadır¸ artık kulum ne isterse verilecektir' der. Kul¸ İhdine's-sırada'l-müstakîm sırata'llezîne enamte aleyhim ğayri'l-mağdûbi aleyhim ve leddâllin' dediği zaman Allah¸ İşte bu¸ yalnızca kulum içindir; kulumun isteği yerine gelecektir' der."[14]
Fatiha sûresi¸ mü'min insana kesin bir düstur ve şaşmaz bir formül halinde hidayet ve ibadetin önemini¸ ebedî saadetin ve nimetlerin elde ediliş yöntemini bildirmektedir. Böylece sûreyi okuyan her mü'min¸ sadece Allah'a kul olduğunu ifade ve ikrar ettikten sonra¸ kendisiyle Yaratıcısı arasında hiçbir aracı bulunmadan doğrudan doğruya Allah'a seslenir. Ebedî saadete ve nihayetsiz nimetlere ulaştıran doğruluk ve dürüstlük yolunda ilahî lütfa nail olmuş iyilerin izini takip ederek ilerlerken; gazaba uğramışların¸ şaşırmış ve sapmışların durumuna düşmemek için Allah'tan hidayet ve yardım ister¸ olgun mü'min ve iyi insan olma dileğinde bulunur.[15]
Sonuç olarak söylemek gerekir ise; Fâtiha sûresi Kur'an'nın bir mukaddimesi (önsözü) ve özeti olup konusunun önemi ve mana zenginliği bakımından Kur'an'ın en faziletli ve muhtevalı sûresidir. Sûrede¸ hamdin (her türlü övgünün/yüceltilmenin) ve ibadetin/kulluğun ancak bir ve tek olan Allah'a yapılması gerektiği¸ hidayetin Allah'tan olduğu ve Allah'tan yardım istenilmesi gerektiği¸ ebedî mutluluğa ve nimetlere ancak Allah'ın lütfu ve yardımıyla ulaşılabileceği ısrarla ve önemle bildirilmiştir.
[1] Emin Işık¸ "Fâtiha Sûresi"¸ DİA.¸ C. 12¸ TDV. Yay.¸ İstanbul 1995¸ s. 252; İsmail Karagöz¸ "Fâtiha Sûresi"¸ Dinî Kavramlar Sözlüğü¸ DİB. Yay.¸ Ankara 2006¸ s. 173
[2] Komisyon¸ Kur'an Yolu¸ Tefsir-Meâl¸ C. 1¸ DİB. Yay.¸ Ankara 2006¸ s. 53; Sait Şimşek¸ Fâtiha Sûresi ve Türkçe Namaz¸ Beyan Yay.¸ İstanbul 1998¸ s. 11
[3] Işık¸ age.¸ s. 253; Karagöz¸ age.¸ 173
[4] Komisyon¸ age.¸ s. 54; Mevlüt Güngör¸ Kur'an Penceresinden Bakış¸ Kur'an Kitaplığı Yay.¸ İstanbul 1997¸ s. 12
[5] Tirmizî¸ Dua¸ 9
[6] Ebû Davud¸ Edeb¸ 18; İbni Mâce¸ Nikâh¸ 19
[7] Buhârî¸ Fezâilü'l-Kur'an¸ 9
[8] Buhârî¸ Fezâilü'l-Kur'an¸ 9¸ Tıb¸ 34; Müslim¸ Selâm¸ 66; Ebû Davud¸ Tıb¸ 19; Nesâî¸ İftitâh¸ 26; Dârimî¸ Fezâilü'l-Kur'an¸ 12
[9] Komisyon¸ age.¸ s. 54
[10] Müslim¸ Salât¸ 42¸111; Tirmizî¸ Mevâkît¸ 69; Salât¸ 116; Dârimî¸ Salât¸ 36; Ebû Dâvud¸ Salât¸ 132¸ 167; İbni Mâce¸ İkame¸ 11; Ahmed b. Hanbel¸ Müsned¸ II¸ 307¸ 428¸ 443
[11] Işık¸ age.¸ s. 254
[12] Komisyon¸ age.¸ s. 62; Işık¸ age.¸ s. 253
[13] Buhârî¸ Nikâh¸ 45; Edeb 57¸ 58¸ Ferâiz 2; Müslim¸ Birr¸ 28-34; Ebû Dâvud¸ Edeb¸ 40; Tirmizî¸ Birr 18
[14] Müslim¸ Salât¸ 38¸ 40; Ebû Davud¸ Salât¸138; Tirmizî¸ Tefsir¸ 2; Nesâî¸ İftitah¸ 23
[15] Işık¸ age.¸ s. 253
Mehmet DERE
Yazar"İslâm'da insan haklarından olan kişilik dokunulmazlığına çok önem verilmiştir. Buna göre bir kimsenin gıyabında¸ gerek onun şahsıyla ilgili maddî manevî kusurlarının gerekse ebeveyni&c...
Yazar: Mehmet DERE
1. DİLEDİĞİNE MADDÎ VE MÂNEVÎ NİMETLERİNİ BOL BOL VEREN, RUHLARI BEDENLERE YAYAN El-Bâsıt da bir şeyi yayan ve genişleten demektir. Yüce Allah'ın en güzel isimleri arasında yer alan ‘el-...
Yazar: somuncueditor
"Kanat/kanaatkârlık İslâmî ve ahlakî bir erdem olup¸ yüce dinimiz İslâm kanaati ve kanaatkârlığı övmüş; hırs¸ tamah ve açgözlülüğü ise yasaklamıştır. Bizlere düşen görev çalışıp helal...
Yazar: Mehmet DERE
Şehidler; ahirette peygamberler ve sıddıklarla beraber olacaklardır.[6]Şehidler¸ Allah katında yaşamakta ve O'nun nimetleriyle rızıklanmaktadırlar. Bu husus Kur'an-ı Kerim'de şöyle a...
Yazar: Mehmet DERE