EĞİTİMCİ NASIL OLMALI
Eğitimci; anne-babaların kendisine emanet ettiği misk kokulu narin ve nadide çiçekleri kendi evladı gibi görmeli. Kendini sevdiren öğretmen dersini de sevdirir. Gönüllere girilmeden beyinlere girilmediğini çok iyi biliyoruz. Sevgiye dayalı bir eğitimde başarı mutlaktır. İyi bir eğitimci; öğrencisini dinlemeli, onlarla konuşup, derdini ve sevincini paylaşabilmeli, öğrencisini değerli görmeli, notunu hiçbir zaman silah olarak kullanmamalıdır. Öğrencilerini sevmeli, eleştirirken bile öğrencilerini değil, olumsuz davranışlarını eleştirmelidir. Eğer mutlaka eleştirmesi gerekiyorsa, arkadaşları içinde değil, özel olarak çağırıp konuşmalı, sakin bir şekilde eleştirmelidir. Eğitimci; alanında yeterli bilgi birikimine sahip, mesleği ile ilgili tüm gelişmelerden haberdar olmalıdır. Genel kültür seviyesi yüksek, eğitimcilik özelliklerini taşıyan biri olmalıdır. Başarılı olabilmesi için, mesleğini sevmeli, güler yüzlü ve alçak gönüllü olmalıdır. Yöneticilik ve rehberlikle ilgili formasyonu bilmeli, etkileyici konuşmaya ve davranışa sahip olmalıdır. Zamanını en iyi şekilde kullanmalı, prensipli ve bilinçli olmalı, karşısındakiler ile iyi diyalog kurmalı, motive edebilmeli, problem çıkaran değil, problem çözen olmalı, öğrenciye eşit davranmalı, kendisini sürekli yenileyebilmelidir. Bilgisayardan yararlanabilmeli, en az bir yabancı dil bilmeli, günün araç ve tekniklerini bilip uygulayabilmelidir. Öğrenciye soru sorma fırsatı tanımalı, öğrenciler arasında dengeli, olumlu ve tutarlı olmalı, öğrencilerine güzel ifadelerle hitap edebilmeli, kırıcı ifadelerden uzak durmalıdır. Kendinden emin ve cesaretli olmalı, karşısındakilere güven vermelidir. Uzlaştırmacı olmalı, hatasını kabul edebilmeli, hatasında ısrar ve inat etmemeli, olaylar karşısında soğukkanlı olabilmelidir. Öğrenci başarısını ölçerken hassas ve âdil olmalı, başarıyı teşvik edici, ödüllendirici olmalıdır. Cezalarda yapıcı olmalı, aşırılıklardan kaçınmalıdır. Şiddetli münakaşalardan ve hararetli tartışmalardan uzak durmalı, sürekli tenkitçi olmamalıdır. Eleştirilere açık olmalı, okul yönetimiyle, meslektaşlarıyla, öğrenci velileri ve öğrencilerle çok iyi ilişkiler içerisinde olmalıdır. Affedici olmalı, bağışlamayı bilmelidir. Karamsar olmamalı, olumlu ve umutlu olmalıdır. Öğrencilerimize verdiğimiz eğitim onları kişilikli ve sorumlu yapmanın yanında, örnek davranış, ahlâk ölçüleri ve değer yargıları kazandırmalıdır. Öğrenciler sadece bilgileri ile yetinmeyip öğrendiklerini uygulayabilmelidir. Uygulamadığı bilgilerin hamalı olmamalıdır. Öğrenci öğrendiklerinin neye yarayacağını, nerede kullanacağını, önemli ile önemsizi birbirinden nasıl ayıracağını, insanlarla iyi bir iletişim kurmanın önemini kavramalıdır. Önemli olan bilgiye sahip olmak değil, bu bilgileri yerinde ve zamanında kullanabilmektir. Değerlendirilmeyen bilginin faydası olmaz. Eğitimci sadece bilgi aktaran değil, bilgiye nasıl ulaşılacağını ve onun nasıl kullanılması gerektiğini öğrencisine öğreten kişidir. Uyguladığımız eğitimle öğrencilerimiz bilgiyi seçebilmeli, öğrendiklerini değerlendirerek onları kullanabilmelidir. Öğrenme, gerektiği zaman kullanılmak üzere bilginin beyinde saklanmasıdır. En önemlisi de beynimizi lüzumsuz ve fazla bilgiden korumaktır. Şayet bunu başaramazsak beynimiz bir bilgi çöplüğüne dönüşür. Eğitimci; öğrencide oluşan önyargıları giderir, derse ilgi uyandırır, dersi ve okulu sevdirir. Araştırma sonuçları şunu göstermiştir ki, kişi öğrenmeye ne kadar hazırsa o oranda daha hızlı öğrenmektedir. En verimsiz öğrenme metodu; yararına inanılmadan bilgileri ezberlemektir. O an için ezber belki faydalı gibi gözükse de ileride yararının olmadığı görülecektir. Bilgiler güncel hayattan değilse ve de kullanılmıyorsa beynimizden kısa süre içinde silinecektir. Bilginin kalıcı olması için yaşamla iç içe olmasının gerekliliği yanında özellikle küçük yaşlarda bilgi ne kadar renkli bir şekilde sunulursa o oranda kalıcı olmaktadır. Bilgilerin hafızaya iyice yerleşmesi için tekerleme, bilmece, şarkı, oyun ve boyamadan yararlanılması çok yerinde olur.
Ali ÖZKANLI
Yazar2020 yılın ilk aylarından itibaren başlayan, yüz yüze eğitim ve öğretimi zora sokan Covid-19 belasıyla tüm dünya mücadele ediyor. Ülkemizde ara verilen bir dönemden sonra yeni bir eğitim- öğretim döne...
Yazar: Ali ÖZKANLI
Takvâlı gönüller en büyük eserAşk dolu yüreğe seherler eser Rabbi tanımayan ümidi keserHaktan gafil olan kendine küserTakvâlı yüreğin dik olur başıGünaha girenin zehrolur aşı Gözün karasında...
Yazar: Ali ÖZKANLI
“Dijital dünyanın bize kattığı en olumsuz duygulardan biri riyakârlık! Kelimeye bakınca içinde kâr ifadesi geçiyor diye bir an kârlı olduğumuzu mu zannettik nedir, riyakârlık normal bir hâl durumuna g...
Yazar: Erol AFŞİN
“İnsan yaş aldıkça diğer bir deyimle bunu pek kullanmayı sevmesek de yaşlandıkça, maziye daha fazla bir özlem olur. Çünkü alınan yaşlar bir gün değil ömürden eksile birer hane. Her ne kadar ölümlü dün...
Yazar: Erol AFŞİN