KUR’AN’A GÖRE DOĞRU VE GÜZEL SÖZ
Kur’an-ı Kerim, kendisine iman eden bir mü’min için yine Kur’an’ın kendi ifadesiyle bir öğüt, gönüllerde olana şifa,1 hak, rahmet, nur, nimet ve yol gösterici rehberdir.2 Sözün en güzelinin rehberliğinde eğitilen ve aydınlanan insanın özü Kur’an’a mutabık, sözü de özüne muvafık olacaktır. Demek ki sözün en güzeli ya Kur’an’ın kendisidir, ya Kur’an’ın bir âyetidir ya da yaşayan Kur’an haline gelen insanın sözüdür. Allahu Teâlâ, sözlerin en doğrusunu ve en güzelini söylediğini şöyle beyan eder: “Allah, kendisinden başka hiçbir ilâh olmayandır. And olsun, sizi kıyamet gününde mutlaka bir araya toplayacaktır. Bunda asla şüphe yoktur. Kimdir sözü Allah’ınkinden daha doğru olan?”3 Kur’an-ı Kerim, bizim inancımıza göre bir Allah kelâmı olarak sözün en doğrusu ve güzelidir. Kur’an’a göre sözlerin en temiz ve güzel olanı imandır.4 Yani Allah’ın birliğini, yüceliğini, Hz. Muhammed (s.a.v.)’in O’nun kulu ve elçisi olduğunu ikrar etmektir. Allah, güzel sözü şöyle bir benzetme ile açıklar: “Allah’ın, güzel-doğru bir söz için nasıl bir misal verdiğini görmüyor musun(uz)? (Güzel söz), kökü (yerde) sabit, dalları gökte olan güzel bir ağaç gibidir. (O ağaç), Rabbinin izniyle her zaman yemişini verir. Çirkin bir sözün durumu ise, kökü toprağın üzerine çıkarılmış, bütünüyle kararsız, dayanıksız, çürük bir ağaç gibidir.”5 Söz (kelime), kavramsal alanı itibarı ile fikir, vaad ve önerme/kaziye anlamlarına gelir. Buna göre, güzel ve doğru bir söz, öz itibarıyla doğru, ahlaki ölçülere uygunluğu ve yararlılığı itibarı ile de güzel olan fikir ve önermeyi tanımlar. Bu bağlamda, doğru, ahlâkî ve yararlı olan sözler, Allah’ın mesajına ya da razı olacağı durumlara işaret eder. Çirkin söz de, ilâhî mesajın zıddını, gayr-i ahlâkî durumları, manevî alanda yıkıma götüren inanç, düşünce ve öğretileri ifade eder.6 Sözün güzeli ya da güzel sözlülerin kimler olduğu ise şu âyette meâlen şöyle beyan ediliyor: “(İnsanları) Allah’a çağıran, salih amel (işi doğru ve güzel yapmak) işleyen ve ben Müslümanlardanım diyenden daha güzel sözlü kim vardır?”7 Âyette bahsi geçen üç güzel sözlüden ilkinin hakkı söyleme, insanları İslâm’a davet etme hususiyetine, ikincisinin, işini doğru ve güzel yapışına8 üçüncüsünün ise şahsiyetli duruşuna vurgu yapılmaktadır. Doğru konuşmayanlara ve sözün güzelini söylemeyenlere Allah’ın uyarısı şöyledir: “Kullarıma söyle, sözün en güzelini söylesinler. Sonra şeytan aralarını bozar.”9 Sözün güzelini söylemek ve sözün en güzeline uymak ilâhî bir emirdir. Bu durumda mü’minlere düşen bu emre itaat etmektir. Nitekim Allah’ın salih kullarının bu emre tabi oldukları yine Yüce Yaratıcı tarafından teyit edilmektedir: “Sözü dinleyip de onun en güzeline uyanlar var ya, işte onlar Allah’ın hidayete erdirdiği kimselerdir.”10 Kurtubî (ö.671/1272), bu âyetin tefsirinde, sözün en güzelini dinleyenlerin kimler olduğu ve neleri dinledikleri hakkında şunları nakletmiştir: 1- Onlar güzel ve çirkin sözü dinlerler, güzel olanı konuşurlar, çirkin olandan uzak dururlar ve onu konuşmazlar. 2- Onlar, Kur’an’ı ve başka sözleri dinlerler ama Kur’an’a tabi olurlar 3- Onlar, Kur’an ve sünneti dinlerler, onların en muhkem olanına uyarlar ve onunla amel ederler. 4- Onlar, ruhsat ve azimeti duyarlar fakat azimeti tercih ederler. 5- Onlar, kendi lehlerine olan cezayı uygulamak yerine affı tercih ederler.11 Hac Sûresi’nin 24. âyetinde geçen “sözün en güzeli” anlamına gelen “et- tayyibmine’l-kavl” tabiri ile Zümer Sûresi’nin 23. âyetindeki “Ahsene’l-hadis/En güzel söz: Kur’an” tabiri anlamca birbirine yakın görünmektedir. Süddi (ö. 127/745), “et- tayyibmine’l-kavl”den maksadın Kur’an olduğunu söylemiştir.12 Sabunî de bu tabiri, cennetliklere güzel ve faydalı söz söyleme melekesi verilmesi anlamında tefsir etmiştir.13 Allah’ın, Peygamberimiz’e telkin ettiği çeşitli davet metotlarından biri de “güzel öğüt”tür.14 Güzel öğüt, gerçekleri güzel takdim etmek, muhatabı ikna etmede yapıcı, onure edici, umut verici bir üslup kullanmak, muhatap ikna olmasa bile en azından davete saygısını temin edecek bir diyalog kurmaktır. Yani Peygamberimiz’in, “Siz kolaylaştırıcı olarak gönderildiniz, zorlaştırıcı olarak değil.”15 ikazına uygun bir üslup kullanmaktır. Bu tavsiye, sözün güzelleşmesinde de belirleyici bir öneme sahiptir. Buna göre, en doğru, en güzel söz Allah’ın kelamı olan Kur’an-ı Kerim’deki ayetlerdir. Ayet-i kerimelere mutabık ve muvafık olan beşer sözüne de doğru ve güzel güzel söz demek mümkündür. Doğru ve güzel beşeri söz; içinde yalan, yanlış, suizan, küfür, itham, ilzam, malayani olmayan sadece iyiye, hayra delalet eden sözlerdir.
Mukadder Ârif YÜKSEL
Yazarİnsanlar konuşarak anlaşır, kaynaşır. İnsanların ayrışması, tartışması ve tartışmanın kavgaya dönüşmesi de farklı dil, üslup ve niyetle yapılan konuşma ile başlar. Bayramlarda, vaazlarda, çeşitli vesi...
Yazar: Mukadder Ârif YÜKSEL
Eğitimin temel unsuru eğitimci olduğuna göre, en mükemmel özelliklerin onlarda bulunması gerekir. İslâm terbiyesi bir duygu, niyet, düşünce, eylem güzelliğidir. Niyetin, duygunun, düşüncenin, davranış...
Yazar: Ali ÖZKANLI
“Dijital dünyanın bize kattığı en olumsuz duygulardan biri riyakârlık! Kelimeye bakınca içinde kâr ifadesi geçiyor diye bir an kârlı olduğumuzu mu zannettik nedir, riyakârlık normal bir hâl durumuna g...
Yazar: Erol AFŞİN
Karakter, davranışlarımızın dozajını, rengini ve şeklini belirleyen, önemli bir kısmı fıtrî bir kısmı da kesbî olan doğal reflekslerimizdir. Şuuraltında olayların gelişimine göre formatlanmış halde bu...
Yazar: Mukadder Ârif YÜKSEL