HZ. PEYGAMBER (S.A.V.) DÖNEMİNDE KADINLARI EV İŞLERİNE TEŞVİKİ
Hz. Peygamber (s.a.v.) döneminde kadınlar, çeşitli mesleklere yönelmiş; ekonomik hayatın belirli kademelerinde rol alarak ailelerine ve dolayısıyla topluma, manevî hayatta olduğu gibi maddî olarak da katkıda bulunmuşlardır. Zamanlarının kıymetini bilen bu hanımların bir kısmı alım-satım işlerinde, bir kısmı saç bakımında, diğer bir kısmı kıyafet dikiminde, bir kısmı da dericilik ya da sağlık gibi alanlarda faaliyet göstermişlerdir. İlk dönem İslâm toplumu içerisinde, bu konuda herhangi bir kısıtlamaya tabi tutulmayan bu hanımlar, kimi zaman icra ettikleri meslekî ürünlerini Hz. Peygamber (s.a.v.)’e takdim etmişler; O da bu özenli çalışmaları kabul ederek kendilerini taltif ve teşvik etmiştir. Bazı zaman da Hz. Peygamber (s.a.v.), kadınlara uğraş verdikleri alanlarda küçük müdahalelerde bulunarak onların daha iyi ürünler meydana getirmelerini sağlamak suretiyle ilerlemelerine ve kendilerini geliştirmelerine yardımcı olmuştur. Hz. Peygamber (s.a.v.)’in bir devlet başkanı ve peygamber olarak bu yapıcı tutum ve davranışları, halen belirli meslekleri icra eden kadınların bu uğraşlarını devam ettirmelerine olanak sağladığı gibi, diğer bazı kadınların da farklı alanlarda meslek icra etmeleri açısından yönlendirici nitelikte olmuştur.1 Burada izin alan şahıs, bir kadının fikrini almanın gerekli ve yeterli olduğu kanaatine sahip olmasaydı, başlangıçta eşiyle görüşmeyi talep edebilirdi. Kocasının onayını almak istemesi ise tedbirli olmak maksadıyla bayanın gerekli gördüğü bir husus gibi anlaşılabilmektedir. Cariyesinin satışını yaparken kendi başına hareket eden bu hanımın, sattığı malın bedelini isteyen kocasına olumsuz yanıt verebilmesi malı üzerindeki tam hâkimiyetinin delilidir. Bu da demek oluyor ki toplum nazarında kadının özel mülkiyeti üzerinde söz sahibi olduğu anlayışı bu dönemde oldukça hâkimdir. Özel mülkiyet hususunda bu hürriyete sahip kadın, gerektiğinde kendisini ticarî hayatın içerisinde bulmuş; ilgi alanlarının ve ihtiyaçların farklılığına binaen birçok meslekî alanda faaliyet gösterebilmiştir. Hz. Peygamber (s.a.v.)’in eşi Zeynep bint Cahş ve sahabi hanım, Esma bint Umeys’in, günümüzdeki anlamını tam karşılamasa da bir nevi terzilik mesleğini icra ettikleri rivayet edilmektedir.2 Dikiş işleri yanında hanımların uğraş verdiği diğer bir alan olan dokumacılığa ait tezgâhların, Arap Yarımadası’nın güneyinde ve kuzey batısında bulunduğu, kadınların buralarda kumaş ürettiği zikredilmektedir.3 Ayrıca küçük çapta olsa da Medine’de de dokuma tezgâhlarının bulunduğu söylenmektedir.4 Ahmed b. Hanbel’in kaydına göre, Hayber’in muharebe sahasına giren hanımlar, çeşitli işler yanında, iplik de eğirmekteydiler. Kendileri bu durumu: “İplik eğiriyor ve bu sayede Allah yolunda savaşa yardımcı oluyoruz.” şeklinde ifade etmişlerdir.5 Nitekim Hz. Aişe: “Kadının elindeki ip eğirme aleti, Allah yolundaki mücahidin elindeki mızraktan daha güzeldir.” demek suretiyle kadının yaptığı bu işi tasvip etmiş ve onu teşvik edici davranmıştır. Çünkü beceri ve maharet isteyen bu meslekî faaliyet, toplumun en önemli ihtiyaçlarından olan örtünmeyi sağlamaktadır. Ehemmiyet verdiği gibi bu mesleği kendisi de bilfiil icra eden Hz. Aişe’nin eğirdiği yünlerle kendi iç çamaşırlarını bizzat kendisinin diktiği rivayet edilmektedir.6 Diğer bir rivayete göre hanım sahabilerden biri, bir hırka imal eder ve bunu Hz. Peygamber (s.a.v.)’e getirip ona hediye ederken şöyle der: “Ya Rasûlallah! Bu hırkayı elimde dokudum ve sana giydirmek için getirdim.”7 Öyle anlaşılıyor ki bu devirde kadınlar, öncelikle yünleri eğirip ip elde etmişler, sonra bu iplerden kumaş dokuyup bu kumaşlarla da eşlerine, kendilerine ve çocuklarına elbiseler dikmişlerdir.
Hatice AKKAYA
YazarHz. Peygamber (s.a.v.), dini tebliğ etmekle görevlendirildiği ilk andan itibaren eğitim ve öğretim faaliyetine girişmiş; bu çalışmalara öncelikle yakın çevresinden başlayıp her geçen gün ilim dairesin...
Yazar: Hatice AKKAYA
“Ben de varım.” düşünce ve duygusuyla hareket etmek isteyen insanların her zaman ve her yerde söyleyeceklerinin olması da gayet doğaldır. Bu doğallık içinde insanoğlu, bazen kendini aşan söylemler içi...
Yazar: M. Emin KARABACAK
Ailede mutluluğu etkileyen ekonomik nedenler, maddî imkânlar evliliğin kurulması ve sürdürülmesinde gerekli ve önemlidir ama yeterli değildir. Öyle olsaydı bütün zenginlerin mutlu olması gerekirdi. Hâ...
Yazar: Sümeyye YILDIZ
Hazreti Ali (r.a.) şerefli hanımı Hazreti Fatıma (r.anhâ)’ya demiştir ki; “Fatıma! Yemek yaptığın vakit sulu ve hafif yemekler yap ki, fazla çiğneme derdi olmasın. Çünkü sulu yemek tez yenir, kuru yem...
Yazar: Raziye SAĞLAM