GÖNÜL DERYASINA SEFER
Aşkın kaynağı¸ Mevlâ'nın tecelli ettiği yerdir gönül. Bütün duyguların maneviyat merkezi¸ mü'min gönlün Kâ'be'sidir gönül. Allah'ı bilme ve irfan menbaıdır gönül. Yerlere göklere sığmayan Rabbimiz inanan gönüllere tecelli etmiştir.
Aşkın kaynağı¸ Mevlâ'nın tecelli ettiği yerdir gönül. Bütün duyguların maneviyat merkezi¸ mü'min gönlün Kâ'be'sidir gönül. Allah'ı bilme ve irfan menbaıdır gönül. Yerlere göklere sığmayan Rabbimiz inanan gönüllere tecelli etmiştir. Kendinden sefer eyleyenler¸ ilk adımında kendi gönlünde Hakk'la buluşur. İç âlemindeki seferden yoksun kalanlar Yüce Yaratıcı'dan uzaklaşır. Gönül sonsuz bir deryadır.
Osman Hulûsi Efendi bir gazelinin ilk beytinde şöyle buyurur:
Gönül bir bahr-ı ummândır ana hadd ü pâyân olmaz
Derûnu dürr ü cevherdir ki pinhândır ayân olmaz
Ucu bucağı olmayan sınırları insan hayalini aşan gönül deryasına bir hudut koymak imkânsızdır. Onun içinde inciler¸ mercanlar¸ en kıymetli mücevherler vardır. Bunu da herkes anlayamaz. Ancak¸ gizli sırları bilenler¸ maneviyat ehli onun iç zenginliğini takdir edebilir. Gazelin ikinci beyti şöyle devam eder:
O dürr ü cevheri bilip hemân sarrâfına tapşır
Bu cevher cevher-i Hakk'dır gayrılara beyân olmaz
Gönüldeki ilahi hikmet hazinesini¸ o mücevherleri "Altının kıymetini sarraf bilir" atasözü gereği olarak Hakk cevherini en iyi bilen gönül ehli mürşidi kâmile ulaştırmak¸ onun gözetiminde muhafaza etmek gerekiyor.
Her gönlün derdini dindirecek bu ilâç¸ Allah sevgisidir. İlahi muhabbetin her kalpte ayrı tadı¸ her gönülde değişik bir tecellisi vardır. Bütün gönüller¸ bu muhabbeti bir derece tadacak kabiliyettedir. Yani her insan¸ ister ve yolunca giderse nice ihsanlara erişir.
Maddenin kuşatılmışlığından bizi kurtarıp gönül âleminin derinliklerinde ruhlarımızı arıtıp aşk ve ile doldurarak¸ her an diri olmayı ve bütün benliğimizi saran vazife şuurunun idrakiyle sorumluluklarımızı yerine getirmeyi sağlayacak olan gönül sultanlarına insanlık âlemi her zaman muhtaçtır.
Bizler¸ Allah sevgisini gönüllerimizde en ulvî bir hissiyatla taşıyıp¸ onu bütün hal ve hareketimizle yaşayarak tüm hayatımıza yayarsak o zaman gerçek sevgiyi bulmuş oluruz.
Gönül iklimlerinde açan¸ nice gül tomurcukları elvan elvan renklerle kâinatı bezer. Mürşidlerin gönülleri hudutsuz deryaya benzer. Öyle bir manevî deryadır ki orada Allah'ın sevgisinden başka hiçbir şey barınamaz. O deryanın feyzli ve diriltici damlalarından nasip alıp¸ ondan bir yudum içerek mutluluğu yakalamak için gayret göstermek gerekir.
Kültür Etkinliklerimiz vesilesiyle¸ 24 Haziran 2006 Cumartesi günü¸ bizleri bir araya getiren manevî birlikteliğimizi sağlayan Somuncu Baba Hazretleri ve Es-Seyyid Osman Hulûsi Efendi'nin gönül sesi ebedî yankısından muhabbet dalgaları ile müstesna bir iklime yayıldı.
Somuncu Baba; hoşgörü içerisinde altıyüz yıldır bütün insanlık âlemine gül rayihaları dağıtan bir cennet çiçeğidir. Hulûsi Efendi; asrımızdan gelecek asırlara bir sel gibi çağlayıp coşan¸ insana sevgiyi maya maya yoğuran bir büyük yakarışın gönül yazgısı¸ erdemin gökçeği¸ sözün en gerçeğidir.
Gerçeği bilme ve bulma yolunun bu iki büyük sultanı; tasavvufun yediveren gülü¸ sevginin gönülleri saran sarmaşığıdır. Onlar varlık incilerini yokluk içinde yoklarken¸ seven inanan gönülleri nakış nakış sırlıyorlar. Hakk'ın birliği yolunda insanlara en güzel kılavuz oluyorlar.
Etkinliklerimizde yüzlerce kilometre uzaktan¸ yurdumuzun dört bir yanından ulvi bir çağrıya kulak vererek¸ davetimize icabet den sevgili dostlarımızla¸ okurlarımızla beraber olduk. Sınır ve mesafe tanımayan bu beraberliğin temeli sevgi ve samimiyettir.
Vakfımızın kurucusu Osman Hulûsi Efendi¸ her yönüyle aydınlık¸ ileri fikirli bir bilge ve mutasavvıf olarak bugün olduğu gibi bundan sonra da insanlarımıza ışık ve umut olmaya devam edecektir.
Hulûsi Efendi'yi anlamak¸ onun eserlerini görmek¸ muhterem evladı Vakıf Başkanımız H. Hamidettin Ateş Beyefendi'nin onun izindeki gayretlerini müşahede etmek¸ irfan ve hizmet yolunu seçmek¸ bu selsebil çeşmeden doyasıya içmek ve muhabbet iklimine yelken açmaktır.
Gönül deryasına sefer eden dostlara selam olsun
İsmail PALAKOĞLU
YazarŞerefimiz, şanımız var Biz ne büyük bir milletiz Al bayrakta kanımız var Biz ne büyük bir milletiz Üç kıtada at koşturduk Akarsuları coşturduk Dağlar, tepeler aştırdık B...
Yazar: M.Nihat MALKOÇ
Sözlükte “arınmak, saflaşmak, kurtulmak” manasındaki ihlâs kelimesi, terim olarak “ibadet ve iyilikleri riyadan ve çıkar kaygılarından arındırıp sadece Allah için yapmak” demektir. İslâmî literatürde ...
Yazar: Mustafa KARABACAK
Dinî-tasavvufî eserlerde Hz. Peygamber (s.a.v.)’in beden özelliklerini ve manevî şahsiyetini ifade için çok sayıda eser kaleme alınmıştır. Bunlardan Nûr-ı Muhammedî veya Hakîkat-i Muhammediye konulu e...
Yazar: Musa TEKTAŞ
“Sevgili Peygamberimiz (s.a.v) "Ben ancak güzel ahlâkı tamamlamak üzere gönderildim" buyurarak nübüvvetin esasının "güzel ahlâk" temeline dayalı bir sistem inşa etmek olduğunu ifade etmiştir....
Yazar: İsmail PALAKOĞLU