EDİTÖR’DEN MERHABA
Sevgili arkadaşlar; Onuncu Osmanlı padişahı olan Yavuz Sultan Selim; Trabzon’da vali iken dünyaya gelen oğlunun adını Süleyman koydu. Daha sonra Kanuni Sultan Süleyman olarak anılacak olan bu yavru, küçük yaştan itibaren çok titiz bir şekilde yetiştirildi. Benzeri görülmeyen bir terbiye ve eğitim aldı. “Âlimlerin atlarının ayaklarından sıçrayan çamurun bile makbul olduğunu gelecek nesiller ibretle görsün. Çünkü âlimler her zaman padişahlara lazımdır.” diyerek âlimlerin değerini vezirlerine anlatmış oldu. Öldüğü zaman bu cübbe vasiyeti üzerine türbesindeki sandukasının üstüne serildi. İlim ve ahlakta ün kazanmış yüksek adamların devlet işlerinde kullanılmasını vasiyet etmiş olan Yavuz Sultan Selim, “Halka rehberliği ancak ilim ve ahlakta yükselmiş olanlar yapabilir.” demiştir. Yavuz Selim, hazineyi altınla doldurunca onun zenginliği karşısında; - Benim altınla doldurduğum hazineleri torunlarımdan her kim akçe ile doldurabilirse kendi mührü ile mühürlesin. Ve illa hazine-i hümayun benim mührümle mühürlensin, diye vasiyet etmiştir. Süleyman Han babası Yavuz Sultan Selim’in 12 Eylül 1520 tarihinde 50 yaşında iken vefatından sonra, 26 yaşında padişah oldu. Çok ciddi ve vakurdu. Yapacağı işler hakkında hiç acele etmez, gayet geniş düşünür ve verdiği emirden geri dönmezdi. İş başına getireceği adamlara kabiliyet derecelerine göre görev verirdi. Kanuni’nin devri Türk hâkimiyetinin zirveye ulaştığı bir devir olmuştur. Kendisine Kanunî denmesi, yeni kanunlar icat etmesinden değil, mevcut kanunları yazdırtıp çok sıkı bir şekilde uygulamasından dolayıdır. Zamanında İngiltere Kralı VIII. Henri, İstanbul’a bir heyet gönderip, adalet mekanizmasının nasıl işlediğini incelettirerek kendi memleketine örnek almıştır. Avrupa tarihçilerinin Muhteşem Süleyman dedikleri büyük hükümdar, büyük dedesi Fatih gibi sayısız seferlere bizzat kendisi katılmıştır. Osmanlıların en büyük padişahlarından birisi olan Muhteşem Süleyman, 7 Eylül 1566 günü 71 yaşında iken, savaş meydanında vefat etmiştir. Babasından 6.557.000 km. kare olarak devraldığı İmparatorluğun topraklarını, 14.893.000 km. kareye çıkarmıştı. Cenaze namazını Şeyhülislam Ebu’s-Suud Efendi ve Nakibü’I-Eşraf Taşkentli Muhterem Efendi kıldırmıştır. Süleymaniye Camii avlusundaki türbesinde gömülüdür.
Musa TEKTAŞ
YazarMini bebek kundağında Hayatın masum çağında Ağlamakta avaz avaz Daha şimdiden yaramaz! Cıvıl cıvıl beşiğinde Çocukluğun eşiğinde Sanki yerinde duramaz Daha şimdiden yaramaz! Ağlasa da bazı...
Yazar: Nuri KAHRAMAN
Yaratılıştaki Yüz Güzelliğini Koruyarak Mahşerde Mahcup Olmamak İçinde yaşamış olduğumuz şu âlemde, yaratılmış olan bütün güzellikler Cenab-ı Hakk’ın ilâhî güzelliğinin bir yansımasıdır. Çünkü gü...
Yazar: Musa TEKTAŞ
Adı Gül Muhammed idiGül kokulu Peygamberimİnsanlığa düzen verdiGül kokulu PeygamberimDoğmadan öldü babasıAltı yaşında anasıYetimlerin Mustafa’sıGül kokulu PeygamberimOldu âlemlere rahmetHak yolunda çe...
Yazar: Musa TEKTAŞ
İnsanın iki önemli tarafı vardır: Biri nefs ve bir diğer yanı ise rûhtur. Nefs, rûhun emrine girerse, insan baştan ayağa rûh kesilir ve erdemin, olgunluğun, iyilik ve güzelliğin mekânı olur. Hulûsi Ef...
Yazar: Musa TEKTAŞ