HZ. RUKAYKA BİNTİ VEHB(R. ANHÂ)
Râsûlullah (s.a.v.)’in Taif’te geçirdiği o zor günde Peygamberimiz’e destek olmuştur. Babası: Vehb es-Sakafiyye’dir. Nesebi: Sakîf kabilesindendir. Rukayka es-Sakafiyye’de denmiştir. Peygamberimiz Taif’lilerin zulmünden Rukayka’ya sığınmıştı. Rukayka, Râsûlullah Efendimizi evinde misafir edip ikramlarda bulunmuş ve hemen akabinde Müslüman olmuştur. Allah Râsûlüne o zor gününde yardım etme bahtiyarlığına ermiştir. Peygamberimiz (s.a.v.) Kureyşlilerin zulmünden kurtulmak için Taif’e gidip Sakîf kabilesinden yardım istemişti. Taif’e varınca Sakîf kabilesinin ileri gelenlerinden olan üç kardeşin yanına gitti. Amr İbn Umeyr İbn Avf’in oğulları Abduyâleyl, Mes’ud ve Hubeyb’ti. Peygamberimiz bu üç kardeşi İslâm’a davet etti ve kendisine Kureyş’lilere karşı yardımcı olmalarını istedi. Bunlardan Mes’ud İbni Amr İbni Umeyr: “Allah senden başka gönderecek birisini bulamadı mı?” dedi. Abduyâleyl ise: “Madem seni Allah gön - derdiyse Kâ’be’nin örtüsünü yırt bakalım.” dedi. Üçüncüleri olan Hubeyb de şöyle dedi: “Vallahi, eğer sen, dediğin gibi bir peygambersen seninle asla konuşmayacağım. Sen, sana cevap vermeden daha tehlikelisin. Eğer sen Allah hakkında yalan söylüyorsan, benim seninle konuşmamam gerekir.” dedi. Peygamberimiz onlardan destek göremeyince, kavmi olan Kureyş’in, kendisinin Taif’e gelip yardım istediğini öğrenmemelerini istedi. Eğer öğrenirlerse o zaman Râsûlullah ve Ashabına daha çok işkence edeceklerdi. Bu yüzden onlardan söz istedi ve: “Ne yaparsanız yapın bunu gizleyin.” buyurdu. Fakat onlar Râsûlullah’ın bu isteğini yerine getirmediler. Yerine getirmedikleri gibi Taif’lileri Peygamberimize hakaret etmek için harekete geçirdiler. Peygamberimizin geçeceği yolun iki tarafını kuşatıp Râsûlullah’ın mübarek ayaklarına taş attılar, o derece ki Peygamberimizin ayakkabısının içi kanla dolmuştu. Peygamberimiz onlardan kurtulunca Rukayka’ya sığınmıştı. Rukayka hemen Resûlullah’ı (s.a.v.) ağırlamış, O’na içecek bir şeyler ikram etmişti. Peygamberimiz de ona: “Rukayka! Onların putlarına tapma ve o putun yanında ibâdet yapma.” buyurdu. Rukayka: “O zaman beni öldürürler.” dedi. Efendimiz ise: “İbâdet yaptığında ona sırtını dön” diye cevap verdi. Daha sonra Peygamberimiz Mekke’ye geri döndü. Aradan yıllar geçmiş Allah (c.c) Mekke’nin fethini nasip etmişti. Peygamberimiz’e (s.a.v.) biat etmek için her yerden heyetler Râsûlullah’ın huzuruna akın ediyordu. Sakîf heyeti de biat etmek için gelmişti. Bunların içinde Rukayka binti Vehb’in iki oğlu da vardı. Peygamberimiz Rukayka’nın oğullarına: “Anneniz (Sakîfli Rukayka) ne yaptı?” diye sor - du. Rukayka’nın oğulları: “Bıraktığın hâl üzere öldü.” dediler. Peygamberimiz (s.a.v.): “Anneniz Müslüman olmuştu.” buyurdular.
N.Nida DURAN
YazarKimsesiz, fakir, Yemenli bir aileye mensuptu. Yâsir ailesinin genç evladı Hz. Ammar’ın gönlü, İslamiyet’le çarpıyordu. Mutlaka gidip Rasûlullah’ı görmeli, İslamiyet’i ondan öğrenmeliydi. Peygamberimiz...
Yazar: N.Nida DURAN
Bilâl, Habeşistanlı bir köleydi. Ümeyye bin Halef’in kölesiydi. Peygamber Efendimiz, İslâm dinini yaymaya başlayınca zaman zaman Rasûlullah’a gidip mübarek sohbetini dinlerdi. Efendisi Ümeyye bin Hale...
Yazar: N.Nida DURAN
Vicdan, kişiyi kendi davranışları hakkında yargıda bulunmaya iten, kişinin kendi ahlak değerleri üzerine dolaysız ve kendiliğinden yargılama yapmasını sağlayan güçtür. Kişide iyi ile kötüyü ayırt etme...
Yazar: Eşref BOLUKÇU
Hak dinin ilk günlerinde İslâm safına katılan bahtiyarlardan birisi de Hz. Aişe (r. anha)’nin anne bir kardeşi olan Âmir bin Füheyre (r.a.) idi. Hz. Âmir, Peygamberimiz, Erkam’ın evinde bulunduğu sıra...
Yazar: N.Nida DURAN