KÂN-I MÜRÜVVET HAZRET-İ MUHAMMED
Geçtiğimiz ay¸ âlemlere rahmet ve merhamet olarak gönderilen¸ Cenâb-ı Hakk’ın en güzel ahlak sahibi olarak tavsif ettiği Habîb-i edîbi¸ güzel ahlâkı tamamlamak üzere gönderilen¸ ins ve cinin peygamberi¸ kendisinde bizim için en güzel örnek hayat olduğu bildirilen Hazret-i Muhammed Mustafâ (s.a.v)’nın kutlu doğumu münasebetiyle çeşitli etkinlikler yapıldı.
Geçtiğimiz ay¸ âlemlere rahmet ve merhamet olarak gönderilen¸ Cenâb-ı Hakk’ın en güzel ahlak sahibi olarak tavsif ettiği Habîb-i edîbi¸ güzel ahlâkı tamamlamak üzere gönderilen¸ ins ve cinin peygamberi¸ kendisinde bizim için en güzel örnek hayat olduğu bildirilen Hazret-i Muhammed Mustafâ (s.a.v)’nın kutlu doğumu münasebetiyle çeşitli etkinlikler yapıldı. Bir kere daha görüldü ki bizim insanımızın sevgisinin ortak paydası Hz. Muhammed'dir. Hemen herkesin dünyada sevdiği bir kimse¸ beğendiği bir tavır ve davranış¸ hoşlandığı bir huy ve güzellik¸ hayrânı olduğu şahsiyetler ve liderler vardır. Ancak bütün bu sevdiği¸ beğendiği¸ hoşlandığı ve hayrânı olduklarının eksik gördüğü¸ kendilerine yakıştıramadığı yönlerini de bilir¸ zaman zaman da bunları dillendirir.
Hazret-i Peygamberde ise hiçbir eksiklik yoktur. Çünkü o şöyle demektedir: Beni Rabbim terbiye ettiği için¸ terbiyem güzel olmuştur.
Sevgisinin¸ güzel ahlâkının¸ örnek davranışlarının¸ şefkat ve merhamet kaynağı şahsiyetinin¸ asırlar geçse de eskiyip pörsümeyen mesajının üzerinde ona inanıp ona tâbi olan hiç kimsenin bir tek söz söylediği olmamıştır.
Çünkü o her şeyde örnek alınacak tek Peygamberdir. Nitekim Cenab-ı Hak Âl-i İmrân Sûresi 31. âyette onun sevgisini kazanmayan kişiyi sevmeyeceğini ve günahlarını bağışlamayacağını; yine aynı sürenin 32. âyetinde de kendisinden sonra Rasûlüne itâati emrederek bizim yapmamız gereken en uygun davranışı bildirmektedir.
Dergimizin geçen sayısında Peygamberimizin hayatı¸ kişiliği¸ örnek ahlâkı çok değerli yazarlarımız tarafından manzum¸ mensur çeşitli yazılarla ifade edilmişti. Hz. Peygamberin sevgi ve muhabbetini sadece bir sayıda değil her zaman ve her vesileyle ifade etmek tabii ki en doğru davranıştır. Onun için bu sayıda da onu anlatan bir gazeli burada ele almış bulunuyoruz.
Gerçek bir peygamber âşığı olan ve onun pâk neslinden gelen Es-Seyyid Osman Hulûsî Efendi buraya aldığımız gazelinde¸ bize Hazret-i Peygamberin yüce şahsiyetini ve âlî derecesini tarif etmektedir. Çünkü o bütün güzelliklerin¸ bütün örnekliklerin ve kısaca bir insan için lâzım olan her güzel davranışın kânı yani kaynağıdır.
Cenâb-ı Hak bizleri o yüce Rasûlün şefâatinden mahrûm bırakmasın.
Gazelin Metni:
1.Dürr-i şeh-vâr-ı risâletdir Muhammed Mustafa
Tâc-ı Levlâk-ı hilâfetdir Muhammed Mustafa
2. Perde-dâr-ı harem-i hâsı durur Cebrâil
Mazhar-ı nûr-ı nübüvvetdir Muhammed Mustafa
3. Zât-ı Hak Sultân-ı kevneyn söylemişdir zâtına
Enbiyâ ser-hayline tâc-ı risâletdir Muhammed Mustafa
4. Mucizâtıdur zuhûrunun ser-â-ser kâinât
Mebde-i kevn ü mekân-ı temâmetdir Muhammed Mustafa
5. Çar-yârı çâr erkânı durur İslâmın
Sıdk u adl ü hilm ü refetdir Muhammed Mustafa
6. Mâ-hasal dergâhının kem-ter Hulûsî bendesi
Redd kılmaz kimseyi kân-ı mürüvvetdir Muhammed Mustafa
Gazelin Bugünkü Dille İfâdesi:
1. Hazreti Muhammed Mustafa (aleyhis-selâm)¸ peygamberlik incisinin en büyüğüdür. Aynı zamanda o levlâk sırrının tâcı gibidir. Çünkü ona¸ “Sen olmasaydın Habîbim¸ âlemleri yaratmazdım.” denilmiştir.
2. Hazret-i Peygamber (s.a.v)¸ nübüvvet nûruna sahip olduğundan Cebrâil (a.s.) da ona perdeleri açmakla görevlendirilmiş özel bir perdeci gibidir.
3. Allah Teâlâ hazretleri¸ Peygamberimiz hakkında O¸ dünya ve âhiretin sultânıdır¸ buyurmuştur. O aynı zamanda peygamberler kâfilesinin de başıdır.
4. Bu kâinât baştan başa onun gelişinin mucizeleri ile doludur. Kâinâtın ilk yaratılanı ve tamamlayıcısı da Muhammed Mustafa’dır.
5. Hazret-i Peygamberden sonra sırasıyla halife olan dört sevgili dost¸ sanki İslâm’ın dört temel direği gibidirler. Çünkü Muhammed Mustafâ'nın bu dört halifesi¸ sırasıyla sadâkatin¸ adâletin¸ yumuşak huyluluğun ve merhametin birer timsâlidirler.
Sıdk u adl ü hilm ü refetdir Muhammed Mustafa
6. Nihâyet bu Hulûsî¸ Muhammed Mustafa (aleyhis-selâm)nın bulunduğu dergâhın âciz bir kölesidir. Ancak Hazret-i Peygamber¸ kimseyi kapısından kovmaz.
Çünkü o¸ cömertlik ve bağışlamanın kaynağı olup kimseyi huzurundan boş çevirmez.
Mehmet AKKUŞ
YazarDaha önce arz etmiş olduğumuz bazı gazellerin açıklamasından önce gönül üzerine kısa da olsa bazı izahlar yapmış¸ Cenâb-ı Hakk'ın tecellî-gâhı olan bu manevî makâmın manen de temiz tutulmasının ön...
Yazar: Mehmet AKKUŞ
Ramazan ayının kalan yarısını idrak ederken, bin aydan daha hayırlı Kadir Gecesi’ni ve Ramazan’ın bitimiyle de bayramı yaşayacağız inşaallah. Bu mübarek günler, hayırların tavsiye edildiği ve mü’minle...
Yazar: Raziye SAĞLAM
Buhârî ve Müslim'de geçen bir hadisinde Peygamber Efendimiz (s.a.v.) Cebrâil (a.s.)'ın İmân ve İslâm hakkındaki sorularından sonra "İhsân nedir?" sorusuna şöyle cevap vermiştir: &quo...
Yazar: Mehmet AKKUŞ
Yavuz Sultan Selim’in kısa süren saltanatından sonra Osmanlı Devleti’nin başına geçen oğlu Kanûnî Sultan Süleyman da babası ve dedeleri gibi tasavvufa meyilli bir padişahtı. Hatta o tasavvufa meyli ba...
Yazar: Kadir ÖZKÖSE