İKİ DEFA KURTARILAN HAYAT
"Hayatını, aldıklarınla kazanırsın ama verdiklerinin üzerine bina edersin." Winston Churchill Bir İngiliz karı koca, yanlarına genç oğullarını da alarak yaz tatillerini tabiatla iç içe geçirmek üzere İskoçya'nın uçsuz bucaksız kırlarına gitmişlerdi. Bu tatil günlerinin birinde genç köyün hemen yanı başındaki koruda tek başına dolaşmaya çıktı. Ağaçlar arasındaki su birikintisinin dayanılmaz çekiciliğine kapılarak oracıkta soyunup suya girdi. Başına geleceklerden habersizdi tabii... Delikanlı, vücudunu serin su birikintisinin keyfine bırakmıştı ki dayanılmaz bir sancıyla bir anda ne olduğunu şaşırdı. Delikanlının ayağına kramp girmişti. Her kramp bir öncekinden daha şiddetli geliyor ve onu acılar içinde kıvrandırıyordu. Genç adam birkaç dakika içinde kendini suyun üzerinde tutacak son gücünü de tüketti. Hayat mücadelesini kaybetmeye başladığını hissetmişti ki, dehşet ve panik içinde can havliyle bağırmaya, yardım çağırmaya başladı. Suyun yakınlarında bir yerde, tarlasında çalışmakta olan köylü bir genç, canhıraş feryatları duyunca hemen işini bırakıp sesin geldiği tarafa doğru koştu. Suyun içinde çırpınmakta olan yabancıyı gören genç köylü hemen suya atlayarak delikanlıyı boğulmaktan kurtardı. Delikanlının babası, oğlunun mutlak bir ölümden kurtulmasına vesile olan genç köylüyle tanışıp teşekkür etmek için davet etti. Delikanlının babası sohbet sırasında cesur köylüyle gelecekle ilgili planlarını sordu. "Babam gibi çiftçi olacağım maalesef" diye isteksizce cevap verdi genç adam. Baba şükran duygularıyla vefa borcunu ödemek için aradığı fırsatı bulduğunu düşündü. "Başka bir şey mi olmak isterdin yoksa?" diye sordu genç köylüye. "Evet" diye başını öne eğdi genç İskoç, "Hep doktor olmak isterdim. Ama bizler fakir insanlarız. Böyle pahalı bir eğitimi babam karşılayamaz." "Üzülme... İstediğin olacak..." dedi, İngiliz baba. "Tıp fakültesinde okuman için gerekli bütün masraflarını karşılayacağım!..." Hadisenin üzerinden uzun yıllar geçti. Tarihler Aralık 1943'ü gösterdiğinde Winston Churchill Kuzey Afrika'da hastalandı. Teşhis zatürreydi. Hem de çok şiddetli bir zatürre. Hemen, o günlerde penisilin adı verilen mucizevi ilacı keşfeden Sir Alexander Fleming'e haber gönderildi. Fleming, İngiltere'den Afrika'ya uçtu ve yeni ilacını hastası İngiltere Başbakanı'na tatbik etti. İlaç hemen tesirini gösterdi. Penisilin keşfine kadar ölümcül bir hastalık olan zatürreden, Churchill bu yeni ilaç sayesinde kurtulmuştu. Penisilini keşfeden ve bu ilaçla başbakanı bizzat tedavi eden Alexander Fleming, Churchill'in hayatını kurtardı. Hem de ikinci kez!? Evet, Doktor Alexander Fleming, yıllar önce İskoçya'daki küçük gölde genç Churchill'i boğulmaktan kurtaran ve çiftçi olacakken baba Churchill'in maddî desteği sayesinde tıbbiyeyi okuyan genç İskoç köylüden başkası değildi.
Ayşe Gül PINAR
YazarCamide, zengin bir adamla, bir derviş yan yana namaz kılıyorlardı. Birbirlerine olan yakınlıklarından dolayı ne okuduklarını ve ne dua ettiklerini duyuyorlardı. Derviş namazdan sonra ellerini açtı: ...
Yazar: Sema KORKMAZ
Ahlak; belli bir program dâhilinde öğrenilen ve zamanla hayat tarzı haline gelen davranış biçimleridir. Çocukların ahlaki eğitimi, temel eğitimin özünü teşkil eder. Bütün eğitim programlarının gayesi ...
Yazar: Emine Büşra YÜKSEL
Mısırlı bir adamın kalp hastalığı vardı. Doktorlar hastalığının çok ağır olduğunu, ameliyatın yalnız yurt dışında yapılabileceğini söylediler. Adam, zaman kaybetmeden Londra'ya gitti ve kendine iyi bi...
Yazar: Ayşe Gül PINAR
Vaktiyle Kalaycı Dede adında bir âlim zat yaşarmış. Şehrin ârif şahsiyeti ve akıl hocasıymış. İsminden de anlaşılacağı üzere kalaycılıkla uğraşır, yalnızca günlük ihtiyacını karşılayacak kadar kazanır...
Yazar: Ayşe Gül PINAR