EŞLER ARASINDA SAĞLIKLI İLETİŞİM
Sağlıklı bir evlilikte her kişi sorumluluk ve sınırlarının farkındadır. Mutluluğu kendi içinde yaşayabilir. Kendisiyle barışıktır ve yalnız kalmaktan korkmaz. Böyle özelliklere sahip iki insan¸ eksiklikle-rini tamamlamaktan çok¸ sevgi ekseninde bir araya gelirler. Bu minval üzere şekille-nen bilinçli ve sağlıklı iletişim anlamlı bir hayatın¸ anlamlı hayat da sakin ve mutmain ruh halinin gelişmesine yol açar. Ancak bu-nun için özgür ortam şarttır. Özgür ortam-da gerçekleşen iletişim¸ toplumsal sorun-ların çözümüne olduğu kadar kişiler arası (özellikle aile içi) sorunların çözümüne de katkıda bulunur.
Evlilikte Sağlıklı İletişimin 3 Temel Şartı Vardır
1- Muhataba Saygı: Bu¸ insan-insan ilişkisinin olmazsa olmaz şartıdır. Saygı duymadığınız¸ varlığını kabullenemediği-niz¸ önem ve değer vermediğiniz hiç kim-seyle sağlıklı ve başarılı bir ilişki kuramazsı-nız. Nedense eşler kimi kritik zamanlarda¸ insanlıkta birbirlerine eş ve dinde kardeş olduklarını unutup¸ yabancılara gösterdik-leri asgarî saygıyı birbirlerine göstermekte cimri davranırlar.
2- Doğal Davranış: Bu yol¸ yapmacık ve sentetik davranışlardan uzak durmaktan¸ muhatabınıza samimi ve dürüst davran-maktan geçer. Samimiyetsiz ve yapmacık davrananların ilişkileri sağlıksız ve her iki tarafı da aldatan çürük ilişkilerdir. Böylesi-ne çürük bir insanî ilişki üzerine¸ değil bir aile¸ sıradan bir dostluk bile bina edilemez.
3- Empati: Kısaca "kendimizi karşımız-dakinin yerine koymak"tır. Olaylara ve eş-yaya bir de onun durduğu yerden bakmayı öğrenmek¸ muhatabımızı anlamanın en kestirme ve kesin yoludur. Mümkündür ki onun penceresinden farklı göründüğü için öyle algılamakta ya da öyle davranmakta-dır. Eşler birbirlerini suçlayıp¸ yargılayıp¸ mahkûm etmeden önce¸ mutlaka anlaş-mazlık konusu olan şeye bir de karşı pen-cereden bakmayı denemeli ve kendisini muhatabının yerine koymalıdır.
Dinleme ve Konuşmanın Niteliği
Aile danışmanlarının çoğuna göre bu-günkü aile içi iletişimin en büyük problemi "diğer tarafı dinlememek"tir... Eşler birbir-lerini anlamak için dinlemelidir. Yapılan bir araştırmanın sonucuna göre insanlar birbirlerinin söylediklerini 0 duysa-lar dahi¸ ancak e'ini dinlemektedirler. İnsanın¸ dinlediği her şeyi de anlamadığı hesaba katılırsa¸ kişinin muhatabının söy-lediklerinin ne kadar azını anladığı ortaya çıkar. İyi bir dinleyici olmak bilinçli bir ça-bayı gerektirir. Ayrıca eşler "tuzak kurucu dinleme" diye tanımlanan dinlemeden de kaçınmalıdır. Yani "konuşsun da sözlerinin arasından hatalarını bulup onu bozayım" düşüncesinden uzak olunmalıdır.
Eşlerin birbirlerini yanlış anlamamak için "aktif dinleme" yöntemini kullanmaları yerinde olur. Aktif dinleme¸ dinleyen kim-senin dinlediğinden anladığı şeyi tekrar edip¸ doğru anlayıp anlamadığını muhata-bına onaylatmasıdır. Bu şekilde¸ konuşan eş doğru anlaşılıp anlaşılmadığını fark eder.
Geniş bir kesimde yapılan araştırma¸ kadınların 'inin erkeklerden "daha faz-la sözlü yakınlık" beklediklerini; en çok kız-dıkları davranışın ise erkeğin dinlememesi olduğunu ortaya çıkarmıştır. Kadınların p'i¸ artık durumu kanıksayıp¸ kocalarını (kapanıklıklarından) dışarı çıkarmaya çaba harcamadıklarını söylemişlerdir. Bu üzücü bir tablodur ve "hastalıklı" bir evliliğin kesin işaretidir. Oysa dinleme becerisinde usta-laşmak düşünüldüğü kadar zor değildir. Bu konuyla ilgili olarak aile danışmanları-nın önerileri bize ışık tutabilir:
1- Eşinizle konuşurken göz temasını sürdürün: Bu¸ zihninizi başka yerlere sü-rüklenmekten korur ve eşinize¸ tüm dikka-tinizi kendisine verdiğinizi anlatır. Eşinizle göz göze gelip dikkatinizi onda topladığı-nızda "Sen benim için önemlisin; sözlerin ve fikirlerin de..." demiş olursunuz. Onu dinlerken başka bir şey yapmayın. Eğer son derece ilginizi çeken bir şeyi okuyor¸ izliyor ya da yapıyorsanız eşinize bunu anlatın. Olumlu bir yaklaşım şöyle olabilir: "Benimle konuşmaya çalıştığını biliyorum ve bu ilgimi çekiyor. Sana tüm dikkatimi vermek istiyorum; fakat bunu şimdi yapa-mam. Bana şunu bitirmek için on dakika verirsen oturup seni dinleyeceğim." Eşlerin çoğu böyle bir ricaya saygı duyar.
2- Vücut dilini gözlemleyin: Sıkılmış yumruklar¸ titreyen eller¸ gözyaşları¸ çatıl-mış kaşlar ve göz hareketleri¸ diğer kişi-nin hissettikleri konusunda ipuçları verir.
Bazen sözler bir şey söylerken vücut dili başka bir mesaj iletir. Gerçekten onun ne düşündüğünden emin olmak için açıklama isteyin.
3- İlginizi beden dilinizle gösterin: Eşi-niz konuşurken onu özenli hareketlerle dinleyerek (mesela¸ dik oturup öne eği-lerek) saygınızı gösterin. Bir aile olmanız ona karşı nezaketsiz davranmanızı gerek-tirmez. Nice yıldan sonra eşiniz sizin için herkesten fazla anlam taşıyacaktır.
4- Duyguları dinleyin: Kendi kendinize sorun: "Benim eşim nasıl duygular hisse-diyor?" Yanıtı bulduğunuzu düşündüğü-nüzde bunu onaylatın. Bu¸ ona duygula-rını açığa vurma şansı verir. Aynı zamanda onun söylediklerini dikkatle dinlediğinizi gösterir.
Rukiye KARAKÖSE
YazarŞeyh Abdurrahman Erzincanî’nin soyu, Orta Asya’dan gelerek Erzincan’a yerleşmiştir. Evlâd-ı Rasûl’den ve Yıldırım Bâyezîd devri meşayihlerindendir. Zamanının gerekli ilimlerini memleketi olan Erzincan...
Yazar: Resul KESENCELİ
"Ülkemizde futbol¸ müzik¸ siyaset ve psikoloji konusunda herkes uzmandır ya hani. Anlatır anlatır¸ sonra da bilgi yarıştırmak isterler¸ çünkü onlar "bilgili¸...
Yazar: Rukiye KARAKÖSE
“Sâde” yazmak, “basit” yazmak değildir. Çoğu kimse sâde kelimesini basit kelimesiyle aynı anlamda kullanır. Oysa sâde, içinde derinlik barındıran bir kavram… Fakat basit, sathîdir; yüzeysel, üstünkörü...
Yazar: Bilal KEMİKLİ
Anne övgüleri alabilsin¸ "Helal olsun ne kadar özeniyor çocuğunun eğitimine" densin diye olan Aysun'a oluyor. Eğer dindar bir aileyse o zaman bu programa "Her şeyi yaparım din...
Yazar: Rukiye KARAKÖSE