HACI AYŞE ATEŞ HANIMEFENDİ İLE RÖPORTAJ
Okuyucularımız için¸ Hacı Validemiz; Hacı Naciye Ateş Hanımefendi'nin hayat hikâyesinden kısaca bahseder misiniz?
Hacı Naciye Validemiz: 1919 yılında Darende'nin İbrahim Paşa Mahallesi (Değirmenönü mevki)'inde Yenicelioğulları'nın konağında dünyaya gelir. Babası¸ Yenicelioğulları'ndan Mehmet Ali Efendi'dir. Annesi Zeynep Hanım'dır. Zeynep Hanım¸ Hafız Mehmet Efendi'nin kerimesi¸ Hacı Esat Efendi'nin yeğenidir.
Naciye Hanım¸ ailesi ile beraber İbrahim Paşa Mahallesi'ndeki evlerinden Zeynep Hanım'ın babasının evine yani Hacı Derviş Mahallesi'ne taşınırlar. Akrabası Hacı Esat Efendi'nin hanımı¸ Müftü Hacı Mahmut Efendi'nin kızı (veya torunu) Raziye Hanım'dan dinî ilimleri tahsil eder. Her konuda kendini yetiştirir. Es-Seyyid Osman Hulûsi Efendi ile 19.02.1938 tarihinde evlenirler. Pirimiz İhramcızâde İsmail Hakkı Toprak Efendi (k.s.) Hazretleri Darende'yi teşriflerinde mutlaka misafirleri olurlarmış¸ Pir Efendimiz'e de çok hizmetleri olmuştur.
İhramcızâde Hazretleri (k.s.) Hacı Valide'ye çok değer verir. Hatta bir hac dönüşünde:
"Oğlumuz Hulûsi¸ Hacı Naciye Hanım kızımızı hacca getirdi diye çok memnun olduk¸ Hulûsi'den Allah razı olsun. Onun (Hacı Naciye Hanım'ın) hizmeti ona burayı nasip etti." diye buyurur.
Hacı Naciye Hanım'la evlenen Es-Seyyid Osman Hulûsi Efendi'nin¸ 10 tane evlatları dünyaya gelir. Bunlardan beş tanesi erkek¸ beş tanesi de kızdır. Evlatlarını güzel ahlak üzere yetiştirir. Allah'ın takdirine boyun eğer¸ kimisinin vefat acısını görür¸ sabırla¸ metanetle Allah'a dayanır. Bütün bu halleriyle işte Validemiz örnek bir iman abidesiydi.
Hacı Naciye Hanım Validemiz¸ 86 yıllık ömrünü hizmetle geçirmiş ve 22 Nisan 2005 tarihinde vefat etmiştir. Aynı gün Cuma namazını müteakiben Darende Şeyh Hamid-i Veli Camii'nde cenaze namazı kılınmıştır. Cenaze namazını (Hem oğlumuz hem şeyhimiz dediği) muhterem evlatları oğlu H. Hamidettin Ateş Efendi kıldırmıştır. Cenazeye beş bine yakın cemaat iştirak etmiştir. Kendi evimizin bahçesindeki Taceddin Veli Haziresi'ne defnedilmiştir.
Siz¸ Hacı Naciye Hanım'ı ilk defa ne zaman gördünüz?
Babam Hacı Mehmet Palakoğlu¸ Hulûsi Efendi Hazretleri'ne candan bağlı bir gönül dostuydu. Hulûsi Efendi Hazretleri Hacı Validemiz'le birlikte¸ Kahramanmaraş tarafına geçtiklerinde mutlaka evimizi şereflendirir¸ misafirimiz olurlardı. Biz de severek gönülden hizmet ederdik. Babam çok sık aralıklarla Darende'ye ziyarete gelirdi. En önemli özelliği¸ ailemiz geniş olmasına rağmen¸ bütün aile fertlerini¸ kundaktaki en küçük kardeşimizi bile ziyarete getirirdi. Her defasında böyle yapardı. Yani çocukluk yıllarımdan itibaren Hacı Validemiz'i¸ Hulûsi Efendi Hazretleri'ni tanırız. Zaman zaman annemlerle birlikte mutfakta Hacı Validemiz'in yanında hizmet ettiğimiz olurdu.
H. Hamidettin Ateş Efendi Hazretleri'yle evliliğiniz ve çocukların ismi konusunda neler söylemek istersiniz?
Yukarıda anlattığım gibi babam Hacı Mehmet Palakoğlu¸ Hulûsi Efendi Hazretleri'ne çok muhabbet duyan bir ihvandı. Daha sonda Naime Yenge'mden dinlediğim bir hatırayla bu sorunun birinci kısmı olarak cevaplandırayım.
1986 yılında Hulûsi Efendi Hazretleri¸ Hacı Valide ve Hacı Kemal Ağabey bir arada otururlarken¸ H. Hamidettin Efendi'nin evlendirilmesinden mevzu açılır. Hulûsi Efendi Hazretleri Hacı Valide'ye; "Afşin'den Palakoğlu'nun Kur'an Kursu'na giden Ayşe Hanım adında bir kızı var¸ onu Hamid'imize alalım." buyurur. Hacı Valide ve Kemal Efendi de Efendi Hazretleri'nin kararını uygun görürler. Hulûsi Efendi Hazretleri Hacı Kemal Efendi'ye dönerek¸ "Oğul¸ git Hamid'imi çağır konuyu ona açalım." der. Kemal Efendi Hamidettin Efendi'yi babasının emrettiğini¸ önemli bir konuyu söyleyeceğini bildirerek çağırır. Hamidettin Efendi huzura girince¸ Hulûsi Efendi Hazretleri; "Evladım¸ Hamid'im¸ seni Afşin'den Palakoğlu'nun kızı Ayşe Hanım'la evlendireceğiz. Çok hayırlı olacak bu iş." buyurur. Hamidettin Efendi sükût eder. Neyse¸ bu mesele için bizim evi teşrif ettiler. Babam da: "Şeref duyarım." diyerek kabul etti. Nişandı¸ düğündü derken¸ Cenab-ı Allah'ın takdiri¸ büyüklerin rızası ve himmetiyle; 04.04.1987 tarihinde izdivaç gerçekleşti. Hulûsi Efendi Hazretleri'ne ve Hacı Valide'ye¸ dolayısıyla¸ Somuncu Baba Hazretleri'ne¸ Peygamberimiz (s.a.v)'in temiz nesline gelin olma şerefini Rabbim ihsan etti¸ her zaman hamd ettim.
Çocukların ismine gelince; 1989 yılında ilk erkek evladımız dünyaya geldi. Pirimiz Hulûsi Efendi Hazretleri¸ hasta yatağında yatarken "Torunumuzu getirsinler de sevelim¸ ismini koyalım." buyurmuşlar¸ huzura kabul buyurdular. Yatağında kucağına alarak: "Bu yavrumuz yolumuza hizmet edecek inşallah." buyurdu ve kendi isimlerini koyup¸ sağ kulağına ezan¸ sol kulağına kamet okudu. Sonra da şöyle devam etti: "Bu çocuğa iyi bakın¸ iyi yetiştirin¸ yolumuza¸ ceddimize hizmet etsin¸ dedesi gibi olsun. İsmimizi de maneviyatımızı da bir ileriki nesillere taşıyacak. Vakıfımızı dünyaya tanıtacak. Ayrıca bütün evlerde Hulûsi ismi var ama bu Hulûsi başka Hulûsi olacak." buyurmuş ve çok mutlu olmuştu. O anda ailemizden herkes gözyaşlarına boğulmuştu.
14.06.1990 tarihinde Hulûsi Efendi Hazretleri ahirete irtihal etti. Kendilerine 4 yıla yakın hizmet etmek nasip oldu.
1994 yılında bir kızımız dünyaya geldi. Hacı Validem kendi ismini müsaade buyurdu. Onun da isimi Naciye oldu. 1997 yılında bir kızımız daha dünyaya geldi. O zaman Hacı Validem; "Somuncu Baba Hazretleri'nin hanımı¸ Abdurrahman Erzincanî Hazretleri'nin kızının ismi Necmiye Sultan imiş. Bu torunumuza inşallah Necmiye Sultan adını vuralım." buyurdu. 2002 yılında üçüncü kızımız dünyaya geldi. Hacı Validem bu defa¸ "Hulûsi Efendi Hazretleri'nin vefatından sonra¸ özümüz tutmadığından torunumuz Osman Hulûsi'ye Seyyid Baba' diyorduk. Bu torunumuza da Peygamberimiz (s.a.v.)'in kızı ve validemin ismi Zeynep Hanım'ın adını koyalım." buyurdu.
Hacı Naciye Ateş Hanımefendi'yi en özlü cümlelerle tarif edecek olsanız neler söylemek isterdiniz?
Hacı Validemiz; bizim için örnek bir hanımefendiydi. İslâm'ın vakarını ciddi bir şekilde üzerinde taşıyan bir mürşid-i kâmilin zevcesi¸ bir mürşid-i kâmilin annesi¸ binlerce gönül dostunu kendi evladı gibi şefkatle kucaklayan bir anne idi. İbadetlerine dikkatli¸ hatta evdeki gelinlerinin¸ torunlarının namazlarını ihmal etmemesi için her vakit tembihte bulunan¸ Allah'ın saliha bir kulu¸ bütün zerreleriyle Rabb'ine teslim olmuş¸ her hali¸ her davranışı Kur'an ve sünnete uyan bir gönül sahibiydi. Ev içinde Hulûsi Efendi Hazretleri'ne karşı çok bağlı¸ saygılı¸ hizmetlerini yapan¸ yaptıran¸ gelen misafirlerin en güzel bir biçimde ağırlanması için dikkat gösteren¸ titiz davranan bizleri de bu şekilde yönlendiren lider bir kişilik taşıyordu.
Örnek ahlâkından biraz bahseder misiniz?
Peygamberimiz'in mübarek eşleri Hz. Aişe (r.a) Validemiz¸ Hz. Peygamber (s.a.v.)'in ahlâkını "Kur'an ahlâkıydı." diye cevaplıyor. Aslında bu cümle¸ bizim Hulûsi Efendi Hazretleri'yle onunla bir olmuş¸ onda fani olmuş¸ onun zevcesi olma şerefine nail olmuş Hacı Naciye Hanım Validemiz'i anlatan mükemmel bir tasvirdir. Hacı Valide¸ Pirimiz Hulûsi Efendi Hazretleri'nin yaşantısındaki hâl ve hareketlerini bizzat gördüğü için¸ onun yaptıklarını¸ uygun gördüğü davranışları soranlara lisan-ı münasiple anlatır¸ nakleder¸ ihvanların hayatlarına güzel ahlak numunesi olan işleri yapmalarını öğütlerdi. Hz. Aişe (r.anh.)¸ kendisine gelen hanım sahabilerin meselelerini nasıl Rasûlullah Efendimiz'e sorup¸ cevaplarını alıp¸ meselelerine çözüm üretiyorsa¸ Hacı Validemiz de ihvanların sıkıntılarını¸ çözmek için büyük bir çaba sarfediyor¸ mutlaka konuyla ilgileniyor¸ Pirimiz'e meseleyi nakledip¸ sonuca erdiriyordu. Bir defasında âcizane şahsıma şu öğütte bulundu: "Kızım¸ bu kapı Hak kapısıdır. Geleni gideni¸ derdi sıkıntısı eksik olmaz. Kıyamete kadar açık kalacaktır. Bu manevî hizmet bu haneden devam edip gidecektir. Bizim vazifemiz¸ ümmet-i Muhammmed'e hizmettir. Cenab-ı Allah Hamid'imle birlikte size de böyle bir ihsanı¸ hizmeti lütfetti. Gün gelecek¸ Hamid'imin en büyük destekçisi sen olacaksın. Hanım ihvanların Efendi'ye arz edemedikleri konuları¸ çözüme kavuşturacaksın. İnsanlara yardımcı olacaksın. Allah'ın verdiği bu vazifeyi¸ Allah için yapacaksın¸ kendine yük kabul etmeyeceksin. Hz. Aişe (r.anh.) Validemiz ne yapmışsa biz de öyle yapmaya çalıştık¸ inşallah sen de ileride bu vazifeyi hakkıyla yerine getireceksin." buyurdu.
Kelimeler¸ cümleler aslında onun güzel ahlakını anlatmaktan âcizdir. Çünkü Hacı Validemiz¸ edebiyle¸ üslubuyla¸ çocuk yetiştirmedeki ahlak prensipleriyle öyle bir ahlak numunesi olmuştur ki¸ kâmil bir insana zevce¸ yine H. Hamidettin Ateş Efendi gibi kâmil bir insana da anne olmuştur. O bütün evlatlarını¸ torunlarını¸ yakınlarını¸ yetiştirirken ayrı bir gayret ve titizlik göstermiştir.
Tevazuunu size sorsak nasıl cevap verirsiniz?
Öylesine mütevazı idi ki¸ tevazuu onu yüceltirdi. Onu gördüğünüz zaman¸ azametinden bazen yüreğiniz titrer¸ bazen sevgiyle karışık bir haşyet duygusu kalbinizi sarardı. Onda Allah'ın vakarını görürdünüz. Söyledikleri ile yaptıkları her zaman birbirine uygun¸ düzenli¸ yapıcı¸ gönülleri incitmeden en güzelin ortaya çıkması için gayret gösterirdi. Yabancı misafirlerin¸ aile halkının¸ komşuların¸ beraber oturup¸ sohbet etmekten hoşlandığı¸ sohbetlerinde insanı eğiten¸ manen bir şeyler öğrenmesini sağlayan bir muallime özelliği vardı. Sevdiği kimseyi Allah için sever¸ kızdığı zaman Allah için kızardı. Hizmet edenleri¸ maharetli hanımları¸ irfan sahibi kimseleri çok severdi. Aile fertlerinden veya misafirlerden bir yanlış kelime kullanan veya yanlış bir iş yapan olursa¸ onun yanlışını düzeltmesi gerektiğini güzel bir üslupla söylerdi. Sonsuz bir hoşgörü sahibiydi¸ ufak tefek hataları görmezden gelir¸ kimsenin yaptığı kötü bir davranışı toplum içinde asla yüzüne vurmazdı.
İnsanlarla konuşmasında¸ öğütlerinde nasıl bir yol izlerdi?
Konuşması da kendisi gibi zarif¸ çok nazik ve etkiliydi. Gerek genel kültür konuları gerekse tasavvufî konular açısından olsun her konuya hâkimdi¸ az ve öz konuşurdu. Huzuruna girenler¸ sohbetine katılanlar; ilminden¸ halinden¸ bakışından¸ her şeyinden bir şey öğrenirdi mutlaka. Etrafında oturanlar sanki bir cennet bahçesinde oturuyormuşçasına mutlu ve huzurlu olurdu. O kadar cana yakın bir insandı ki¸ bütün ihvan hanımlar onu¸ sadık bir dostu¸ annesi gibi sever¸ validesi kabul ederdi.
Son olarak neler söylemek istersiniz?
1987 yılından¸ 22 Nisan 2005 tarihine kadar 18 yıl Hacı Validem'e hizmet etmeyi Rabbim nasip etti. Layıkıyla yapmaya gayret ettim. 14 Haziran 1990 tarihinde Hulûsi Efendi Hazretleri'nin ahirete irtihalinden sonra¸ Hacı Naciye Validemiz bütün evlatlarını¸ torunlarını yakınlarını etrafına topladı ve şöyle buyurdu: "Hamidettin Efendi benim hem oğlum¸ şimden geri hem de şeyhim¸ mürşidimdir. Sizlerin de mürşididir. Böyle bilip böyle davranılmasını istiyorum." Bu cümleler hâlâ kulağımda çınlamaktadır. Allah razı olsun aile fertleri hep öyle davandılar¸ özellikle Ahmet Şemsettin Ateş Ağabey'in Hamidettin Efendi'ye karşı¸ kendisi yaş itibariyle büyük olmasına rağmen¸ göstermiş olduğu saygıyı¸ onu manevî büyüğü olarak görmesini onun şahsiyetindeki yücelikle birlikte Validem'in bu öğüdüne bağlarım.
Büyüklerin kelamı inci taneleri gibidir. Hiçbir zaman değerinden bir şey kaybetmez. Önemli olan o inci tanelerinin değerini bizlerin bilmesidir. Bu vesileyle¸ hizmeti¸ mutfak kültürünü¸ insana saygıyı her şeyi öğrenmeyi kendine borçlu olduğumuz Hacı Naciye Validemiz'i rahmet¸ minnet ve şükranla anıyor¸ öğütlerine uyarak izini takip etmeye çalışıyoruz. Aile Dergimiz vasıtasıyla da bütün hanım okuyucularımızı ve hanım kardeşlerimizi muhabbetle selamlıyorum.
Naciye TEKTAŞ
YazarKanûnî’nin küçük oğlu Selim, 28 Mayıs 1524’te İstanbul’da dünyaya geldi. Annesi Hürrem Sultan, saray içinde sözü geçen, etkili bir kadındı. Saray kadınlarına ve hizmetkârlara, Şehzade Selim’in terbiye...
Yazar: İsmail ÇOLAK
Şeyh Abdurrahman Erzincanî’nin soyu, Orta Asya’dan gelerek Erzincan’a yerleşmiştir. Evlâd-ı Rasûl’den ve Yıldırım Bâyezîd devri meşayihlerindendir. Zamanının gerekli ilimlerini memleketi olan Erzincan...
Yazar: Resul KESENCELİ
Ramazan ayının kalan yarısını idrak ederken, bin aydan daha hayırlı Kadir Gecesi’ni ve Ramazan’ın bitimiyle de bayramı yaşayacağız inşaallah. Bu mübarek günler, hayırların tavsiye edildiği ve mü’minle...
Yazar: Raziye SAĞLAM
Şerefimiz, şanımız var Biz ne büyük bir milletiz Al bayrakta kanımız var Biz ne büyük bir milletiz Üç kıtada at koşturduk Akarsuları coşturduk Dağlar, tepeler aştırdık B...
Yazar: M.Nihat MALKOÇ