GÜZEL BİR İNSAN
Bir nisan günü Es-Seyyid Osman Hulusi Efendi Hazretlerinin sevgili eşi Hacı Naciye Hanımı yani cümlenin dediği gibi Hacı Validemizi ebedi aleme uğurladık. Sevdiklerimi kaybettiğimiz tarihi, hiçbir zaman gün ve yıl olarak hafızamda tutmayı tercih etmem. Kimbilir belki de kesin tarihler, o işin gerçekliğine daha çok delil olduğundandır. Bir tarihte ebediyete uğurlamış olsak ta, onlar hep en güzel halleriyle hatırımızdadır. Hayattayken birlikte geçirdiğiniz zamanlar, artık bizim için çok değerli zamanlardır ve hatirladıkça her bir anı sanki olduğundan daha uzun yaşarız. Es-Seyyid Osman Hulusi Efendnin dediği gibi ‘’Er geç bu cemiyyet-i alem dağılır Yar ile sürdüceğin dem içtiğin bade kalır.’’ Hacı Valide benim için çok özel biridir ve sağlığında birikte geçirdiğimiz her an paha biçilmez hazineler değerindedir. Kıymetli oğlu H.Hamideddin Ateş Efendi, validesi için Gülname” adlı kitapta “Yüreği çok yufkaydı. Herkesin derdiyle dertlenirdi. Büyük bir ailenin gelini olmakla birlikte¸ Hulûsi Efendi'nin hanımı olması hasebiyle evlatlarını¸ akrabalarını¸ komşularını düşündüğü kadar¸ garipleri yetimleri ve kimsesizleri de düşünürdü. Çorbanın suyunu¸ yağını¸ her zaman fazla koyardı. Nasiplisi gelir yer oğul' derdi. Sohbetinde gül kokusu vardı.” Diye yazmıştı. İstanbul’a geldikleri bir vakit ziyaretlerine gitmiştik. Kendileri evde yoktu. İçeride bir süre bekledikten sonra, geldiler. Hayli üzgündü. Durumları iyi olmayan, babaları da yatalak bir aileyi ziyarete gitmişler. Ailenin durumuna çok üzüldüğünü anlatmıştı. Darende’de Hulusi Efendiyle birlikte etrafındaki insanlara şefkatle davranıp, zor durumda olanlara yardım ettiklerini biliyorduk ve muhtemelen bu aile için de ellerinden geleni yapacaklardı ama valideyi öyle üzgün görünce biz de çok üzülmüştük. Hulusi Efendi Hazretleri 1990 yılında dünyasını değiştikten sonra, İstanbul’daki evlatlarının yanında gelip bir süre kalırdı. Bizim evimiz yakın olduğndan, lazım gelen bir iş olduğunda yapmak için küçük kızımla biirlikte neredeyse hergün yanlarına giderdim. Benim için çok müstesna anlar olan bu zamanlarda, yaptığımız sohbetlerle, hazırlığı içinde olduğum “Gül Kokusu” kitabı için de malzeme toplardım. Canlı ve kendine has ses tonuyla yaşadıklarını kendi ağzından dinlemek çok harikaydı. Darende’de Devlethanede mübarek elleriyle yaptığı ve sanki yiyene şifa dağıtıyormuşcasına güzel yemeklerden yeme fırsatımız çok oldu. Burada yaptığımız sohbetler de’ benim için en az onlar kadar doyurucu oluyordu.”Gadanı alayım” diyerek konuşması, bir misafir geldiğinde, hasta bile olsa tülbentini değiştirerek kenarları zarif iğne oyalı ve mutlaka ütülü tülbent takması, gelen herkesle ilgilenip tek tek hatırlarını, sorması sanki hala gözümün önünde gibidir. Bazen annem de gelir ve o gün validem banyo yaptıysa uzun saçlarını, incitmekten korkarak usul usul tarardı. Sonra da “Validem size nazar değiyor.” Diyerek Felak ve Nas surelerini okurdu. Validem gülümseyerek “Gadanı alam, senin okuman bana iyi geliyor.” Deyince annem çok sevinirdi. Ne güzel insandı validem. Sevgili eşi Hulusi Efendi Hazretlerinin hizmet, muhabbet, şefkat, teslimiyet üzerine yazdığı şiirlerindeki eşsiz manayı hayatında yaşayarak bize öğretiyordu. Yine bir nisan ayında onu hayırla yad ederken, bize bıraktığı bütün hazineler için Allah ondan razı olsun.
Raziye SAĞLAM
YazarEs-Seyyid Osman Hulûsi Efendi Hazretleri’nin sevgili eşi Hacı Naciye Hanımefendi’yi, ya da cümlenin dediği gibi, Hacı Validemizi bir nisan gününde ebedi yolculuğuna uğurladık. Hayatımda o kadar müstes...
Yazar: Raziye SAĞLAM
Sevgili çocuk dostlarım;Kış iyice bastırmadan Hafize Teyze, çocuklar ve çiftliğin kâhyasıyla birlikte hep beraber toptancı pazarına gittik. Hafize Teyze bu alışverişi her sene olduğu gibi, ihtiyacı ol...
Yazar: Raziye SAĞLAM
El-Kâbız; "tutan, sıkan ve kıtlık veren" anlamlarına gelir. Allah'ın bir sıfatı olarak el-Kâbız, dilediğine rızkı az veren, ölüm zamanı gelince ruhları alan ve kıyâmet günü bütün bir âlemi yok eden mâ...
Yazar: somuncueditor
Sevgili çocuk dostlarım; Kayak merkezinin ikinci günündeyiz. Çocuklar kahvaltılarını yaptıktan sonra, kayak takımlarını giyip pistte toplandılar. Aslında Uzun Kulak’la ben, karlara batıp çıkarak ...
Yazar: Raziye SAĞLAM