HUZUR DOLU KONUT NASIL OLUR?
"Cenab-ı Hak evleri birer huzur bulma ve dinlenme yeri olarak¸
insanlara bağışladığını buyurmaktadır. Peygamber Efendimiz
(s.a.v.) geniş evi¸ dünyada insanı mutlu eden¸ dar evi de mutsuz eden
üç şeyden biri olarak saymıştır. Ev alma komşu al.' atasözümüzdür."
Çağımız insanı manevî değerlerden uzaklaşarak daha çok maddiyata önem verir konuma geçmiştir. Artık yardımlaşma¸ komşuluk¸ şefkat gibi kavramlar yerini büyük ölçüde soğuk menfaat ilişkilerine bırakmıştır. Sıcak insanî yaklaşımlar oldukça azalmıştır.
Refah toplumuna doğru giden ülkemizde fertler¸ maddî bolluğa kavuştukça içte boşluk hissi¸ anlamsızlık ve yabancılaşma gibi daha önce hiç tanımamış oldukları duyguları yaşamaya başlamışlardır.
İnsanlar geçinmek için tahammüllerini zorlayan bir yarış içindedirler. İşin ilginç yanı¸ yarış çocuk daha ilkokula adımını attığında başlamaktadır. İnsanlar daha fazla kazanç ve daha yüksek makam için birbirlerinin kuyusunu kazmakta¸ çılgınca rekabet etmektedir. Dıştan birbirlerine zoraki gülücükler atan kişiler¸ zor durumda diğerini yalnız bırakıvermektedir. İnsanların birbirine güveni kalmamıştır.
Çağımızda çalışma kavramında da değişiklikler olmuş¸ herkesin kendi küçük atölyelerinin olduğu devirlerden büyük şirket ve fabrikada yüzlerce¸ binlerce elemandan biri olunan döneme geçilmiştir. Kişi artık ayakkabı üreten bir tezgâhın sahibi değil ayakkabı fabrikasının işçilerinden biridir. Yani artık çarkın sıradan bir dişlisidir. Köseleden ayakkabı imal edip¸ ürettiği eseriyle iftihar eden bir kişi değil¸ her gün aynı çevre içinde aynı monoton işi onu bekleyen bir ferttir.
İşte bu şartlarda sıcak aile ilişkilerinin yaşandığı konutların önemi çok artmış demektir. Gerçekten işinden yorgun argın evine dönen ailenin erkeği¸ yine bazen işten dönen veya evinde oldukça yorulan hanımı¸ ayrıca okuldan zihnen yorulmuş olarak gelen çocuklar evde huzur ve mutluluğu ararlar. Ayrıca insan hayatının yarıdan fazlası evlerinin içinde geçirilir.
Aile Ortamının Sıcak ve Huzurlu Olması İçin Oturulacak Konutta Ne Gibi Özellikler Bulunmalıdır?
Özet halinde belirtelim:
Konutların fıtrata uygun olabilmeleri için tek veya iki katlı bahçeli evler şeklinde olmaları gerekir. Bu¸ insanî bir istektir. Paris'te iki asırdır apartmanlarda yaşayan nüfusun yüzde 68'i küçük de olsa bir-iki katlı evlerde yaşamak istediklerini söylemişlerdir.[1] Ülkemizde yapılan bir çalışmada bu oran yüzde 93 çıkmıştır.[2] İnsan¸ tabiatın bir parçasıdır ve ancak tabiat insana fizikî ve ruhî mutluluk sağlar.
Gerçekten konutların yüksek oluşunun insanların ruhî yapıları üzerine olumsuz etkileri vardır. Bu¸ günümüz yaşantısında da kendini bariz olarak gösterir. Eski çıkmaz sokaklarda oturan 20-30 ailenin samimiyeti ile aynı sayıda daireye sahip apartmanda oturanların birbiri ile olan diyalogları arasında çok farklılıklar vardır. Apartmanda altlı-üstlü oturanların çoğu defa birbirini tanımadıkları gözlenir. İnsanların¸ toprağa yakın yaşadıkça huzur buldukları¸ uzaklaştıkça da huzursuz oldukları bilinen bir durumdur.
Konutlar aile fertlerinin rahat edebilecekleri genişlikte olmalıdır. Yapılan araştırmalar¸ kişi başına 10 metrekare yer düşmeyen konutlarda yaşayan ailelerde¸ akıl ve ruh hastalıklarına oldukça sık rastlanıldığını göstermiştir. Ülkemizde ailelerin fert sayısı 4-6 arasında değiştiğine ve misafir ağırlama âdeti canlı olarak sürdüğüne göre konut alanı da en az 70 metrekare olması gerektiği anlaşılır. Ülkemizde yapılan bir araştırmada ailelerin yüzde 70'i 100 metrekare ve daha büyük konut istemişlerdir.
Yine uzun süre dar ve namüsait yerlerde kalanların¸ müsait meskenlere geçtikleri zaman intibakta güçlük çektikleri bilinmektedir.
Çocuğun sağlıklı ruhî ve cinsî gelişiminin olabilmesi için en geç 2-3 yaşına gelince yatağının anne-babasının odasından ayrılması şarttır. Çocuğa ayrı bir oda tahsis etmelidir.
Konut darlığı¸ bilhassa çocuk için bir yıkımdır. Çocuk ölüm oranı¸ namüsait evlerde daha yüksektir. Ayrıca suçlu ve hastaneye düşen çocuklara da daha sık rastlanır. Çocuğun kişilik gelişiminde de dar evlerin menfi rolü büyüktür.
Yine çocuklar 10-12 yaşlarına ulaştıklarında gittikçe artan cinsî uyanışla karşılaşırlar. En geç bu yaşlarda erkek ve kız kardeşlerin odalarını ayırmak¸ kendi cinsi gelişimlerine ayrı ayrı ve uyumlu bir şekilde sağlamaları için şarttır.
Bir Evin Huzur Ortamı Olabilmesi İçin
Gürültünün insan sağlığına kötü etkilerinden korunmak için konutlar sakin bölgelerde olmalıdır. Bir evin huzur ortamı olabilmesi¸ teşkilatının mükemmelliği kadar yapıldığı mevkiin¸ yerleşim için müsait ve genel şehir planına uygun olmasına bağlıdır.
Kutu gibi apartmanlarda oturuluyorsa¸ hiç olmazsa çevresi açık ve aydınlık olması sağlanabilir.
Konutla işyeri birbirine çok yakın olmamalıdır. Konut¸ kişiyi işyerinin atmosferinden muhakkak uzaklaştırmalıdır. Tabii¸ kişinin saatlerini yolda geçirtecek derecede uzak olması da arzu edilmez.
Konutta ya televizyon olmamalı veya düğmesine kontrollü basılmalıdır. Ev halkının menfaat hesaplarından uzak sıcak insan ilişkileriyle geçireceği saatler¸ televizyon karşısında harcanmamalıdır.
Yine komşular konut seçiminde önem taşırlar. Kişinin sıkıntısında yardımcı olacak¸ en azından birbirlerine anlayışlı ve hoşgörülü davranacak komşulara öyle ihtiyaç vardır ki...
Çocukların rahatça oynayabilecekleri park ve yeşil alanlara yakın olmalıdır.
Yine kişiyi günlük sıkıntılardan uzaklaştıran¸ içini huzur dolduran cami ve mescitlere uzak olmamalıdır. Devam edilen cemaatle ibadette değişik dostluklar kurulur.
Diyebiliriz ki¸ çağımız insanı¸ âdeta bir sığınak yeri olan evinde huzuru ve sessizliği aramakta¸ kafasını dinlemek istemektedir. Bu yüzden geniş ve ferah olan huzur dolu evin önemi¸ günümüzde daha da artmıştır. Cenab-ı Hak evleri birer huzur bulma ve dinlenme yeri olarak¸ insanlara bağışladığını buyurmaktadır.[3] Peygamber Efendimiz (s.a.v.) geniş evi¸ dünyada insanı mutlu eden¸ dar evi de mutsuz eden üç şeyden biri olarak saymıştır. "Ev alma komşu al." atasözümüzdür.
[1] Mimar Turgut Cansever'le sohbet. House Dergisi¸ Mart 1997.
[2] Prof. Dr. Sacid Adalı'nın araştırması. Habitat II Konferansı için Şehir ve Konut Üzerine Düşünceler. Hak-İş Araştırma Dizisi.
[3] 16/Nahl¸ 80
Sefa SAYGILI
YazarÇocuk eğitimi üzerine verdiğim konferanslarda aileler en çok bu soruyu yöneltmekteler: “Çocuğum nasıl başarılı olur¸ ona nasıl ders çalıştırmalı?”Çocuk eğitimi üzerine verdiğim konferansla...
Yazar: Sefa SAYGILI
Sultan I. Abdülhamid’in yedinci kadınefendisi ve II. Mahmud'un annesidir. Eski hayatı ve Osmanlı Sarayı’ndaki yaşantısı hakkında çok sağlam ve tatmin edici bir bilgi yoktur. Kafkas kökenli olması muht...
Yazar: Zühal ÇOLAK
"En mutlu ve en sağlam beraberliklerde¸ eşler hem sevgili ve ortaktır¸ hem de iyi bir dostturlar. Gerçekten karşılıklı sevgi ve saygıya dayanan evliliklerde arkadaşlıklar derinleşir...
Yazar: Sefa SAYGILI
Ramazan ayının kalan yarısını idrak ederken, bin aydan daha hayırlı Kadir Gecesi’ni ve Ramazan’ın bitimiyle de bayramı yaşayacağız inşaallah. Bu mübarek günler, hayırların tavsiye edildiği ve mü’minle...
Yazar: Raziye SAĞLAM