HZ. YUSUF ALEYHİSSELAM
Hz. Yusuf (a.s.), Hz. Yakup (a.s.)ın oğullarından biridir. Annesinin adı Rahil'dir. On bir erkek kardeşi olan Yusuf (a.s.)’ın anne bir kardeşinin ismi Bünyamin’dir. Kenan diyarında mutlu bir hayat süren Yakup (a.s.) topluma önderlik ediyor ailesiyle yaşıyordu. Peygamberlik görevini yerine getiren Yakup (a.s.) kötülerle mücadele ediyor hak ve hakikat için gecesini gündüzüne katıyordu. İnsanlığın fıtratında yer alan kötü huylar o toplumda da görülüyor, kıskançlık aileleri pençesine alıyordu. Yakup (a.s.)’ın ailesi de bundan etkileniyordu. Küçük bir çocuk olan Yusuf, gördüğü bir rüyayı babasına anlattı. O esnada yanlarında bulunan Leyya Hanım konuşulanları duymuştu. Yusuf rüyasında on bir yıldızla güneş ve ayın kendisine secde ettiğini görmüştü. Yakup (a.s.) ona: “Ey oğulum! Rüyanı, kardeşlerine anlatma! Sonra, sana tuzak kurarlar. Çünkü şeytan insanın apaçık bir düşmanıdır.” dedi. Yusuf bundan sonra rüyasını kimseye söylemedi ama Leyya Hanım bu rüyayı ve Yakup (a.s.)’ın tabirini çocuklarına söyledi, böylelikle aralarında husumet başladı. Kıskançlığın gönülleri karartması bir defa daha ortaya çıktı. Kardeşler, toplanıp Yusuf’tan kurtulmayı planladılar, babalarından izin alarak gezip eğlenmek bahanesiyle Yusuf’u alıp kırlara götürdüler onu bir kuyuya attılar, gömleğini de kana bulayarak “Yusuf'u kurt kaptı.” diyerek babalarına yalan söylediler. Kuyunun yanından geçmekte olan bir kervan Yusuf’u buldu ve köle olarak satmak üzere alıp Mısır’a götürdü. Esir pazarında Yusuf’u bir devlet adamı satın alıp evine götürdü karısı Rail (Züleyha)’e “İleride bize yardımcı olur, belki de oğul ediniriz.” dedi. Yıllar geçti. Güzel bir delikanlı olan Yusuf bir iftiraya uğradı ve zindana atıldı. Uzun yıllar orada kaldı. Hapishanede hükümdarın şerbetçisi ve aşçısı ile tanıştı. Onların gördükleri rüyaların yorumunu yaptı. Birisinin kurtulup efendisine hizmet edeceğini diğerinin de öldürüleceğini söyledi ve dedikleri çıktı. Mısır Hükümdarı karışık diye tabir edilen rüyalar gördü. Bunları kimse yorumlayamadı. Arayıp sorunca Yusuf bulundu, Hükümdar’a kıtlık yıllarının geleceğini bunun da uzun süreceğini söyleyince maliye işlerinin başına Yusuf getirildi. Zahmet yılları geldi ve kıtlık başladı. Kıtlıktan etkilenen Yakup (a.s.)’ın oğulları da zor günler yaşarken Mısır’a gitmeye karar verdiler ve oraya geldiler. Yusuf (a.s.) onları tanıdı ama belli etmedi istediklerini verdi ama bir daha gelmelerini sağladı. Diğer gelişlerinde kendini tanıttı, kardeşleri pişman olup özür dilediler. Yusuf (a.s.) onları affetti. Bundan sonra İsrailoğulları Mısır’a geldiler ve orada yaşamaya başladılar. Uzun bir ömür süren Yusuf (a.s.) şöyle dua etti; “Ey göklerin ve yerin yaratanı! Dünya ve ahirette koruyanım sensin! Benim canımı, Müslüman olarak al! Beni iyilere kat.” (12/Yusuf, 101)
Ali BÜYÜKÇAPAR
YazarYiğit ve Dimitri aynı köyde yaşıyorlardı. Köyleri İstanbul’a çok yakındı. O sıralar Osmanlı Padişahı İkinci Mehmed İstanbul’u kuşatmıştı. Yani 1453 yılının bahar aylarıydı. Var gücüyle İstanbul’u a...
Yazar: Mustafa AKGÜN
Sevgili yavrularım;Hayat denilen uzun ince yolun başındasınız, neler görecek neler yaşayacaksınız. Dün denilen vakitleri yaşayan büyükleriniz bugün o vakitleri nasıl da anıyorlar değil mi?“Ömür göz aç...
Yazar: Ali BÜYÜKÇAPAR
Anneciğim ninnilerle, Masalları anlat bana. “Az giderek uz giderek”, Kavuşalım Kaf Dağı’na. Bir varmışla bir yokmuşla, Uçsak mavi gökyüzüne. Pınar olup çağlayarak, Aksak masal denizine. Sa...
Yazar: Rıfkı KAYMAZ
Sevgili yavrularım!Defalarca duyduğunuz bir kelime var ki bunu yarınlarda siz de sıkça kullanacak, vakti saati geldiğinde büyüklerin ne demek istediğini anlayacaksınız: “Çalışın, çalışın!” Bu söz kula...
Yazar: Ali BÜYÜKÇAPAR