HALİFE ME'MUN'UN PUTPEREST (SABİÎ) VEZİRİ SÂBİT B. KURRA
İslâm ve onun temsilcilerinin insana¸ bilgiye ve tefekküre bakışı hiçbir din ve ideolojiyle karşılaştırılmayacak derecede yüksektir ve önemlidir. Tarihî süreç içerisinde¸ İslâm coğrafyasında hemen hemen kimse düşünce ve inançlarından dolayı öldürülmemiştir. Hallac-ı Mansur (ö.921)¸ Şehâbeddin Sühreverdî (ö.1191)¸ Pir Sultan Abdal (ö.1590) gibi isimlerin hayatlarının sona erdirilmesini nasıl izah etmek gerekir.
Benzer sonları paylaşan isimleri zikredilen ve zikredilmeyen bütün tefekkür (şehidi) erbâbının yargılı ve yargısız infazları¸ temelde dinî kaygılar gerekçesiyle değil¸ siyasî entrika ve
İslâm ve onun temsilcilerinin insana¸ bilgiye ve tefekküre bakışı hiçbir din ve ideolojiyle karşılaştırılmayacak derecede yüksektir ve önemlidir. Tarihî süreç içerisinde¸ İslâm coğrafyasında hemen hemen kimse düşünce ve inançlarından dolayı öldürülmemiştir. Hallac-ı Mansur (ö.921)¸ Şehâbeddin Sühreverdî (ö.1191)¸ Pir Sultan Abdal (ö.1590) gibi isimlerin hayatlarının sona erdirilmesini nasıl izah etmek gerekir.
Benzer sonları paylaşan isimleri zikredilen ve zikredilmeyen bütün tefekkür (şehidi) erbâbının yargılı ve yargısız infazları¸ temelde dinî kaygılar gerekçesiyle değil¸ siyasî entrika ve desiselerle gerçekleştirilmiştir. Aksi taktirde Ebû Bekir Razî (ö.925)¸ Câhız (ö.869)¸ gibi merkez çizgiye uzak ve bir anlamda marjinal tefekkür erbabının fikir ve düşüncelerini serbestçe ve yazılı olarak tüm insanlara yaymalarını izah edemeyiz. Demek ki¸ olay¸ düşüncelerden ziyade¸ siyâsi atmosferin bir gerekçe icat etme meselesidir. Mevcut durum için en uygun alan da elbette din alanı olacaktır.
İşte bu tezlerimizi doğrulayacak çok önemli ve uç bir örnek: Emevî halifesi Me’mun’a danışmanlık yapmış ve huzurundaki tartışmalara katılmış putperest özelliğinin yanında verimli ve kaliteli bir bilim adamı olan Sâbit b. Kurra’dır.
Sabiî bir ailenin çocuğu olarak Harran’da doğan (d.821) Sâbit b. Kurra (ö.901)1¸ gençlik yıllarında sarraflık mesleği ile uğraştı. Bu yıllarda mahiyeti tam olarak bilinmeyen bir şekilde Arapça¸ Yunanca¸ Süryanice ve Rumca’yı çok iyi bir şekilde öğrendi. Aykırı düşünceleri sebebiyle Sabiîler ile anlaşmazlık içerisine giren Sâbit¸ Bağdat’a gelirken yolda daha sonraları mekanik ve matematik konularında önemli eserleri kaleme alacak olan Benî Musa ailesinin üç oğlundan Muhammed b. Musa (ö.873) ile karşılaştı. Sâbit b. Kurra ile konuşan ondaki yeteneklerin farkına varan Muhammed¸ Beytü’l-Hikme’deki çeviri faaliyetlerine katılmayı teklif etti. Böylece Sâbit¸ Bağdat’ta bir müddet sonra Halife el-Mutezid’in (saltanatı: 892-902) huzuruna çıktı.2
Kısa süre sonra Halife tarafından müneccimler grubuna dahil edilen3 Sâbit bununla yetinmeyerek¸ kendi yakınları olan Sabiîlerin Bağdat’ta sosyal ve siyasî bir statü kazanmaları için çalışmış ve yönetimle yakınlığı sebebiyle bu amacına ulaşmıştır. O¸ artık Bağdat’taki Sabiîlerin reisi konumuna yükselmiştir.4
Sabit bulunduğu konumun verdiği güçle¸ Irak’ta sabiîleri yüksek mevkilere getirmiş¸ sosyal ve siyasal statülerini üst seviyelere çıkarmıştır.5
Nitekim Sâbit sayesinde¸ Sabiîler Bağdat’ta sarayda ve bürokraside önemli görevler üstlenmişlerdir. Bununla birlikte onun takipçileri ve akrabaları¸ devlet özel katipliği¸ saray doktorluğu ve hey’etşinaslık¸ müneccimlik gibi stratejik mevkilerde bulunmuşlardır.6
Şu olayın Sâbit’in şöhretini arttırdığı söylenir: Sâbit¸ kalp krizi geçiren ve öldüğü zannedilen bir kasabı¸ uyguladığı yöntemlerle hayata döndürmüştür. Bunu duyan halife el-Mutezid¸ Sâbit’e tedaviyi nasıl yaptığı ile ilgili sorular yöneltmiştir:
Bir gün halifelik sarayına giderken¸ yolda acı acı bir ağlama sesi işittim. Dediler ki¸ bu kasap dükkanının sahibi aniden öldü¸ ona ağlıyorlar. Bunun üzerine beni hemen oraya götürmelerini istedim. Ağlaşan kadınları susturup¸ cenazenin yanından çıkardım. Oradaki gençlerden birini çağırarak¸ cenazenin sırtına vurmasını istedim. O cenazenin sırtına vururken diğer bir gençten bir fincan getirmesini istedim. Cebimdeki hazır bulundurduğum ilacı fincandaki su ile karıştırdıktan sonra¸ cenazenin ağzını açarak içirdim. Bunun üzerine cenaze aksırarak gözlerini açtı. Bu olay müthiş yankı uyandırdı. Bunun üzerine halife beni çağırarak bunu nasıl başardığımı sordu. Ben de¸ bu kasabın önünden geçerken¸ onun hayvanların ciğerlerini yararak¸ tuzlayıp yediğini görürdüm. Bu tavrının bir gün onu kalp sektesine uğratacağını düşünerek¸ kasabı dışardan gözetime aldım. Bunun için de bir ilaç hazırladım ve onu hep yanımda bulunduruyordum. Bu gün kasabın aniden öldüğünü duyunca hemen yanına gittim. Nabzı atmıyordu. Sırtına vurarak önce nabzının çalışmasını sağladım¸ sonra da hazırladığım ilacı içirerek onu canlandırdım. 7
Sâbit¸ özel doktoru olduğu8 halde¸ halife kendisine “Reîsü’l-Etıbba ve’l-felâsife” ünvanını vermemiştir.9
Ayrıca¸ o¸ İslâm’ı kabul etmesi hususunda kendisine yapılan teklifleri kabul etmemiş ve Harran’ın geleneksel yıldız-gezegen kültüne inanan bir putperest (pagan) olarak ölmüştür. Halifenin sarayındaki statüsü o kadar yüksektir ki¸ Sâbit¸ bizzat hükümdarın da bulunduğu teolojik tartışmalarda¸ İslâm ve diğer tek tanrıcı (monoteist) dinlere karşı Harran çok tanrıcılığı (politeizmini) ve putperestliği (paganizmini) savunmuştur. 10
Beytü’l-Hikme’nin en önemli dört müterciminden biri olan Sâbit b. Kurra’nın¸ yaptığı çevirilere bakıldığında sayıca çok fazla olduğu görülmektedir. Burada Katip Çelebi’nin “Sâbit b. Kurra’nın çevirileri olmasaydı kimsenin hikmete dair kitaplardan faydalanamayacağı söylenir.” sözlerini hatırlatmak yerinde olacaktır.11
Tercüme faaliyetlerindeki mütercimlerin tamamına yakını Nesturî veya Yakubî Hristiyanlardan oluşmaktaydı. Bu hususun bir tek istisnası ise pagan filozof Sâbit b. Kurra’dan başkası değildi.12
Sâbit’in¸ matematik¸ astronomi¸ tıp¸ mantık¸ eczacılık¸ geometri¸ felsefe ve musikî ile ilgili telif¸ yorum ve özet çok sayıda eserin sahibi olduğu bilinmektedir.13Dağların oluşumu¸ güneş ve ay tutulması¸ kızamık ve çiçek hastalıkları gibi mevzular hakkında da eserleri mevcuttur.14Bunların sayısı konusunda farklı rakamlar ileri sürülmektedir. Bazı araştırmacılara göre¸ 10’u Süryanî ve Sabiî inançları ve tarihi ile alakalı olmak üzere toplam 133¸15 bazı düşünce tarihçilerine göre ise 150 kadar Arapça¸ 15 civarında ise Süryanice çalışması bulunmaktadır.16Bu eserlerden elliden fazlası günümüze kadar gelebilmiştir.17
Yine Sâbit’in Süryani olarak yazdığı Hermes’in Kitabı adlı eseri¸ Arapça’ya tercüme edilince Hermesci düşüncenin yayılmasına hizmet etmiştir.18 O¸ özellikle Aristo’nun Organon adlı eseri üzerinde durmuştur. Eflatun’un Cumhuriyet’ini incelemiş ve bu eserle ilgili olarak Eflatun’un Cumhuriyet’indeki Remzlerin İzahı isimli bir eser telif etmiştir. Matematik alanında yeni teoriler ortaya atmış olan Sâbit¸ Grek öncesi bilgi külliyâtı üzerine araştırmalarda bulunmuştur.19
Sâbit’ in bazı eserleri şunlardır:
Kindî’ye Reddiye (Süryanice) (bunu daha sonra öğrencilerinden İsa b. Useyyidin’n-Nasrânî¸ Arapça’ya çevirdi)¸ Deniz Suyunun Tuzlu Oluşunun Sebebine Dair¸ Calinus’un Gıdalar Üzerine Olan Kitabının Özeti¸ Ay Tutulmasının Belirtileri Üzerine¸ Güneş ve Ay Tutulmasının Nedeni Hakkında¸ Süryanice ve Arapça’nın Grameri Hakkında
Bu eserler yanında¸ Süryanice yazılmış¸ Sabiîlerle ilgili bazı eserleri de şunlardır:
Ölülerin Tekfini Hakkında¸ Sabiîler’in İtikadı Hakkında¸ Taharet ve Necaset Hakkında¸ İbadetlerin Vakitleri Hakkında.
Bu eserlerin yanında Sâbit’e atfedilen çok sayıda eserin varlığı da bir gerçektir.20
Astroloji¸ tıp ve matematik araştırmalarında söz sahibi olan Harranlı bilginler sülalesinin atası olan Sâbit¸ oğlu Sinan ve iki torunu Sâbit ve İbrahim ile birlikte bu geleneği sürdürmüştür21
İslâm filozofu Kindî ve ünlü mütercim Kusta b. Luka ile çağdaş olan Sâbit’in¸ İslâm dünyasında mantığın gelişmesindeki katkısı inkar edilemez. Büyük mütercim Huneyn b. İshak’ın okulunda da çalışan Sâbit¸ bu kurumun çalışanlarına yardım ve danışmanlık yaptı.22 Bununla birlikte Sâbit¸ Huneyn b. İshak’ın felsefî ve riyazî çevirilerinin tertip sırasını tasnif edip düzeltti.23 Nitekim o sayılar teorisinde¸ Öklid’in geride bıraktığı mirastan hareket ederek¸ farklı bir sonsuz sayılar serisinin parçası olarak bir sonsuz sayılar teorisi geliştirdi.24
Çok sayıda öğrenci yetiştiren Sâbit’in¸ bunlar içerisinde mütercim olanları şunlardır:
Süryanci’den Arapça’ya çeviriler yapan öğrencisi İsa b. Üseyyidi’n-Nasranî’ye¸ Sâbit kaliteli tercümelerinden dolayı ayrı bir önem verirdi. Bu öğrencinin¸ Sâbit’e sorduğu soruları¸ sonraları bir eser (Kitâbû Cevebât-ı Sâbit li-Mesâil-i Îsâ İbn Esîd) haline dönüştürmüştür.25
Sâbit’in diğer önemli bir mütercim öğrencisi de oğlu Sinan b. Sâbit’tir ki¸ ilmî gelişimini babasının yanında tamamlamıştır.26
Ayrıca torunlarının da kendisinin öğrencisi olan Sâbit’e¸ Harran’dan Bağdat’a kadar bir çok Sabiî bilgin ve mütercim ilim tahsili için yanına gelmiştir.27
Ayrıca Bağdat’tayken bir çok defa güneşi gözlemleyerek müşahedelerini bir kitapta toplayan Sâbit’in28müktesebatı sadece astronomiyle sınırlı kalmamış¸ matematik¸ felsefe ve tıp alanında önemli çalışmalarda bulunmuştur.29
Nihayet 901’de Bağdat’ta hayatını kaybetmiştir.30
Sâbit’in ölümünden sonra¸ onun çalışmaları ve sistemi¸ oğlu Sinan¸31 torunları Sâbit32ve İbrahim33ve torununun oğlu Ebû’l-Ferec tarafından sürdürülmüştür.34
Sâbit’in telif ettiği kitaplar¸ Doğu’da ve Batı’da okunmuş¸ incelenmiş ve yeni orijinal çalışmalara kaynaklık etmiştir. Eserleri İslâm dünyasında okunan Sabit’in¸ çalışmaları XII. yüzyılda Batı’da başka dillere çevrilmiştir. Sâbit’in izleyicileri arasında Beyhâkî’nin rivayetine göre¸ torunu Muhammed b. Câbir el-Harranî el-Battanî (ö.929) ismi kayda değer olanıdır. Battanî¸ Me’mun döneminden sonraki en önde gelen astronom ve bilgin olarak kabul edilmektedir.35
Sonuç olarak Harran Sabiîlerinin İslâm düşünce tarihinde felsefe¸ matematik¸ tıp¸ astronomi ve tabiî bilimler alanında çeviri ve telif faaliyetindeki çok önemli rolü¸ Sâbit b. Kurra ile ortaya çıkmıştır. Onun için Katip Çelebi¸ “Sâbit b. Kurra’nın çevirileri olmasaydı¸ kimsenin felsefeye (hikmete) dair kitaplardan faydalanamayacağı söylenirdi” demektedir.36 Dolayısıyla İslâm filozoflarının ortaya koyduğu muazzam bir düşünce hareketi¸ yani İslâm felsefesi gibi bir alanı Sâbit ve diğer mütercimler olmasaydı¸ ya hiç olmayacaktı ya da çok kısır kalacaktı.
DİPNOTLAR
1- İbn Ebî Useybia¸ Uyûnû’l-Enbâ fî Tabakâti’l-Etıbba¸ 295¸ 297; De Lacy O’Leary¸ How Greek Science Passed to the Arabş second impression¸ London 1951¸ 172; Nicholas Rescher¸ The Development of Arabic Logic¸ Pittsburgh 1964¸ 108.
2- Muhammed İshâk İbnü’n-Nedîm¸ el-Fihrist¸ tah: Nâhid Abbâs Osman¸ Doha 1985¸ 548; İbn Ebî Useybia¸ Uyûnû’l-Enbâ fî Tabakâti’l-Etıbba¸ 295; W. Montgomery Watt¸ İslâmî Tetkikler İslâm Felsefesi ve Kelâmı¸ çev: S. Ateş¸ Ankara trz¸ 49-50; Yuhanna Kumeyr¸ İslâm Felsefesinin Kaynakları¸ çev: Fahrettin Olguner¸ II. baskı¸ İstanbul 1992¸ 137(24 nolu dipnot); Kazım Sarıkavak¸ Düşünce Tarihinde Urfa ve Harran¸ Ankara 1997¸ 34-35; Ömer Ferrûh¸ Târîhu’l-Fikri’l-Arabî ilâ Eyyâmi’bni Haldûn¸ IV. baskı¸ Beyrut 1983¸ 280; Rescher¸ The Development of Arabic Logic¸ 106¸ 108.
3- İbn Ebî Useybia¸ Uyûnû’l-Enbâ fî Tabakâti’l-Etıbba¸ 295; Cemâluddin Ebu’l-Hasan el-Kâdî’l-Eşref Yusuf el-Kıftî¸ Ahbârul-Ulema bi Ahbâri’l-Hükem⸠Kahire¸ 1326¸ 81; Zahîrüddin el-Beyhakî¸ Tarihû Hukemâi’l-İslâm¸ Dımeşk¸ 1946¸ 20.
4- İbnü’n-Nedîm¸ el-Fihrist¸ 548; İbn Ebî Useybia¸ Uyûnû’l-Enbâ fî Tabakâti’l-Etıbba¸ 295; Kıftî¸ Ahbârul-Ulema bi Ahbâri’l-Hükem⸠41; Beyhakî¸ Târihû Hukemâi’l-İslâm¸ 20; Watt¸ İslâmî Tetkikler İslâm Felsefesi ve Kelâmı¸ 49-50; Hilmi Ziya Ülken¸ Uyanış Devirlerinde Tercümenin Rolü¸ III. baskı¸ İstanbul 1997¸ 84; Mustafa Demirci¸ Beytü’l-Hikme¸ İstanbul 1996¸ 120; Joel L. Kramer¸ Humanism in the Renaissance of Islam (Abû Sulaymân Al-Sijistânî and His Circle)¸ second revised edition¸ Leiden 1993¸ 21.
5- Ülken¸ Uyanış Devirlerinde Tercümenin Rolü¸ 84.
6- Ülken¸ Uyanış Devirlerinde Tercümenin Rolü¸ 84.
7- İbn Ebî Useybia¸ Uyûnû’l-Enbâ fî Tabakâti’l-Etıbba¸ 297; Kıftî¸ Ahbârul-Ulema bi Ahbâri’l-Hükemâ ¸84-85.
8- Bkz. İbn Ebî Useybia¸ Uyûnû’l-Enbâ fî Tabakâti’l-Etıbba¸ 297; Kıftî¸ Ahbârul-Ulema bi Ahbâri’l-Hükemâ ¸84-85.
9- Max Meyerhof¸ Mine’l-İskenderiye ilâ Bağdat¸ et’Turâsü’l-Yunânî fi’l-Hadârati’l-İslâmiyye içinde çev: Ahmet Bedevî¸ IV. baskı¸ Beyrut 1980¸ 72.
10- Ülken¸ Uyanış Devirlerinde Tercümenin Rolü¸ 84; Şinasi Gündüz¸ Anadolu’da Paganizm Antik Dönemde Harran ve Urfa¸ Ankara¸ 2005¸ 43-44; Şinasi Gündüz¸ Son Gnostikler Sâbiîler¸ II. baskı¸ Ankara 1999¸ 34; F. E. Peterş Aristotle and The Arabs: The Aristotelian Tradition in Islâm¸ New York 1968¸ 289.
11- Kramer¸ Humanism in the Renaissance of Islam¸ 85; Ramazan Şeşen¸ “İlk Tercüme Faaliyetlerine Umûmî Bir Bakış”¸ İslâm Tetkikleri Enstitüsü Dergisi¸ c. VII¸ cüz. 3-4¸ İstanbul 1979¸ 13 (naklen; Katip Çelebi¸ Keşf el-Zunûn¸ neş: M. Şerafeddin Yaltkaya¸ R. Bilge el-Kilisî¸ II. baskı¸ İstanbul 1971-1972¸ 1594); Demirci¸ Beytü’l-Hikme¸ 186.
12- Macid Fahri¸ İslâm Felsefesi Tarihi¸ çev: Kasım Turhan¸ II. baskı¸ İstanbul 1992¸ 20-21; Ülken¸ Uyanış¸ 66; Sarıkavak¸ Düşünce Tarihinde Urfa ve Harran¸ 36.
13- İbn Ebî Useybia¸ Uyûnû’l-Enbâ fî Tabakâti’l-Etıbba¸ 298-300; Kıftî¸ Ahbârul-Ulema bi Ahbâri’l-Hükem⸠81; Rescher¸ The Development of Arabic Logic¸ 108; Sarıkavak¸ Düşünce Tarihinde Urfa ve Harran¸ 36; Peterş Aristotle and The Arabs: The Aristotelian Tradition in Islâm¸ 169; Kemal Elyâzıcı¸ A. Ğataş¸ Kerim¸ E’lâmu’l-Felsefeti’l-Arabiyye¸ IV. baskı¸ Beyrut 1990¸ 91.
14- Demirci¸ Beytü’l-Hikme¸ 121.
15- Bkz. İbnü’n-Nedîm¸ el-Fihrist¸ 586-589; İbn Ebî Useybia¸ Uyûnû’l-Enbâ fî Tabakâti’l-Etıbba¸ 298-300; Demirci¸ Beytü’l-Hikme¸ 121.
16- O’Leary¸ How Greek Science Passed to the Arabş 173; Gündüz¸ Anadolu’da Paganizm Antik Döneminde Harran ve Urfa¸ 43-44; Sarıkavak¸ Düşünce Tarihinde Urfa ve Harran¸ 36.
17- Ramazan Şeşen¸ Urfa Tarihi¸ Ankara 1993¸ 60.
18- Bayrakdar¸ İslâm Felsefesine Giriş¸ 72
19- Sarıkavak¸ Düşünce Tarihinde Urfa ve Harran¸ 36.
20- İbnü’n-Nedîm¸ el-Fihrist¸ 548-549; İbn Ebî Useybia¸ Uyûnû’l-Enbâ fî Tabakâti’l-Etıbba¸ 298-300; Kıftî¸ Ahbârul-Ulema bi Ahbâri’l-Hükem⸠81-85; Sarıkavak¸ Düşünce Tarihinde Urfa ve Harran¸ 38. B. A. Rosenfeld-A. T. Grigorian¸ Dictionary of Scientific Biography¸ (XIII¸ 288-295) adlı eserde Sâbit’in telif ettiği eserlerin bir dökümü verilmektedir. Sabit b. Kurra’nın eserleri için bkz.Şeşen¸ Urfa Tarihi¸ 60-69.
21- İbn Ebî Useybia¸ Uyûnû’l-Enbâ fî Tabakâti’l-Etıbba¸ 300-307; Kıftî¸ Ahbârul-Ulema bi Ahbâri’l-Hükemâ¸; İbnü’n-Nedîm¸ el-Fihrist¸ 586-589; İbn Ebî Useybia¸ Uyûnû’l-Enbâ fî Tabakâti’l-Etıbba¸ 298-300; Kıftî¸ Ahbârul-Ulema bi Ahbâri’l-Hükem⸠42-43; Sarıkavak¸ Düşünce Tarihinde Urfa ve Harran¸ 36.
22- İbn Ebî Useybia¸ Uyûnû’l-Enbâ fî Tabakâti’l-Etıbba¸ 295; Ülken¸ Uyanış Devirlerinde Tercümenin Rolü¸ 66; Sarıkavak¸ Düşünce Tarihinde Urfa ve Harran¸ 7; Demirci¸ Beytü’l-Hikme¸ 120.
23- Ülken¸ Uyanış Devirlerinde Tercümenin Rolü¸ 66-67 (naklen; Bouyges: Sur le Plantis d’Aristote-Nicolaş Beyrut 1923).
24- İsmail Râci el-Fârukî-Luis Lâmia el-Fârukî¸ İslâm Kültür Atlası¸ çev: M. O. Kibaroğlu¸ Z. Kibaroğlu¸ III. baskı¸ İstanbul 1999¸ 361.
25- İbnü’n-Nedîm¸ el-Fihrist¸ 549; İbn Ebî Useybia¸ Uyûnû’l-Enbâ fî Tabakâti’l-Etıbba¸ 298; Kıftî¸ Ahbârul-Ulema bi Ahbâri’l-Hükem⸠81.
26- İbnü’n-Nedîm¸ el-Fihrist¸ 549; İbn Ebî Useybia¸ Uyûnû’l-Enbâ fî Tabakâti’l-Etıbba¸ 298; Sarıkavak¸ Düşünce Tarihinde Urfa ve Harran¸ 38.
27- Sarıkavak¸ Düşünce Tarihinde Urfa ve Harran¸ 38.
28- İbn Ebî Useybia¸ Uyûnû’l-Enbâ fî Tabakâti’l-Etıbba¸ 295; Ülken¸ Uyanış Devirlerinde Tercümenin Rolü¸ 66; Sarıkavak¸ Düşünce Tarihinde Urfa ve Harran¸ 7; Demirci¸ Beytü’l-Hikme¸ 120; Ferrûh¸ Târîhu’l-Fikri’l-Arabî ilâ Eyyâmi’bni Haldûn¸ 280.
29- Demirci¸ Beytü’l-Hikme¸ 120-121.
30- İbn Ebî Useybia¸ Uyûnû’l-Enbâ fî Tabakâti’l-Etıbba¸ 295; Ülken¸ Uyanış Devirlerinde Tercümenin Rolü¸ 66; Sarıkavak¸ Düşünce Tarihinde Urfa ve Harran¸ 7; Demirci¸ Beytü’l-Hikme¸ 120; Ferrûh¸ Târîhu’l-Fikri’l-Arabî ilâ Eyyâmi’bni Haldûn¸ 280; Rescher¸ The Development of Arabic Logic¸ 108.
31- İbnü’n-Nedîm¸ el-Fihrist¸ 549; İbn Ebî Useybia¸ Uyûnû’l-Enbâ fî Tabakâti’l-Etıbba¸ 300-304; Peterş Aristotle and The Arabs: The Aristotelian Tradition in Islâm¸ 289.
32- İbn Ebî Useybia¸ Uyûnû’l-Enbâ fî Tabakâti’l-Etıbba¸ 304-307; Kıftî¸ Ahbârul-Ulema bi Ahbâri’l-Hükem⸠77-78; Kramer¸ Humanism in the Renaissance of Islam¸ 85; Peterş Aristotle and The Arabs: The Aristotelian Tradition in Islâm¸ 289.
33- İbn Ebî Useybia¸ Uyûnû’l-Enbâ fî Tabakâti’l-Etıbba¸ 307; Kıftî¸ Ahbârul-Ulema bi Ahbâri’l-Hükemâ¸42¸ 44.
34- Demirci¸ Beytü’l-Hikme¸ 121-122.
35- Demirci¸ Beytü’l-Hikme¸ 121-122.
36- Kramer¸ Humanism in the Renaissance of Islam¸ 85; Rescher¸ The Development of Arabic Logic¸ 108-109; Şeşen¸ Urfa Tarihi¸ 60.
Bayram Ali ÇETİNKAYA
Yazar“Medîne” kelimesi Arapça’da¸ yerleşmek¸ şehir kurmak kale inşası yapılan her yüksek yer 1 gibi anlamlarda karşılık bulmaktır.“Medîne” kelimesi Arapça’da¸ yerleşmek¸...
Yazar: Bayram Ali ÇETİNKAYA
“Yaratılanı yaratandan ötürü sevmek” mefhumu, insanlara genel manada güzellikleri telkin eder. Yaratılmışların en şereflisi olan insan elbette ki, “ahsen-i takvim” olduğu için fıtrî olarak da, cismî o...
Yazar: Musa TEKTAŞ
15 Temmuz’da köprüye yürüyenler arasındaydık. Bir hafta sonra kızımın düğünü vardı ve biz düğün hazırlıklarıyla uğraşırken, hiç aklımıza gelmezdi böyle bir gecenin yaşanacağı. O akşam çocuklarla Çeng...
Yazar: Raziye SAĞLAM
Mevlânâ düşüncesinde müziğin varlığı¸ günümüze kadar tartışma konusu olmuştur. Halbuki müzik aleti¸ câmilere girmemekle beraber klasik müzik¸ bilhassa cuma ve bayram namazlarında¸ bayram tekbirlerinde...
Yazar: Bayram Ali ÇETİNKAYA