KÜÇÜK ÇOCUKTAN BÜYÜK DERS
Bir dükkân sahibi dükkânın vitrinine üzerinde satılık yavru köpekler yazan bir tabela asarken yanında küçük bir erkek çocuğu belirdi ve: “Köpek yavrularını kaça satıyorsunuz?” diye sordu. Adam, çocuğa yavruların en az 50 TL olduğunu söyledi. Çocuk elini cebine attı, biraz bozuk para çıkardı, dükkân sahibine bakıp: “2 lira 50 kuruşum var, onlara bakabilir miyim?” dedi. Dükkân sahibi bir ıslık çaldı. Lady adlı bir köpek, dükkânın içindeki kulübesinden çıkıp onlara doğru koşmaya başladı. Arkasında da beş tane küçük yün yumağı vardı. Yavrulardan biri, diğerlerinin gerisinden, topallayarak geliyordu. Bu, küçük çocuğun hemen dikkatini çekti ve: “Bu yavrunun nesi var?” diye sordu. Dükkân sahibi: “Veterinerin dediğine göre, kalçasında bir kemik eksikmiş.” diye yanıt verdi. “Hep böyle topallayacakmış.” diye de ekledi. Küçük çocuk hemen; “Onu almak istiyorum.” dedi. Dükkân sahibi: “Sahi mi? O yavruyu gerçekten istiyorsan sana bedava verebilirim.” dedi. Çocuk, dükkân sahibine yaklaştı ve öfkeyle: “Onu bana bedava vermenizi istemiyorum. Bu yavru da diğer yavrular kadar değerli. Fiyatı neyse size ödeyeceğim, şimdi size üzerimde bulunan 2 lira 50 kuruşu vereceğim, kalan parayı da ayda biraz biraz ödeyeceğim!” dedi. Dükkân sahibi: “O sakat yavruyu ne yapacaksın? O hiçbir zaman diğer köpekler gibi koşup oynayamayacak.” dedi. Küçük çocuk, pantolonunun paçasını yukarı kaldırdı ve iki çelik bağla desteklenmiş eğri sol bacağını göstererek: “Ben de pek koşamıyorum. Bu yavrunun da kendini anlayacak birine ihtiyacı var.” dedi.
Sema KORKMAZ
YazarTanınmış bir gezgin ve araştırmacı, bir gezisi sırasında Atlas Okyanusu'nun ıssız bir yerinde, çığlıklar atan milyonlarca kuşun havada daireler çizerek uçtuğunu gördü. Kulakları sağır edecek denli yük...
Yazar: Sema KORKMAZ
Vefâlısın ey gönül bezm-i elestten beri Yârle görmek istersin mizânı ve mahşeri Düşünmezsin arada çektiğin ıstırâbı Sana şifâ gelir hep yaşattığı kederi Göstermez âh yü...
Şair: Ekrem KAFTAN
Yavuz Sultan Selim giyim kuşamına itina etmez, giydiği kaftanı uzun süre sırtından çıkarmazmış.O çıkarmayınca vezir vüzera da yeni elbise yaptıramaz olmuş, iyice kılıksızlaşmışlar.Ne yapsak da padişah...
Yazar: Sema KORKMAZ
Hz. Ali'nin ağabeyi Cafer B. Ebu Talib'in oğlu Abdullah sıcak bir günde, bir kabilenin hurmalığına inmişti. Abdullah burada dinlenirken, hurmalıkta çalışan köleye yemek vakti üç parça ekmek geldiğini...
Yazar: Sema KORKMAZ