EL-ĞAFÛR: PEK ÇOK BAĞIŞLAYAN, BÜTÜN GÜNAHLARI ÖRTEN
Rabb'imizin en güzel isimleri arasında yer alan el-Ğafûr, inananlar için müjdeli anlamlar taşır. İnsana güven ve huzur verir. Kulun O'na olan sevgisi, ümidi, muhabbeti ve ihtirâmı daha çok artar. Çünkü Yüce Mevlâ'mız, Ğafûr'dur. Günahları bağışlar, kullarının kusurlarını ve hatâlarını örter, kuluna mağfiretle muâmele eder. El-Ğafûr ismi, âhirette bağış ve acımayı sadece mü'minlere tahsis etme anlamlarını içeren er-Rahîm ismiyle birlikte kullanılmıştır. El-Ğafûr ve er-Rahîm isminin birlikte kullanılmış olması, tekrar tekrar Rabb'imizin bağış ve merhametinin sonsuzluğunu gösterir. Bu da insanı sevgi temelli bir Allah inancına götürür. İnsanın ümitlerini yeşertir ve beklentilerini arttırır. Mü'minle Yüce Allah arasındaki ilişki, korku merkezli değil, sevgi merkezli bir ilişki biçimidir. Bu sebeple, bize düşen görev günah yükümüz ne kadar çok olursa olsun O'nunla irtibatı kesmemektir. Hangi şart ve olağanüstü hallerde bulunursa bulunsun mü'min kimse, el-Ğafûr ve er-Rahîm olan Yüce Mevlâ'mızdan ümit kesmemelidir. İnsan, imanının sahih ve kabule şâyan olması için, yeis ve ümitsizlik hâlinde bulunmamalıdır. Herhangi bir kimse durup durup da hakîkatin ortaya çıkacağı ölüm hâlinde iman ederse, imanı makbul olmaz. Günahkâr mü'minler için af ve bağışlanma kapısı sonuna kadar açıktır. Yüce Allah'ın rahmeti ve şefkati her şeyi kuşatmıştır. Rabb'imiz, kullarına sayısız nimetler verir. Kendisine yöneleni aslâ geri çevirmez ve günahlarından pişmanlık duyanı da bu sevginin bir gereği olarak bağışlar. Netice-i kelâm, biz insanız; insan hatâ ile ma'lûl bir varlıktır. "Bitkinin kökü suda ise yeşerir." sözünden hareketle, bizler de ne kadar günahkâr olursak olalım, Rabb'imizin el-Ğafûr isminin yüzü suyu hürmetine, O'ndan ümit kesmemeliyiz. Mü'min, dâimâ, kalbinde ümit duyguları beslemelidir. Rabb'imize olan ümidimiz, bizim en önemli sığınağımızdır. O'nun engin rahmetinden ümit kesilmez. Mü'mine düşen görev, Rabb'inden, bıkmadan usanmadan bağışlanma talebinde bulunmayı sürdürmektir.
Editör
Yazarİnsan, çok yönlü ve gelişmeye açık bir varlıktır. Onun bu geliştirilmeye açık yönü, eğitim kavramının da özünü oluşturuyor. İnsanın eğitim süreci ise, doğduğu aile ortamında başlıyor. Dünyaya gözlerin...
Yazar: Asuman DÜZGÜN
Kültür ve medeniyet dünyamızın şekillenmesinde özellikle onuncu yüzyıldan sonra etkili olmaya başlayan tasavvuf; özünde ilâhi bilgi ve sırların bulunduğu mistik düşüncedir. Tasavvufun ferdî yönü öneml...
Yazar: Editör
Mahremiyet, en temel anlamıyla kişilerin özel alanlarını koruma hakkıdır. Bu kavram, ailede öğrenilir ve toplumda önemli bir yere sahiptir. Aile içinde ve dışında mahremiyeti zedeleyecek davranışlar y...
Yazar: Editör
Hz. Âdem (a.s.) bir peygamber olmasına rağmen yasak meyveyi yemesine sebep olan bilinçaltındaki hangi duygulardı? Bir peygamberin normal şartlarda Allahu Teâlâ’nın emirlerinin dışına çıkması düşünülem...
Yazar: M. Emin KARABACAK