HER EVE LAZIM TÜRÜNDEN BİR KİTAP: ÇOCUKLARDA DAVRANIŞ BOZUKLUKLARI
Psikiyatrist-Yazar Doç. Dr. Sefa Saygılı'nın çok baskı yapan kitaplarından biri olan bu kitabı okurken kitaba bir ad da ben koydum.
Psikiyatrist-Yazar Doç. Dr. Sefa Saygılı'nın çok baskı yapan kitaplarından biri olan bu kitabı okurken kitaba bir ad da ben koydum. Aslında içimden böyle mi olsa daha iyi yakışırdı anlamında bir adlandırma geçti: Anne ve Babaların Davranış Biçimleri. Benim bu alternatif adlandırmamdan da anlayacağınız gibi kitap tamamen anne-babalara ve biraz da öğretmenlere hitap ediyor. Eğitimin içinde olan herkese yönelik pratik bir el kitabı. Ama ısrarla belirtiyorum ille de ebeveynin okuması tavsiye olunur.
Duymuşsunuzdur 'Babayı terbiye eden çocuktur.' sözünü. Çocuğun var mı derdin var. İşte kitap bu dertleri sıralamış. Kısa¸ öz ve yer yer madde imleri kullanarak anlaşılmasını ve akılda kalmasını kolaylaştıran bir yöntem izlenmiş. Ana ve alt başlık ayrımlarıyla da konularda ayrıntılara yer verilmiş. İlgili okuyucu da bu yolla kitapta hangi hususu arıyorsa bulması ve okuması da kolaylaşmış olmaktadır. Konuyla ilgili karikatürlerin okuyucuyu havaya soktuğunu gözlemleyebilirsiniz. Kitaba ayrı bir çekicilik katmış.
Kitabın üslubu ve içeriği ile ilgili fikir vermesi bakımından bazı başlıklar ve hatırlatmaları alıntılarla size aktarmayı uygun gördük. Böylelikle kitabın tarzını ve tavrını sergilemiş olacağız.
Sayın Sefa Saygılı Hocanın Önsöz'de altını çizdiği bir husus var ki en başta buna dikkatinizi çekmeyi istiyorum: "Çocuklarımıza yapacağımız yatırımlar…" Tabii yatırım derken maddi masrafı kastetmiyorum. Çocuklarımıza ayıracağımız zaman¸ göstereceğimiz ilgi ve sevgiden söz ediyorum."
"Saldım çayıra Mevlam kayıra" felsefesi ile çocuk yetiştirince çevresine göre biçimlenmekte. Ondan sonra da ayıkla pirincin taşını. Oturup başımızı ellerimizin arasına alıp "Ben nerde yanlış yaptım." dersiniz. Dilerseniz artık biraz da kitabın içinde bir gezintiye çıkalım: Çocuğumuzun özgüvenini nasıl sağlayacağız? Çocuk¸ kendisi ile alay edilmesini asla istemez. Onları sevdiğinizi söylemekten kaçınmayalım. Gerektiğinde özür dileyebilelim. İlgi göstermek birlikte zaman harcamaktır. İlgi göstermek fark etmektir. Soru sorduğunda ve bizimle konuştuğunda onu gerçekten dinlemektir. Dinliyor gibi yapmayı hiç affetmezler. Sıkça yaptığımız hatalardandır televizyon izlerken¸ gazete okurken onunla konuşuyor gibi yapmak. Bir de bizde çok yaygın bir alışkanlığımız var ki kahredici: Ailece yemekte iken çocuğun gün boyu yaptığı yanlışların sofrada anlatılması. Gergin bir yemek ortamı. Ailenin neşe içinde yemek yemesi de çok önemlidir. Akşama baban gelsin bir bir hepsini söyleyeceğim… Bilinçsiz bir annenin şantajı.
Uyku ile alakalı çok önemli bir uyarı: Çocuğu uyutarak anne babanın bir yere gitmesi oldukça sakıncalı bir tedbirsizliktir. Zararlarını haberlerde duyarsınız.
"Çocuk ve Oyun" başlığı altında şu cümleler göze çarpmaktadır: Zekâyı kullanmayı geliştirir¸ karar verme yeteneği artar¸ enerji birikimini sarf etmesini sağlar¸ dili gelişir¸ konuşma becerisi artar. Bütün bunlardan önemlisi çocuğumuzun en çok seveceği ve en çok benimseyeceği bir tek oyuncağı vardır o da anne ve babasıdır.
Okuma Alışkanlığı Nasıl Kazandırılmalı?
Bu başlık altındaki önerilerden dikkatimizi çekenler: Sık sık kütüphaneye ve kitapçıya çocuğu götürmelidir. İstedikleri türde kitap seçmelerine izin vermelidir. Bence en önemli ve en zoru ise: Akşamları televizyonu kapatmalı ve ailece oturup kitap okumalıyız.
Evdeki mutluluk¸ okuldaki başarı demektir. Onlar¸ büyüklerin kopyasıdır. Ne isek onu yansıtırız. Kıyaslama ters teper. Siz en iyisi TV izlemek yerine artık biraz da çocuklarınızı izleyin. Ancak hafiye gibi değil¸ sevgiyle¸ ilgiyle. Gerisini ve fazlasını artık bu kitapta bulabilirsiniz. ( Doç. Dr: Sefa Saygılı¸ Çocuklarda Davranış Bozuklukları¸ Elit Yay.¸ İst.¸2004.¸190 sayfa.)
Cemil GÜLSEREN
Yazar"Artık misafirlik¸ kültür tarihimizin kitaplarında kaldı. O da terim olarak. Ev¸ hane¸ aile hep yalnız kaldı. Yalan oldu hısım akraba. Donanımlı¸ son derece lüks evler dış...
Yazar: Cemil GÜLSEREN
Yavaşça gözlerini açtı. Nerede olduğunu anlamaya çalışıyordu. Son hatırladığı şey zıplarken bir tele takıldığı ve karnının çok acıdığı idi. Ne kadar çabalasa da o telden kurtulamamış bitap düşmüştü. ...
Yazar: Emine Yılmaz DERECİ
Kanûnî’nin küçük oğlu Selim, 28 Mayıs 1524’te İstanbul’da dünyaya geldi. Annesi Hürrem Sultan, saray içinde sözü geçen, etkili bir kadındı. Saray kadınlarına ve hizmetkârlara, Şehzade Selim’in terbiye...
Yazar: İsmail ÇOLAK
Endülüs’ü gezen bir Müslümanın içine bir hüzün çöker ki buruk mu buruk¸ gönlü kırık mı kırık¸ gözü yaşlı mı yaşlı. Ne söylesem?Endülüs’ü gezen bir Müslümanın içine bir hüzün çöker ki buru...
Yazar: Cemil GÜLSEREN