EĞİTİMDE AHLÂKÎ DAVRANIŞLARIN KAZANDIRILMASI
Ne acıdır ki, günümüz eğitim sisteminde, yapılan programlarda, anne ve babaların gündeminde yeteri kadar; çocuklara "güzel ahlâkı" benimsetmek ve yaşam biçimi haline getirmek gibi bir amaç bulunmamakta. Anne ve babaların çocukları hakkındaki öncelikli hedefleri; çocuklarının sınav başarısı, itibarı ve statüsü olan bir makam ve yüksek getirisi olan meslek sahibi olmalarıdır. Çocuklarımızın hangi mesleğinin olmasını istiyorsak, isteyelim. Çocuklarımıza öncelikli olarak güzel ahlâkı öğretmeli ve yaşam biçimi haline getirmeliyiz. Güzel ahlâk eğitimin temeli olmalıdır. Güzel ahlâklı bir öğretmen, doktor, tüccar, esnaf, memur, işçi, mühendis, avukat, mimar… olmak öncelikli hedef olmalıdır. Değerli Anne ve Babalar! Bir an gözlerinizi yumun. Çocuğunuz hayalinizdeki okulları okumuş, istediğiniz mesleğe ve makama sahip olmuş, evlenmiş, istediğiniz her şeyi elde etmiş… Sizin yerinizin neresi olacağını düşünüyorsunuz? Çevrenize bakın, yardıma, ilgiye, önemsenmeye, değer verilmeye ihtiyacınızın olacağı bir dönemde; ya evlerde yalnızlığa terk edilmek, ya da huzurevlerine bırakılmak… Bayramdan bayrama ziyaret edilmeye veya ara sıra telefonda aranmaya razı olmak… Bu yaşam tarzının, bu eğitimin, insanları çoğunlukla götüreceği yer orasıdır. "Görünen köy kılavuz istemez." Anne-baba hakkını, kul hakkını, komşu hakkını, günahı, sevabı, iyiyi, kötüyü bilmeyen, kendi çıkarını düşünen, elindeki imkânlarla insanlara zulmeden, insana insanca değer vermeyen, kendi çıkarını; vatanının, milletinin, toplumun değerlerinin üstünde tutan bencil, nemelazımcı insanlardan topluma da bir fayda gelmez. Tarih boyunca ahlâk, eğitimcilerin üzerinde ısrarla durduğu, önemli ve öncelikli konular olmuştur. "Dünya ve ahiret saadetini elde etmenin”, “mutlu olmanın", "insanın ulaşabileceği ruhsal olgunluğa erişmenin" ve insanın öncelikli görevinin; ahlâka gerekli önemin verilmesinden ve ahlâki olgunluğa erişmekten geçtiği belirtilmiştir. Ahlâk deyince aklımıza; toplumda yaşayan kişilerin iyi olarak kabul ettikleri, benimsedikleri, uymak zorunda bulundukları davranış biçimleri, kurallar, iyi nitelikler, güzel davranışlar gelmektedir. Ahlâk, insanın doğuştan getirdiği ya da sonradan kazandığı birtakım iyi söz, tutum ve davranışların tümü, kişide huy olarak bilinen iyi ve güzel olan niteliklerdir. Ahlâklı olmak, insanın kendi arzusu ile iyi olarak kabul edilen söz, fiil ve davranışlarda bulunması, kötü olarak kabul edilen söz, fiil ve davranışlardan kaçınmasıdır. Ahlâkın eğitimdeki karşılığı; çocuğa olumlu davranışlar kazandırmak değil mi? Dünyanın gelişmiş birçok ülkesinde, 0-10 yaş arası eğitimin amacını; çocuklara olumlu davranışlar kazandırmak olduğunu biliyoruz. Eğitim sisteminin üç önemli amacı; zihinsel, bedensel eğitim ve olumlu davranışlar kazandırmaktır. Günümüz dünyasında insanlarda görülen olumsuz davranışların altında ahlaki değerlere yeteri kadar önem vermemek yatar. Ahlaki değerlere önem verilmeyen toplumlarda, hırsızlık, rüşvet, haksız kazanç elde etmek, dolandırıcılık, saygısızlık, zulüm, her türlü olumsuzluk artar. Günümüz insanının rahatsız olduğu konulara bakacak olursak bunların saygısızlık, değer vermeme, yardım etmeme, paylaşmama, adam kayırma vb. ahlaki kurallara uymamak yatar. Şunu hiç unutmayalım. Tarih boyunca nice toplumlar ahlaki değerlerden uzaklaştıkları için helak olmuşlardır. Allah (c.c.) Kur’an-ı Kerim’de; Hz. Peygamber (s.a.v.)’in şahsında ahlakın önemini vurgulamıştır: “Sen yüce bir ahlak üzeresin.” (68/Kalem-4) Peygamberlerin öncelikli görevi güzel ahlakı yaşamak ve öğretmek olmuştur. Nitekim Hz. Peygamber (s.a.v.), "Ben güzel ahlakı tamamlamak için gönderildim.” buyurmuştur. Güzel ahlak, “İnsanların elinden ve dilinden başkalarının zarar görmemesidir.", "Kendin için istediğin güzel bir şeyi başkası için de isteyebilmek, kendine yapılmasını istemediğin bir şeyin başkasına da yapılmasını istememektir." Güzel ahlâk; insana insanca değer vermek, paylaşmak, yardımlaşmak, kötü söz ve davranışlardan uzaklaşmaktır. Güzel ahlak, tatlı dilli, güler yüzlü, affedici olmak ve kalp kırmamak, görgü ve nezaket kurallarına uymak, gerektiğinde özür dilemek, teşekkür etmek ve rica etmek, yalan söylememek, gıybet ve dedikodu yapmamak, insanları birbirine düşürmemek, insanlara kötü ve kırıcı söz söylememek, lakap takmamak, kaş göz işareti ile insanları alaya almamak, insanları sevmek, saygı göstermek, hizmet ve merhamet etmek, insanlara karşı edep, hayâ ve tevazu ile davranmak, ölçü ve tartıda hile yapmamak, haksız kazanç elde etmemek, helalinden kazanmak ve helalinde yemek, paylaşmak, yardım etmek, ihtiyacı olana vermek, cömert olma, israf etmemek ve adaletli olmak, küfür, yalan, lânet okuma, alay etme, kibirlenme, insanların arasını açma, gıybet etme, riya, cimrilik, kıskançlık suizan, kibir gibi kötü duygu ve davranışlardan kaçınmak, verdiği sözü yerine getirmek, emanete riayet etmek, namusunu korumak, gözlerini ve ellerini haramdan sakınmak, kul hakkına, ana baba hakkına ve komşu hakkına riayet etmek, başkasının canına, malına ve namusuna göz dikmemek, hırsızlık yapmamak, iftira etmemek, öfkesine yenik düşmemek, düşmanlık etmemek, kindar olmamak ve affetmek, insana malı, makamı ve serveti için değil, insan olduğu için değer vermek, çelik bilekli, arslan yürekli ve melek ruhlu olmaktır. Tarihimize baktığımızda; çocuğa, güzel ahlâk/olumlu davranış kazandırma süreci; doğumla birlikte ailede başlar, anne ve babanın olumlu örnek olması, ailede güzel ahlaklı olmanın önemsenmesi ve hedef olarak koyulması ile çocukta davranışa dönüşürdü. Güzel ahlâk çocuğun eğitim hayatında, öğretmenlerinin örnek olması ve bilgi ile pekişir, yaşam boyunca devam ederdi. Toplumda güzel ahlaka uygun davranmak bir erdemlilik olarak kabul edilirdi. Çocuklara "adam olma" vasfının kazandırılması ve hedef olarak konulması gerekir. Aslında bir anne ve banın evladına vermesi gereken en önemli hedef çocuğunun güzel ahlak sahibi olması olmalıdır. Eğitim güzel ahlak üzerine bina edilmelidir. “Bir baba evladına güzel terbiyeden daha üstün bir şey veremez.” Güzel ahlâkın öğretileceği ve yaşam biçimi haline getirileceği yer öncelikle ailedir. Eğitim güzel ahlak üzerine bina edilmelidir. Güzel ahlakı yaşam biçimi haline getiren toplumlar; adaletin, başarının, paylaşmanın, kardeşliğin, mutluluğu olduğu erdemli toplumlardır. Konumuzla ilgili son sözlerimiz şunlar olsun. Anne-babalar çocuklarına iyi örnek olmalı, sevgiye dayalı bir eğitim uygulamalı, yasaklayarak değil, konuşarak ikna ederek yaklaşılmalı, anne-baba birlikte hareket etmeli, çocuğun iyi arkadaşlar edinmesi sağlanmalı, çocuğu kendi haline bırakmamalı, ahlâkî değerler çekilmez hale getirilmemeli, iyi davranış kazandırılıp bunlar pekiştirilmeli ve günümüz için tehlike arz eden kitle iletişim araçlarının zararlarından çocuklarımızı korumamız gerekiyor. Allah'ım bizlere ahlâklı hayırlı nesiller yetiştirmeyi nasip etsin. Âmin...
Sümeyye Büşra YILDIZ
YazarGünümüzde en çok değerini kaybeden konulardan biridir mahremiyet. Toplumu ifsat eden, zihinleri bulandıran, hayatı zehir eden davranışların başında mahremiyete uyulmaması gelmektedir. Aile mahremiyeti...
Yazar: Sümeyye Büşra YILDIZ
Çiçekler hayatımızın bir parçası. Yaşamın her devresinde çiçeklerin değişik türlerini görüyoruz. Doğumda, düğünde, kabir başında... Yeşilsiz ve çiçeksiz bir hayat düşünülemez. Çiçeklerin doğuşu hakkın...
Yazar: Sümeyye Büşra YILDIZ
Âlemlerin Rabbi’nin, “Sen elbette üstün bir ahlaka sahipsin.”[1] hitabında bulunduğu Sevgili Peygamberimiz (s.a.v.), “Beni Rabb’im terbiye etti ve en güzel şekilde terbiye etti (te’dîb).”[2] buyur...
Yazar: Halide YENEN
Geleceğimiz olan çocuklar; hayatımızın süsü, vazgeçilmez çiçekleridir. Çocuklarımıza hayatın görünen ve görünmeyen güzelliklerini göstermemiz, o tertemiz kalplerine nakış nakış güzellikleri işlemek he...
Yazar: Sümeyye Büşra YILDIZ