Editör’den Merhaba (Şubat 2019)
Her çocuk annesi için çok değerlidir. Anneler, daima çocuklarının iyi yetişmesini, ahlaklı olmasını isterler. Anne; çocuğu için yaşayan değil, çocuğuyla birlikte yaşayan örnek insandır. Ona güven ve sevgi vererek kendini korumasını ve hayatın gereklerini öğretir. Bilinçli anne çocuklarıyla ilgilenirken; onlara değer verir, zaman ayırır, problemlerine çözüm yolları gösterir. Çocuğunun hayatında önemli yer tutan sözleri, üzüntüleri, sıkıntıları, başarıları paylaşır. Evladını ciddiye alır. Ona ne kadar değer verdiğini davranışlarıyla gösterir. Çocuğunun her şeyi kusursuz yaptığıyla övünmek yerine, her yaşın durumuna göre ölçülü davranmayı bir öğretmen edasıyla ona öğretir. Bunu bir hikâyeyle anlatmaya çalışalım: Üçü genç, biri yaşlı dört kadın çeşme başında toplanıp konuşmaktadırlar. Genç kadınlardan birincisi: “Benim oğlum öyle marifetlidir ki, hiç kimse bu konuda onunla boy ölçüşemez... Tam bir cambazdır o! İp üzerinde bir yürüse de görseniz.” der. İkinci kadın heyecanla atılarak: “Benim oğlumun sesini bir bilseniz, der. Tıpkı bir bülbül gibi şakır. Yeryüzünde hiç kimsenin böyle bir sesi yoktur. Allah vergisi bu...” Üçüncü kadın susup durmaktadır. Diğerleri sorarlar: “Sen çocuğunu niye övmüyorsun? Nesi var ki? Üçüncü kadın: “Çocuğumun çok üstün bir tarafı yok ki... Ne diye durup dururken öveyim onu.” Kadınlar kovalarını doldurup yola koyulacakken, ihtiyar tecrübeli kadın da peşleri sıra yürümeye başlar. Kadınlar ağır kovaları taşımakta güçlük çektikleri için ara sıra durup, dinlenmektedirler. Sırtları ağrı içindedir. Bu sırada çocukları onları karşılamaya çıkmıştır. Birinci çocuk hemen elleri üzerinde havaya kalkmış, çeşitli marifetler göstermektedir. Kadınlar gözleri hayretle büyümüş halde haykırırlar: “Aman ne kabiliyetli çocuk!..” İkinci çocuk altın gibi bir sesle öyle güzel şarkılar söylemektedir ki, kadınlar gözleri yaşlarla dolu hayranlıkla onu dinlediler... Üçüncü çocuk koşarak gelir, annesinin elinden kovayı alır ve eve kadar taşır. Kadınlar, ihtiyar tecrübeli kadına dönüp: “Bizim çocuklarımız hakkında ne diyorsun?” derler. Tecrübeli kadın şaşkınlıkla: “Çocuklarınız mı?” der. “Onları bilmem. Yalnız biri vardı, annesinin elinden kovayı alıp eve taşıdı. Onu çok beğendim...” Beğenilecek işler yapalım Sevgili arkadaşlar…
Musa TEKTAŞ
YazarTasavvufî konular incelenirken üzerinde durulan en önemli konulardan biri de muhabbettir. Mâneviyat yolunun ârifleri sevginin en ileri derecesi olan aşk kelimesinin karşılığı olarak muhabbet kavramını...
Yazar: Musa TEKTAŞ
Dünya, “ev ednâ” sırrına erenler için Allah’a yakın olma yeri, yücelerin yücesi; “denî/alçak”, değersizliği seçenler için ise aşağıların aşağısıdır. Burada mahâret kulun dünyayı nasıl algılayıp, imkân...
Yazar: Musa TEKTAŞ
Tasavvufî sohbetler, bir edeb mektebi olarak gönülleri eğitir. Mürşid-i kâmil bu mektebin muallimidir, gönül yolunun sâlikleri olan ihvanlar ise bu mektebin talebeleridir. Sohbet ortamında, müritler m...
Yazar: Musa TEKTAŞ
Hz. RasûlulIah (s.a.v.)’in vârisleri olan mânâ sultanları, yani mürşid-i kâmiller gönüller tabibidir. Gönüllere şifâ sunan doktorlardır. Onlardan ilim, hikmet ve edeb öğrenmek isteyen her ihvân ...
Yazar: Musa TEKTAŞ