FIRINCININ MERHAMETİ
İlimizin en çok ekmek satan fırınlarından birinin sahibiyim. Her gün satılan ekmek binlerce diyebilirim. İçeri giren çok olur, ekmek ister, genelde veririz, bedava diye alır gider. Bir gün üst kattayım, kameralara bakmaktayım. Bir abla var, ilk defa karşılaşmaktayım. Kapının önünde 10 dk. oldu, bir sağa bir sola dolanıp durdu. Kuyumcu olsak hırsız sanki, bizi soyacak. Ama ne öyle bir hâli var ne de akılsız değil ya fırını soyacak kadar. Baktım ki içeri gireceği yok. İndim aşağıya, geçtim tam karşısına ve “Abla, bir şeye mi baktın?” dedim. “Yok abi, rahatsız ettim sizi, hayırlı işler.” dedi ve yola doğru ilerledi. Ama elini tutan minik kız çocuğu çekiştiriyor. “Anne, ne olur gitmeyelim!” diyor. Seslendim ablaya, “Kardeşim, bana bir baksana!” Duymamış gibi yaptı, ama ikincide durdu ve dönüp baktı. Dedim ki ablaya: “Ablacığım, 5 dk. vaktin varsa buyurun içeriye. Masamız da var, çaycı ablamız çay da koyar.” Konuşmadı, çocuğunun yüzüne baktı, başını salladı, dükkanıma adım attı. “Bak abla!” dedim. “Bizim bu dükkâna çok ekmek almaya gelen olur, paralı-parasız alırlar. Biliyorum, bazen de beni kandırıyorlardır. Ama olsun diyorum, ben bunun bereketi ile binlerce satıyorum. Ama dikkat ettim, sen üç defa döndün kapıdan tam içeri girecekken. Var mı ihtiyaç, ne olur varsa söyle, yatmayasın sakın aç aç.” Çaylar da geldi o arada, işaret ettim ve istedim masaya simit ve poğaça da. “Önce yiyin, sonra konuşalım.” dedim. O çocuğun ve ablanın çiğnemeden, ağzındaki bitmeden tekrar ısırışlarına şahitlik ettim. Aç kardeşim bunlar, böyle mi yerler aç olmasalar? Abla bir nefes aldı, ikinciye gelen çaydan yudumladı. “Abi, dün eşim eve bir kadın getirdi. Terk edin hemen burayı dedi. Evden çıktığımda saat gece ikiye gelmekteydi. Önce bir otobüs durağında oturduk. Sonra baktım ki başımıza bir hâl gelecek, bir karton bulduk ve Emirsultan Mezarlığı’nda uyuduk. Tamam da beş kuruş vermedi ki adam bana. Çıktık işte bir mont ve küçük bir çantayla. Acıktık tabii sabah olunca. Ama beş kuruş yok ki yanımda. Bir akrabam var ama o da çok uzakta. 20-30 TL lazım ki gideyim yanına. Telefonumu da vermedi, satacak besbelli. Arayamadım da kimseyi. Acıkınca da kızım da elimden tutup senin fırının önünde durunca, giremedim de içeriye, istemeye utanınca. Ben bir şey istemiyorum abi sizden. Bak, nasıl gülüyor evladım karnı doydu diye. Sevindirdin ikimizi de. Allah razı olsun, bu dükkânın hep müşteri ile dolsun.” dedi. Annem vefat etmişti geçen hafta. 21 yıl alt katımda oturdu. Aklıma orası geldi bir anda. Hem boş hem de eşyalı. Şimdi götürsem eve bu ablayı, hanım ne der acaba? Anlattım ablaya. Zaten çaresi de yok ki başka. Sen bugün otur, sabah çocuğun ile gel, hem karnını doyur hem de yardım et dedim bizim çaycı ablaya. Öyle sevindi ki, ayağa kalktı, elimi öpmek istedi. Eşimi aradım, o da çok sevindi. Ben gelip onları araba ile alayım hemen dedi. Üç aydır abla iş saatinde fırında, akşam alt katımızda. Çok mutlular kızıyla. Kira almıyoruz, faturaları biz ödüyoruz, evladımız yok, onun kızını evlat gibi seviyoruz. Bir gün baktım, bir kadına iki ekmek verdi. Parasını istemedi. Sonra çantasından para alıp kasaya bırakıverdi. O da birine iyilik yapmak istemişti. Sesimi çıkarmadım. Görmemiş gibi yaptım. Ellerimi açıp Allah’a sonsuz şükrettim, bunca yıl sonra bana bir kardeş ve evlat yolladığı için teşekkür ettim.
Ayşe Gül PINAR
YazarDoğumla başlayan hayatta, bir anne ve bir baba vardır. Biz insanların ilk babası Hz. Âdem, ilk annesi ise Hz. Havva'dır. Anne kutsal bir varlık... Çünkü; evladını en güzel bir yardımlaşma örneği gö...
Yazar: Mukaddes DİVAN
Geçenlerde Ayasofya-i Kebir Camii’nde namaz kılma şerefine eriştik. Daha önce iki kez gitmemize rağmen ancak bu üçüncü gidişimizde girebildik. Çocukluğumuzdan bu yana, Ayasofya-i Kebir Camii’ni Fatih ...
Yazar: Raziye SAĞLAM
Anne, baba ve yetişkinlerin çocukluk çağında ibadetler ile ilgili verdikleri eğitimin amacı, çocuklara ibadetleri tanıtmak ve onları ibadetlere alıştırmak olmalıdır. Ramazan ayının manevî psikoloji...
Yazar: Eşref BOLUKÇU
Ah! Kendimiz olabilsek…Ah! Kendimizi kasmadan dünyamızı kurabilsek...Finlandiya’da yaşayan bir dosttan…Finlandiya’da yaşıyorum. Burada insanların yaşam standartları genel olarak oldukça iyi. Yoksul in...
Yazar: Ayşe Gül PINAR