İRADELİ YETİŞKİNLER İÇİN ÖZ DENETİMLİ ÇOCUKLAR YETİŞTİRMEK
İnsanoğlunu, yaratılışı itibariyle diğer mahlûkattan ayıran en önemli özelliği akıl, irade ve şuur sahibi olması diyebiliriz. Ve insanda var olan bu mükemmel donanım, onu yeryüzünün halifesi konumuna yükseltmiştir. Yine, Ahzap Suresi’nin 72. ayet-i kerimesinde, Rabb’in arza, semaya ve dağlara teklif ettiği emaneti sadece insanın kabul etmesinde de onun âhsen-i takvim üzere yaratılmasının sırrı büyük. Ve insan yine bu yönüyle, bünyesindeki harikulade teçhizatla, iradî olarak kabul ettiği tercihleri veya reddettikleri ile ‘Hz. insan’ konumuna çıkabiliyor. Kişiye en büyük nimet olarak verilen imanın, onun bünyesinde kök salıp, dal budak olarak uzaması ve onun şuurlu bir mü’min kıvamına gelmesi için, iradesinin hakkını vererek Rabb’inin kendisinden istediği ibadetlerine sebat göstermesinin payı mutlaka ki çok büyük. Burada iradesinin hakkını verme mevzusu bize bu yazıyı yazdıran en önemli neden. İnsanın tercihlerini, ilişkilerini, iş ahlakını ve hayat tarzını etkileyen ve bunda çok önemli bir faktör olan iradenin hakkını vermeyi acaba daha küçük yaşlarda çocuklarımıza nasıl öğretebiliriz? Ya da evlatlarımızın, irade terbiyesi kazanmış, modern psikolojinin adlandırdığı şekli ile öz denetim becerisine sahip çocuklar olmaları için, biz ebeveynlerin hangi hususlara dikkat etmesi gerekir? Öz denetimi tanımlayacak olursak; önemli bir amaca ulaşabilmek için kişinin davranışlarını ya da başka bir amaca yönelme eğilimini kendisinin denetleyip kısıtlamasıdır. Kısaca, kişinin kendi kendini kontrol etmesi diyebiliriz. Bu konuda filozof Platon’un: “Kendini yönet, dünyayı yönetecek gücü bulursun." sözünü hatırlıyor ve şüphesiz insanın kendini yönetebilmesini "birey" olma yolundaki en önemli becerileri arasında görüyoruz. Çünkü kendini tanıyan bir kişi, ancak kendini yönetebilecektir. Ve bütün ilimler kendini bilmeye hizmet ettiği oranda değer kazandığından, Yunus Emre’nin “Bu nice okumaktır.” dediği yerdeyiz. Öz denetim becerisini kazanan kişilerin kendi kararlarını kendileri alabilen, bağımsız hareket eden, aynı zamanda davranışlarının sonucuna katlanmayı göze alan mesuliyet sahibi, sabırlı ve kararlı kişiler olduklarını görüyoruz. Bu özelliklere sahip, kendi davranışını, iç motivasyonu ile kendisi harekete geçirebilen içten motorlu diyebileceğimiz öz denetim sahibi çocuklar yetiştirmemiz, sadece birey veya aile için değil, faziletli bir toplum inşası için de ciddi önem arz ediyor. Öncelikli olarak, iç disiplin sahibi olmasını istediğimiz çocuğumuzun gönülden inanacağı bir amacın belirlenmesi gideceği güzergâhı bilmesi adına atılması gereken ilk adımlardan. Amaç belirlenirken "niçin" sorusuna cevap aramak işimizi kolaylaştırabiliyor. Çalışkan bir öğrenci olmak için, zayıflamak için, iyi bir sporcu olmak için, Allah’ın razı olduğu bir kul olabilmek için vs. gibi. Belirlenen amaç etrafında günlük rutinlerin oluşması için çocuğun hayatında önem ve önceliğine göre bir sıralama yaparak; günlük, haftalık ve aylık planın yapılması ve bu planın uygulanmasında azim ve kararlılık gösterilmesi önemli. En ufak bir zorlukla veya engelle karşılaştığında pes etmeden devam etmesi için, ona başladığı işi bitirmenin hazzını yaşaması adına rehberlik etmeliyiz. Belirlediği amaçta istikrarı koruyabilmek için, kazandırılması gereken başka bir duygu çıkıyor karşımıza, sabır. Sabır irade sahibi her kimsenin rehber edinmesi gereken erdemlerdendir. Hazzı ötelemeyi öğreten sabır için, çocuğun her arzu ettiğinin sorgulanmadan hemen temin edilmesi, her istediğinin önünde hazır olarak sunulması, haz oburu çocukların oluşmasına neden olacaktır. İlkeli bir hayat tarzı yaşayanların davranış kalıplarını gözlemlediğimizde günübirlik gelgeç heveslerini ve haz odaklı duygularını erteleyebildiklerini görüyoruz. Burada karşımıza çıkan haz duygusunu öteleyebilmek, öz denetim konusunda atılacak en önemli adımlardan bir tanesidir. İnsanoğlunun yapmaktan keyif aldığı, zevk ve arzularının, belirlediği hedef- amaç ve değerleri ile çelişmesi durumunda hazzı ertelettiren ya da sınırlandıran şeyin genelde eğitilmiş bir irade olduğu görülüyor. Hazzı erteleme ile ilgili dünyada ilk defa 1970 yılında Columbia Üniversitesi’nde Walter Mischel tarafından uygulanan "Marsmallow Testi" diğer bir adayla "Zevki Erteleme Beceri Testi" karşımıza çıkıyor. Bu testte 4-6 yaş anaokulu çocuklarının kendilerini kontrol etme ve duygularını yönetme becerilerini ölçme amaçlanıyor. Testte çocuklara boş bir odada çok sevdikleri bir şeker önlerine konuyor ve 15 dakika yemeden beklediklerinde ikincisinin verileceğinden bahsediliyor. Teste bireysel alınan çocuklar şekeri yemeden beklemek için mücadele veriyor. Testle ilgili, şekeri yemeden bekleyen çocukların daha sonra hayatları incelendiğinde akademik başarıları ve sosyal becerileri daha yüksek ve madde bağımlılığı gibi risklerin daha az olduğu gözlemleniyor. Sağlıklı anne baba tutumunun gereği olarak çocuklarımıza, daha erken yaşlarda iç disiplin kazanmaları için kurallar koymalıyız. Çocuğun birey olarak kabul edildiği evdeki konulan bu kurallar nedenleri ile çocuğa açıklanmalı. Çocuk bu kurallar sayesinde yanlışı, doğruyu ve sınırlarını öğrenecektir. Bu kurallar uygulanırken aile bireyleri olarak tutarlı davranmalıyız. Tutarlılık evdeki ebeveynler arasında olduğu gibi, ebeveynin kendi içindeki davranış ve sözleri için de geçerlidir. Çocuklara özdenetim becerisi kazandırmak için yapılması gereken bir diğer husus ise yaşlarına uygun verilecek sorumluluklardır. Çocuklara hazzın tüketmekle değil, üretmekle olduğunu, dâhil oldukları ve zahmetini çektikleri faaliyetlerle göstermek gerekir. Kulun Rabb'i ile sağlıklı bir iletişim kurabilmesi için onda oluşacak mükellefiyet şuurunun erken yaşlarda yerleşmesi önemli bir etken. Sorumlulukta kuru bir mecburiyet duygusu değil, samimi bir mesuliyet hissinin oluşmasında çocukluk döneminde öğrendiği sorumluluk duygusunun payı büyük olacaktır. Özdenetim sahibi olarak yetiştirdiğimiz çocuklarımızın ileride hakkını bilip görev alan, sorumluluk alıp çelik gibi iradesi ile insan kalanlardan olmaları duasıyla. Asuman DÜZGÜN Psikolojik Danışman ve Rehber Öğretmen
Asuman DÜZGÜN
YazarHep söylediğimiz bir söz vardır; “Bugünün çocukları, yarının büyükleridir.” diye. Peki, geleceği şekillendireceğini düşündüğümüz çocuklarımızı yetiştirirken biz anne babalar onlara nasıl bir nefes üfl...
Yazar: Asuman DÜZGÜN
İnsan, çok yönlü ve gelişmeye açık bir varlıktır. Onun bu geliştirilmeye açık yönü, eğitim kavramının da özünü oluşturuyor. İnsanın eğitim süreci ise, doğduğu aile ortamında başlıyor. Dünyaya gözlerin...
Yazar: Asuman DÜZGÜN
Cicero: "Akıl, bir tarla gibi ekilmeye ve bakılmaya ihtiyaç duyar." der. Aklı besleyen ve zihni keskinleştiren en eski yöntemlerden birisi kuşkusuz okumadır. Kişiyi geliştirerek dönüştüren, bunun neti...
Yazar: Asuman DÜZGÜN
Rabb’imiz tarafından, “Annelerinin karnından hiçbir şey bilmezken çıkarılan” insanoğlu, öğrendiklerini de merak ile öğrenmektedir. Atalarımız “Merak ilmin hocasıdır.” demişlerdir. Gerçekten de insanla...
Yazar: M. Emin KARABACAK