KUL OLMANIN HAZZI
Seher vaktinde güller açılıp bülbül figan eyler Bu hali anlara bad-ı saba-yı cavidan eyler Es-Seyyid Osman Hulûsi Efendi Hazretleri, yukarıdaki dizelerde olduğu gibi, birçok şiirinde seher vaktinde uyanık olmanın önemine dikkati çekmiştir. Denir ki bülbül güle âşıktır ve sevdalı sesiyle hep güle olan aşkını anlatır. Bülbül ister ki; gül bir kez dönüp baksın. Lakin gül, bülbülün aşkından habersiz görünüp bir kez bile dönüp bakmaz. Seher vaktinde aşk ile dertli dertli ötmesi de hep bu yüzdendir. Seher vakitlerinde, bülbül gibi âşıkların da tazarru ve huşu ile Mevla’sına, sadece O’nun rızasını ve sevgisini isteyerek, en içten duygularla (ki diğer bir adı ihlastır bunun) yönelmesi de bu sebeptendir. İster ki seher vaktinin de nuruyla, Rabb’inin bir an teveccühüne mazhar olsun. Sonra isterse bu yolda can versin. Robin Sharma’nın ülkemizde basıldığı ilk yıllarda okuduğum “Ferrari’sini Satan Bilge” adlı kitabında, Yogi Raman herkesten uzakta Himalayalar’ın tepelerinde, Julian’a eğitimi sırasında gece belli bir vakitte kalkıp zihnini meşgul eden ve dikkatini dağıtan tüm düşüncelerinden arınmasını yani moda deyimle meditasyon yaparak kendi özüne dönmesini anlatıyor. Kitapta bu ve daha birçok konu Buda inanışı içinde, bizim dilimizle söylersek insan-ı kâmil olma yolunda uyulacak kuralları anlatıyor ve bunları hayatına uygulayan Julian önceleri hep çalışma ve kazanma hırsıyla, sevgiden yoksun olarak hayatını geçirirken, bu eğitim sayesinde gerçek huzuru buluyor. Bu gerçek huzuru bulma, insanlara faydalı olmaya çalışma, en azından zararının olmaması elbette ki çok güzel hasletler ama bir yerden sonra bunları bir güzele dayandırmazsan, boşlukta asılı duran zayıf bir dala benziyor. Siyer Vakfı kurucusu Muhammed Emin Yıldırım, “Herkes İçin Siyer” program serisinin bir bölümünde, bir kâğıda yan yana çok sayıda sıfır çizerek şöyle dedi: “Başına “1” koymazsak bu sıfırlar yan yana bir anlam ifade etmez.” Bu örnekte olduğu gibi; bu insanlar da belki diğer insanlara göre biraz daha dingin ve huzurlu yaşayabilir ve böyle oldukları için kendilerini de ayrıcalıklı görebilirler ama gerçek imanın tadına ermedikleri için, seher vaktinde uyanık olsalar bile, hiçbir zaman bir mü’minin zihnini, gönlünü Rabb’ine verdiğindeki hazzı alamaz. Bu kul olmanın hazzıdır ve mümin kul, bu huzurla bütün gününü ve hatta uyku halini bile aynı güzellikte yaşar. Bu güzellikle de Yunus Emre’nin Cana cefa kıl ya vefa Kahrın da hoş, lütfun da hoş Ya derd gönder ya deva Kahrın da hoş, lütfun da dizelerinde olduğu gibi dosttan gelen lütuf da aynıdır ona kahır da.
Raziye SAĞLAM
YazarNefsin başı hoş olur gerçi bî-namaz ileSen namazı bırakma, mi’rac et namaz ileGeçtiğimiz günlerde bütün İslâm âlemi olarak, Ramazan Bayramı’nı idrak ettik. Haberlerde Mescid-i Aksa’da tüm engellemeler...
Yazar: Raziye SAĞLAM
Daha önceki yazımda bahsettiğim gibi, Yunanistan’dan cennet vatanımıza İpsala Sınır Kapısı’ndan giriş yaptık. İstanbul’a dönmeden Edirne’ye gideceğiz. Muhteşem Selimiye’de namaz kılmak, meşhur yaprak ...
Yazar: Raziye SAĞLAM
Doğru sözlü olmak, doğru davranışlarda bulunmak insanı yüceltir, doğruluktan ayrılmak ise insanın perişan durumlara düşmesine sebep olur. İnsanoğluna verilen nimetlerin farkında olması dürüst davranar...
Yazar: Editör
Bir zamanlar Çin’de bir adam o kadar aç ve bitkin düşmüştü ki, dayanamayıp bir armut çaldı. Adamı yakalayıp cezalandırılmak üzere imparatorun karşısına çıkardılar. Hırsız, imparatoru görünce ona şö...
Yazar: Sema KORKMAZ