Esmâü’l-Hüsnâ: El-Berr
Yüce Allah'ın en güzel isimleri arasında yer alan el-Berr, "iyilik eden, va'dini yerine getiren" demektir. O'nun çok iyilik yapan ve çok merhametli olan mânâsına gelen Berr ismi, Kur’ân-ı Kerim'de şöyle geçer: "Gerçekten biz bundan önce O'na yalvarıyorduk. Şüphesiz O; iyilik edendir, çok merhametlidir."
Yüce Allah, el-Berr isminin bir gereği olarak iyilik yapan kullarına on kat sevap, kötülük yapan kullarına da misliyle cezâ vereceğinden bahseder. İyilik, insanı Yüce Allah'a yaklaştıran hayırlı işlerin tümüne denir. Yüce Allah, mü'minlerin iyilik ve Allah'a karşı sorumluluklarını yerine getirmede birbirleriyle yardımlaşmalarını tavsiye eder.
Her mü'min, iyiliğin öncüsü ve kötülüğün de engelleyicisi olmalıdır. Başkalarına iyiliği emrederken kendimizi iyilikten alıkoymamamız gerekir. O hâlde, Cenâb-ı Hakk'ın el-Berr isminin insan hayatında iman, ibadet ve ahlâk alanlarına yansıması olan iyilik nasıl tecelli etmektedir?
Rasûl-i Ekrem (s.a.v.)'e "Birr nedir?" diye sorulduğunda, "birr"i tanımlamak adına, şu âyeti okuduğu rivâyet edilir: "İyilik, yüzlerinizi doğu ve batı taraflarına çevirmeniz(den ibaret) değildir. Asıl iyilik; Allah'a, ahiret gününe, meleklere, kitaplara ve peygamberlere iman edenlerin; mala olan sevgilerine rağmen, onu yakınlara, yetimlere, yoksullara, yolda kalmışa, (ihtiyacından dolayı) isteyene ve (özgürlükleri için) kölelere verenlerin; namazı dosdoğru kılan, zekâtı veren, antlaşma yaptıklarında sözlerini yerine getirenlerin ve zorda, hastalıkta ve savaşın kızıştığı zamanlarda (direnip) sabredenlerin tutum ve davranışlarıdır. İşte bunlar, doğru olanlardır. İşte bunlar, Allah'a karşı gelmekten sakınanların ta kendileridir."
Dikkat edilirse, bu âyette iman esasları, ahlâkî ilkeler ve ibadetler bir bütün halinde "birr/iyilik" olarak anlatılmaktadır. Hiç kuşkusuz böyle bir dindarlık, üst düzey bir dindarlıktır. Müslüman’ın hayatında bu iyilik; iman-amel bütünlüğü şeklinde tezâhür etmektedir. Nihâyetinde, iman ve amel bütünlüğü, kişiyi ahlâkî alanda iyiye ulaştıracaktır. Böyle bir dindarlık, her kişinin değil, er kişilerin ahlâkıdır. Bundan dolayı "birr", doğruluk olarak da anlamlandırılmıştır.
Onun için, iyiliği hayat tarzı haline getiren erdemli mü'minler, iyilerden olmak ve iyiler arasında değerlendirilmek için Yüce Allah'a hep şöyle yalvarmışlardır: "Rabb'imiz! Biz ‘Rabb'inize iman edin.' diye imânâ çağıran bir davetçi işittik, hemen iman ettik. Rabb'imiz! Günahlarımızı bağışla. Kötülüklerimizi ört. Canımızı iyilerle/ebrâr beraber al."
Netice, her mü'min Yüce Allah'ın el-Berr, el-Birr ismiyle ahlâklanmalıdır. Bir mü'minin ebrâr derecesine ulaşabilmesi için iman esaslarını dili ile ikrâr edip kalbiyle tasdîk etmesi, Allah'a ve Peygamber (s.a.v.)'e her hususta itâat göstermesi, Allah ve kul haklarına riâyet etmekle birlikte, her türlü hayrı işlemesi ve kötülüklerin her türlüsünden de sakınması gerekir. Ancak bu özellik ve güzellikleri hayatına yansıtan kimseler, mukarrebûn olarak, Yüce Allah'a yakın olma liyâkatine erişirler.
Editör
Yazar“Münîr: Nurlandıran, aydınlatan” (s.a.v)Sevgili peygamberimizin mübarek isimlerinden bir ide “Münîr: Nurlandıran, aydınlatan” idi. Allahü Teâlâ, her şeyden evvel, yâni hiçbir şeyi yaratmadan önce, ken...
Yazar: Editör
Mahremiyet, "haram" kelimesinden türemiş olup, yasaklılık durumunu ifade eder. İffet ise bu mahremiyetin korunmasıyla ilgilidir ve hem kadın hem de erkek için eşit sorumluluk taşır. Nur Suresi'nde, mü...
Yazar: Editör
Sevgili okurlar, Allah ve Peygamber sevgisi, imanımızın temelidir hatta belki de imanımızın kendisidir. Allah’ı ve Peygamberimizi sevmeden gerçek anlamda inandığımızı söylemek zor olur. Peygamber sevg...
Yazar: Editör
İslâm, toplumun düzenli ve sağlıklı işleyebilmesi için ortak sorumluluklar ve haklara riayet edilmesi gerektiğini öğretir. Bu anlayış, günlük alışverişlerden toplumsal yönetim gibi hayati meselelere k...
Yazar: Editör