KELİMELERİN GİZEMİ
“Kelimelerin yerinde kullanılmaması sonucunda toplumsal bir ahlaki erozyona maruz kalabilir ve bunun kötü sonuçlara sebep olduğunu görebiliriz. O yüzden kelimelerin değersizleştirilmesine izin vermemeli ve gerektiğinde müdahale etmeliyiz. Cehalet, mizah değildir. Cehaletin mizahı ve izahı olmaz. Dolayısıyla bir yerde cehalet varsa bunun çözülmesi gerekiyor.” Toplum içerisinde genel kabul görmüş kavramlar vardır, adet ve görenekler vardır, dahası dinî inanca dayalı bazı düşünceler, dinî vecibeler vardır. Bütün bunların bir araya gelmesiyle birlikte toplum içerisinde huzur ve sükûnet içinde yaşamak için güven tesis edilir, bu şekilde yaşamaya devam edilir. Bütün kelimelerin bir anlamı vardır ve günlük hayatta kullandığımız kelimelerle, anlaşır, iletişim kurarız. Yazılı metinler olmadan önce de insanların konuştuğunu biliyoruz ve daha sonra yazı ile gelecek nesillere bunların aktarıldığını da biliyoruz. Günümüzde kelimeleri kullanmak, anlamlarını öğrenmek ve gelecek kuşaklara aktarma noktasında çok daha iyi bir konumdayız. Çünkü iletişim araçları çok ilerledi ve düşüncelerimizi çeşitli araçlarla kayıt altına alabiliyoruz. Bunun bir güzelliği, yaşanılan olayları iyi kötü gelecek kuşaklara aktarabilecek olmamız. Tabii bunun yanında yine kötü insanlar bunları kötüye kullanarak insanları çeşitli tuzaklara çekebilmektedir. Kelimelerin gizemi, onu ne kadar kullandığımızla eşdeğer aslında… Ne sıklıkla kullanılırsa değer bulur, anlam bulur ve hayatta kalmaya devam eder. Vefa, kadirbilirlik, komşuluk, arkadaşlık, dostluk gibi kavramlar insanlığın ihtiyaç duyduğu ve bu ihtiyacın devam edeceği nadir güzelliklerden birkaçı… Kelimelerin anlamsızlaşması yine insanların bu kelimeye atfettiği davranışlarla mümkündür. Mesela iyi bir komşuluk hâli sonucunda komşuluğun iyi bir kavram olduğu ortaya çıkar ama komşular birbirine sürekli bela musallat eder ve geçimsiz bir hâl içinde olursa, komşuluk kavramı birden kötü bir hâl alır ve toplumda komşuluğun iyi bir şey olmadığı kanısı hüküm bulur. İnsanların davranışları kelimeleri ya iyi ya da kötü şekilde düşünülmesine yetiyor. Dolayısıyla kelimeleri kullanırken de anlamına uygun hareket etmemiz, onu uzun yıllar yaşamasına vesile olacaktır. Bugünlerde adını neredeyse unuttuğumuz vefa kavramı da aynı şekilde... İnsanlık sürekli kazanma hırsı içinde yaptıkları işlere odaklandığından çevresindekilere karşı vefa duygusunu kaybetmiş durumdadır. Artık apartman isimleri, sokak ve cadde ismi olarak anılır oldu. Oysa vefa çok önemli bir moral kaynağıdır. İnsanların kendini değerli hissetmesini ve karşısındaki insana değer vermesini sağlar. Arkadaşlık ve dostluk kavramları da çok önemli… Yıllarca iyi ve kötü günde hep beraber bir şeyler yapabilme yetisinde olan insanların yine basit olaylar karşısında dağılmaması gerekiyor. Dağılıyorsa, sadece menfaate dayalı bir arkadaşlık ve dostluk oluşturulmuş olacak ki bunun adı da arkadaşlık ve dostluk olamaz. İşte insanların yanlış kullanımı sonucu sadece menfaate dayalı bir tanışıklığın adı arkadaşlık ya da dostluk diye anılır hale geldi. Oysa kelimenin anlamı bu değil, karşılıksız sevmek ve karşılıksız bir şekilde iyi günde ve kötü günde hayat mücadelesi vermek. Kelimeleri ne kadar basitleştirirsek bize bir değer katmaz, bize düşen o kelimeye uygun bir haleti ruhiye içinde olmak ve öyle hareket etmek. Nihayetinde insan beşer, elbet şaşar! Hatalardan münezzeh değiliz, makbul olan hatamızı görüp özür dilemek ve bu hatayı bir daha yapmamaya gayret etmek. İnsan olarak hepimizin hataları oluyor, eğer hatalarımız olmasaydı sanırım insan olmazdık. Kelimelerin yerinde kullanılmaması sonucunda toplumsal bir ahlakî erozyona maruz kalabilir ve bunun kötü sonuçlara sebep olduğunu görebiliriz. O yüzden kelimelerin değersizleştirilmesine izin vermemeli ve gerektiğinde müdahale etmeliyiz. Sosyal medyada bu sıkça yapılıyor, bazı kelimelerin bilinçli ya da bilinçsiz bir şekilde kullanımına gülüyorlar, latife ederek bunu yayıyorlar. Elbette mizah güzeldir ama nerede yapıldığına dikkat etmek gerekir. Cehalet, mizah değildir. Cehaletin mizahı ve izahı olmaz. Dolayısıyla bir yerde cehalet varsa bunun çözülmesi gerekiyor. Bir insan düşünelim ilkokuldan sonra en fazla liseye kadar devam ediyor olsun. Günümüzde on iki yıllık bir okul hayatından geçmiş oluyor ve nihayetinde hâlâ Türkçeye vakıf olamıyorsa ciddi sorunlar var demektir. Dolayısıyla hiç de küçümsenmeyecek meseleler ilerde karşımızda dev bir sorun silsilesine dönüşebilir ki bununla baş etmek zor olabilir. Kelimeler bizi ileriye taşır, hayallerimizi ifade etmemizi sağlar. Kelimelerdir aslında bizi geleceğe taşıyan, durmamıza engel olan… Durup paslanmamıza engel olan… O yüzden sözlük kullanımına da önem vererek bir sözlük temin edip bilmediğimiz kelimeleri öğrenmenin hazzı hiçbir şeyle izah edilemez. Cehaletin izahı olmaz ama tedavisi yok değil. Her şey kelimelerin güzelliğinden hareketle davranışlarla destekleyerek daha güzel bir noktaya doğru devam eder.
Erol AFŞİN
YazarDaha dünyaya adım atmadan, anne karnına düştükten sonra Allah’ın Rahman isminin tecellîsi olarak annelerimize verilen rahmet ve şefkat duygusu ile sevgi içinde, güzel duygularla dünyaya gelebilmemiz i...
Yazar: Erol AFŞİN
Yahya b. Muaz buyurdu ki “Muhabbetin hakikati, safâ ile artmaması cefâ ile azalmamasıdır.” Hucvirî ise Yahya b. Muaz’ın sözüne bağlı olarak şöyle der: “Cefa ve ihsan, muhabbetin sebebidir. Sebepler...
Yazar: Hamit DEMİR
İnsanlığın dünya ile ünsiyeti günümüzde gittikçe artmış durumda gibi. Tamamen dünyaya odaklanmış hâle geldi insanlık, her şeyi buraya göre ayarlama düşünde. Dünyada sonsuz bir hayat var gibi davranara...
Yazar: Erol AFŞİN
Toplum içinde yaşarken insanların birbirini anlaması, insanî düşüncelerin yerli yerinde kullanılması çok önemli. Bazı hususlara takılıp kalmak, o dar pencere içine hapsolup etrafımızda olan biteni gör...
Yazar: Erol AFŞİN