IV. MEHMED’İN EN ÇOK SEVDİĞİ EŞİ AFİFE KADIN
Sultan IV. Mehmed’in en çok sevdiği Kadın Efendi’sidir. Osmanlı tarihçisi İsmail Hakkı Uzunçarşılı da bunu tasdik etmektedir: “IV. Mehmed, ailesi arasında en çok Afife Kadın Efendi’yi severmiş.” Afife Kadın, güzelliği, zekâsı, hassasiyeti ve sadakati ile IV. Mehmed’i kendisine bağlamasını bilmiştir. Ne yazık ki, doğum tarihi, hayatı, kişiliği ve eserleri hakkında aşağıda aktardıklarımız haricinde hiçbir malumat mevcut değildir. Afife Kadın Efendi, eşi IV. Mehmed gibi ince ruhlu ve şairdi. Hürrem Sultan’dan sonra Osmanlı sarayında görülen, şiire ve edebiyata yatkınlıkta oldukça ilerlemiş, ikinci şaire hanım sultandı. Afife Sultan’ın, heceyle halk şiiri tarzında yazdığı şiirler, saray ve çevresinin halk şiirine duyduğu ilgiyi göstermesi bakımından önem teşkil etmektedir. Nihat Sami Banarlı onun bu yönünü, bir edebiyatçı olarak şöyle takdir ve tavsif etmiştir: “Âşık edebiyatının Osmanlı sarayına da nüfuz ederek sultan hanımlar tarafından dinlendiği ve yine sultan hanımların âşık tarzında şiir söylemeye heveslendiği asırdır. Mahlası Afife Sultan’dır. Afife Sultan, sarayda bu tarz ile şiir söylediği bilinen ilk kadın şairimizdir.” Nitekim tıpkı Kanunî Sultan Süleyman ile Hürrem Sultan arasında olduğu gibi Sultan IV. Mehmed ile Afife Kadın Efendi arasında da karşılıklı şiir müşaareleri/teatileri/söyleşileri ve muhabbetleri olmuştur. Bu manada, IV. Mehmed’in eşine yazdığı şu beyitler, seven bir kalpten taşan en saf sevgi terennümlerindendir: Beyazlar giydiğince bir dürr-i yektaya benzersin Siyahlar giydiğince sen hemen Leylâ’ya benzersin Yeşiller giydiğince tûti-i gûyâya benzersin Benim hoş-bû Afife’m sen gül-i ra’nâya benzersin Afife Kadın Efendi’nin verdiği karşılık da en az IV. Mehmed’inki kadar harikuladedir: Beyazlar giydiğince pâdişâhım aya benzersin Siyahlar giydiğince Kâ’be-i ulyâya benzersin Kızıllar giydiğince cevher-i hamrâya benzersin Benim heybetlü hünkârım hemen deryâya benzersin Onun şair bir tabiata sahip olduğunun ve Divan edebiyatı türünde de kalem oynattığının en güzel delillerinden biri de zevci Sultan Mehmed’in 8 Kasım 1687’de tahttan indirildiği esnada duyduğu üzüntüyü dile getirdiği ağıt ya da destan niteliğindeki mısralardır. Öyle ki, Reşat Ekrem Koçu bu destan için şu değerlendirmeyi yapmıştır: “Tarihî vakalar üzerine kaleme alınmış bu çeşit manzumelerin en eski ve güzel örneklerinden biridir.” Destanın tam metni şöyledir: Sultân kardeşlerim hatırım sorsun Sultân Süleyman’a taht mübârek olsun Er olsun, arasın hasmını bulsun Bana hayf değil mi der Sultân Mehmed Barışdırdım tavşan ile tazıyı Görsem gerek başta olan yazıyı Cenge saldım nice yüz bin gaziyi Bana hayf değil mi der Sultân Mehmed Kâfirlere otağımı verdiler Eski sarayıma ateş vurdular Anan öldü uğrun döndü dediler Bana hayf değil mi der Sultân Mehmed Söyleyin Gülnûş’a kareler bağlasun Ah ettikçe ciğerini dağlasun Sultân Mehmed şimşirlikde ağlasun Bana hayf değil mi der Sultân Mehmed Afîfe Sultân bunu böyle söyledi İnip aşkın deryâsını boyladı Tacını tahtını virân eyledi Bana hayf değil mi der Sultân Mehmed Afife Kadın’ın Sultan Mehmed ile evliliğinden, 1665’te dünyaya getirdiği Şehzade İbrahim isminde bir çocuğu olduğu ve bir yıl sonra vefat ettiği rivayet edilmektedir. Afife, IV. Mehmed’in tahttan uzaklaştırılmasının ardından Eski Saray’a gönderildi. Bundan sonraki hayatı hakkında maalesef fazla bir bilgi ve kayıt yoktur. Doğum tarihi gibi ölüm tarihi de bilinmemektedir. 1681 yılında devrik padişahla birlikte Edirne’de bulunduğu ve hayatta olduğuna dair belge (Başbakanlık Arşivi İbnülemin Tasnifi Saray, 1159 numaralı makbuz) vardır. Kabrinin nerede olduğu da meçhuldür.
Bengisu HAYAT
YazarKur’an-ı Kerim’de İbrahim Suresi 34. ayet ve Nahl Suresi 18. ayette, “Allah’ın nimetlerini saymaya kalksanız sayamazsınız.” buyrulmaktadır. İnsan adeta nimet deryasında yüzmektedir, balığın denizde ik...
Yazar: Emine Büşra YÜKSEL
Âlemlerin Rabbi olan Allah'a hamd olsun. Hz. Muhammed (s.a.v.)'e, âline, ashabına ve ehl-i beytine salât ve selâm olsun. Hiç kimsenin lâyık olamadığı bir şekilde Rabb’ine hamd eden Âlemlerin Efendisi ...
Yazar: Editör
2. Selim’in, Nurbanu Sultan’dan olan, büyük kızıdır. İsmi, kaynaklarda Esmâhan/Esmehan olarak da zikredilmiştir. 1544/1545 yılında, babasının Saruhan Sancakbeyliği döneminde, Manisa’da zuhur eden salg...
Yazar: Bengisu HAYAT
Allah’ın nimeti saymakla bitmez, Mısralara döktüm dile geleni. Şu vücut şehrini anlatabilsem, Henüz çözemedim sırrı bileni. Rabb’im düzenini muhteşem kurmuş, Âdem’e, şeytana s...
Şair: Rabia BARIŞ