GÜZEL AHLÂK ÜZERE OLMAK
Rasûlullah Efendimiz (s.a.v.) ahlâk bakımından insanların en güzeli ve en üstünüdür. Bununla birlikte Hz. Peygamber (s.a.v.), ahlâkını daha da güzelleştirmeye gayret etmiş ve kötü ahlâktan Allah’a sığınmıştır. Cenab-ı Allah, Elçisi’nin ahlâkına Kalem Suresi’nin 4. ayetinde övgüyle şöyle şahitlik etmektedir: “Sen elbette yüce bir ahlâk üzeresin.” İlk inen sûrelerden biri olan Kalem Sûresi’nin bu âyeti, Hz. Peygamber (s.a.v.)’in nübüvvet görevinden önce de yüksek bir ahlâka sahip olduğunu ifade etmektedir. Nitekim Rasûlullah Efendimiz, peygamberlikle görevlendirilmeden önce ahlâkı ile toplumda öne çıkmış, insanlara güven telkin etmiş ve “Muhammed el-Emîn” (Güvenilir Muhammed) olarak tanınmıştır. Güzel ahlâkı hayatın bütün safhalarına hâkim kılma onun peygamber olarak gönderiliş sebeplerinden biridir. Rasûlullah Efendimiz (s.a.v.), ashâb-ı kiramı nasihatlerinde güzel ahlâklı olmayı öğütlemiş, bu uğurda büyük gayret göstermiştir. Nitekim Hz. Peygamber (s.a.v.), Ubâde b. Sâmit ile beraber bir grup Medineli kendisine biat etmeye geldiklerinde onlardan Allah’a şirk koşmamanın yanı sıra hırsızlık yapmamak, zina etmemek, çocukları öldürmemek, iftira etmemek gibi ahlâkî konularda da söz almıştır. Hz. Peygamber (s.a.v.) Muâz b. Cebel’i Yemen’e vali olarak gönderirken ise, “Ey Muâz! İnsanlara güzel ahlâkla muamele et.” tavsiyesinde bulunmuştur. Ashâb-ı güzîn efendilerimiz, Peygamberimiz (s.a.v.)’in örnekliğini ve emirlerini öylesine özümsemişlerdi ki onun irtihalinden sonra, “O olsaydı nasıl yapardı ve ne söylerdi?” sorusunu çoğu zaman kendi aralarında sormuşlar ve bu şekilde Hz. Peygamber (s.a.v.)’in ahlâk ve edebini yaşatmaya çalışmışlardır. Mutasavvıflar, güzel huyların insana kazandıracağı değeri açıklarken, diğer yandan kötü huyların da insandan alıp götürdüklerini hemen her fırsatta dile getirirler. Ahlakî güzelliklerin ashab-ı kiramın yaptığı gibi içselleştirilmesini Hz. Mevlânâ şöyle buyurur: “Hırs, kıskançlık, kibir, yalan, ikiyüzlülük, gıybet gibi kötü huylar terk edilmelidir. Zira hırs insanın temiz bir göz, akıl ve kulak edinmesine manidir; kalbi körleştirir. Kıskançlık; bütün kusurların mayası, en kötü huydur. İnsan öncelikle kendi kusurlarını düzeltmeye çalışmalı, başkalarının ayıbını görmemelidir. Başkasında kusur arayanlar, kınadıkları hale mutlaka kendileri de düşerler. Yalancıların yeminine inanılmaz, doğruların ise yemine ihtiyacı yoktur. Çünkü yalan gönüllerde şüphe doğurur, doğru söz ise kalbe huzur verir. Zalim insan zulmünün cezasını görecektir. Yoksulun gönlünü zulümle kebap eden, aslında kendi budunu kızartıp yemektedir.” Hz. Mevlânâ; alçak gönüllülük, cömertlik, sabırlı olmak, sözünde durmak, sır saklamak gibi huyları da methederek şu öğütlerde bulunur: “Alçak gönüllülük, insanı yücelten bir değerdir. Meyveli ağacın dalları yere eğilir, meyvesi yoksa dalları havaya uzanır. Ağaçtaki meyveler arttıkça dalların yere değmemesi için direklerle desteklerler. Tevazu konusunda, iki âlemin meyvelerinin toplandığı Hazreti Peygamber (s.a.v.); eşsiz bir örnektir.” İnsanın güzel duygu ve düşüncelerini hayatının bütün safhalarına yansıtması gerekmektedir. Kişi ahlakî bakımdan güzel olan duygu ve düşüncelerini davranışlarıyla ifade eder. Hz. Mevlânâ kişilerin duygularını harekete geçirmemesi halinin insana yük getireceğini belirtmiştir. Güzel ahlak üzere, güzel günler dileğiyle… Having the Best Manners and Character In all the created ones, Our Prophet Muhammad (saav) has the best manners and character ever. Despite that, he always wanted to perfect it more. His manners and character are depicted in the Holy Quran in Surah Al-Qalam, verse 4: “ And indeed, you are of a great moral character.” The sufis always mention what the moral manners bring in the people while mentioning what the bad ones take away. All the good manners and character should be internalized like the companions of the Prophet (saav) did. Mevlana mentions: “ The habits like covetousness, jealousy, arrogance, insincerity, lying, goosipping must be abandoned because covetousness prevents the one to have a good eye, mind and ear; and blinds the heart. Jealousy is the root of all kind of bad acts and habits and is never acceptable.” A person should reflect all the good manners he has in all aspects of his life by his behaviours. Otherwise, this situation incumbers the person as Mawlana mentioned. Best regards...
Bekir AYDOĞAN
YazarVakfımız tarafından 30 Temmuz 2016 tarihinde tertip edilecek olan "Somuncu Baba ve Hulûsi Efendi Anma Merasimi'nden" gayemiz; bu büyük zatları anmak¸ anlamak seven gönülleri Darende'de toplamak¸ bir a...
Yazar: Kemal DEMİR
Osmanlı Devleti’nde hanedanın her erkek mensubu, teamül gereği taht üzerinde eşit hak sahibi ve birer padişah varisi olarak bu makama ehil görülmektedir. Şehzadeler 12 yaşından itibaren merkeze eşit ...
Yazar: Bekir AYDOĞAN
“Denizcilerin Piri” olarak tanınan maneviyat önderi Şeyh Yahyâ Efendi’nin külliyesi deniz seferine çıkmadan önce Osmanlı Donanması tarafından önce Boğaz’da Ortaköy kıyısına yanaşılarak ziyaret edilirm...
Yazar: Bekir AYDOĞAN
İslâm’ın yüceliğini, yaşadığı hayatlarıyla canlı misal olarak sunan büyük zatlar, yüksek medeniyetler inşa etmişlerdir. Yüce şahsiyetlerine bakıldığı zaman; inanan, düşünen, çalışan, fikir ürete...
Yazar: Bekir AYDOĞAN