DÜŞÜNCE VE MOTİVASYON
Düşünce; insan davranışlarına yön veren tek değer. Düşünce; İnsanı diğer varlıklardan ayıran en önemli özellik.
Düşünce; insan davranışlarına yön veren tek değer. Düşünce; İnsanı diğer varlıklardan ayıran en önemli özellik.
Motivasyon; yönlendirici bir güç. Ya da organizmayı harekete sevk eden uyarıcı.
İnsan davranışlarına yön veren tek değer insanın kendi düşüncesidir. İnsanları incelediğimizde hep şunu görüyoruz. Bir insan nasıl düşünüyorsa o şekilde davranış gösteriyor. Ya da insanlar kendileri veya başkaları için güzel şeyler düşünürse gösterdikleri davranışlar da o yönde oluyor.
İnsanlarımız ne zaman ki olumsuz şeyler düşünürler¸ o olumsuz düşünce hemen başlarına gelir ve gerçek olur. Bundan dolayı da insanlar böyle durumlarda birbirlerini şom ağızlı olmakla suçlarlar.
O halde biz insanlara kendi motivasyonumuz¸ davranışlarımız¸ başarımız¸ hayata bağlılığımız için bazı görevler düşmektedir. Bu görevlerin başında olumlu düşünmenin gücünden yararlanmak gelmektedir. Bugün hayat mücadelesi veren ve başarılı olan¸ ayakta kalabilmeyi başarmış insanlara baktığımız zaman bu insanların kendileri ve yaptıkları işler hakkında hep olumlu şeyler düşündüklerini ve güne başlarken belirli bir motivasyonla başladıklarını¸ sürekli gülümsediklerini¸ kısa sürede başarıya ulaştıklarını görürüz.
İnsanların güne belli bir motivasyonla başlamaları da kendi ellerindedir. Eğer ki insanların işlerini yapmaya başlamadan bir çalışma planı çıkartıyorlar ve bu işleri önem derecesine göre sıralıyorlarsa ve bu planı gün içersinde birden fazla defa görebileceği yere asıyorlarsa ve yapılan her işin üzerini tek tek çiziyorlarsa bu davranış güne belli bir motivasyonla başlama ve günü başarı ile bitirme için yeterli davranışlardan biridir.
Motivasyon tıpkı güzellik gibi bakanın gözlerindedir. O nedenle¸ birini motive eden bir şey¸ başka birisinin motivasyonunu bozabilir.
Motivasyon oluşturmanın en etkili yolu çıtayı yüksek tutmaktır. Büyük amaçlar büyük motivasyonlar üretir. Motivasyonu oluşturmak kadar önemli olan bir nokta da onu devam ettirmektir. Büyük amaçları küçük amaçlara bölmeniz ve her gün bir adım atmanız bir sonraki ilerleme için gerekli olan gücü ve isteği oluşturacaktır.
Çevrenizdeki insanları¸ çalışanları¸ öğrencileri motive etmek istiyorsanız aşağıdaki yaklaşımları gözardı etmeyin.
Bunlar;
- İşinizi yaparken¸ işiniz ve kendi yeteneklerinizle ilgili olumlu düşünün.
- İnsanlara iş yaptırabilmenin en etkili yolunun inandırmak ve ikna etmek olduğunu unutmayın.
- İnsanlara yapabileceği sorumluluklar verin.
- İnsanların başarılarını zaman zaman takdir edin.
- Kazanmalıyım¸ başarmalıyım yerine kazanacağım¸ başaracağım tarzında olumlu dil kullanın.
- Bardağın boş tarafını değil¸ dolu tarafını görün.
- Savunma mekanizmalarını kullanmaktan kaçının.
- Erteleme alışkanlığından uzak durun.
- İnsanlara almak istedikleri oranda sorumluluk verin.
- İnsanları kendi kararlarını kendilerinin vermesi konusunda yardımcı olun.
- İnsanların motivasyonunu artırmak istiyorsanız onlar için iyi bir model olun.
- İnsanlara gün içerisinde bir veya birden fazla güzel sözler söyleyin.
- İnsanların duygularına hitap edici konuşmalar yapın.
- Kaybetmemek için eksiklerinizi¸ kazanmak için gücünüzü bilin.
- Sizi hedeflerinizden uzaklaştıracak isteklere hayır demeyi öğrenin.
- İnsanlara güçlü olduklarını ve başaracaklarına inandığınızı telkin edin.
- Çalışanlarınızın müşterilerinize nasıl davranmasını istiyorsanız¸ sizde onlara öyle davranın.
Bugün insanlarımız¸ esnafımız¸ yöneticilerimiz¸ idarecilerimiz¸ işverenimiz¸ başarı ve iş motivasyonu konularında serzenişte bulunurlar. İnsanları ikna etmede¸ inandırmada satış yapmada zorlandıklarını¸ bu durumunda insanın motivasyonunu alt üst ettiğini söylerler. Halbuki en iyi müşteri kendimiz olmalıyız. Eğer ki araba satıyorsak kullandığımız araba sattığımız arabadan olmalı¸ bir tezgâhtarın satacağı elbise giyeceği olmalıdır. Motivasyon para gerektirmez. Size gelen müşteri her kim olursa olsun ilginizi¸ iyi niyetinizi¸ nezaketinizi¸ davranışlarınızı¸ söylemlerinizi değerlendirir. Müşterilerinizi ceplerindeki paradan daha önemli olduklarına inandırırsanız onları tekrar görebilirsiniz.
Bir Motivasyon Öyküsü
Charles Schwab'ın istediği kadar verim alamadığı bir fabrikası vardı. Bir gün ustabaşı ile konuşuyordu: - Senin gibi becerikli birisi nasıl oluyor da fabrikadan istediği kadar verim alamaz?
- Bilmiyorum. Bütün işçileri çok çalıştırdım. Birçoğunu işten atmakla tehdit ettim. Ama başarılı olamadım. Schwab yakınında duran bir işçiye sordu: -Bugün kaç kazan çelik erittiniz? -Altı.
Schwab bir tebeşir parçası alarak yere büyük bir 6 yazdı. Çıkıp gitti. Gece işçileri geldiği zaman bu altı rakamının ne olduğunu sordular. Gündüz işçileri de:
-Patron bugün burada¸ bize kaç kazan çelik erittiğimizi sordu¸ altı cevabını verdik¸ buraya altı yazdı ve gitti. Ertesi gün Schwab fabrikayı yine dolaştı. Altı rakamı silinmiş ve yerine yedi yazılmıştı. Gündüz işçileri gelince yediyi gördüler. Demek gece çalışanları kendilerine daha iyi iş yaptıklarını zannediyorlardı. Kendilerini gece işçilerinden üstün göstermek için büyük bir gayretle çalıştılar ve yere 10 yazdılar.
Çok geçmeden fabrikanın verimi o civardaki bütün fabrikaları geçti. Nasıl mı?
Schwab bunu şöyle açıklıyor: "İş yaptırmak için rekabet hissini uyandırmak gerekir. Amaç herkesi mücadele etmeye sevk etmek değildir. Onları birbirine üstün gelmeye teşvik etmektir.
Üstün gelme hissi insanların ruhunu coşturur. Hayatta başarılı olan her insanın en sevdiği şey; başaracağı iştir. Çünkü bu başarıda kendisini ifade eder ve bu sayede değerini¸ üstünlüğünü gösterir. İşte bu yüzden¸ bir oturuşta bir kilo dondurma yemek¸ elli bardak su içme gibi manasız yarışmalar buradan gelir. Üstün gelmek¸ değerini göstermek¸ insanların en önemli isteğidir.
O halde insanları kendi özelliklerini ortaya çıkarmaları için cesaretlendiriniz.
Mustafa AKYOL
YazarGünümüzde ailelerin en çok zamanını alan konulardan biri çocuk eğitimidir. Bu konuda da aileler belirli oranda zorlanmakta ve çevresinden yardım almak için girişimlerde bulunmaktadır.Günümüzde aileler...
Yazar: Mustafa AKYOL
“Sâde” yazmak, “basit” yazmak değildir. Çoğu kimse sâde kelimesini basit kelimesiyle aynı anlamda kullanır. Oysa sâde, içinde derinlik barındıran bir kavram… Fakat basit, sathîdir; yüzeysel, üstünkörü...
Yazar: Bilal KEMİKLİ
Osmanlı padişahlarının onuncusu, 89. İslâm halifesi olan ve “Muhteşem Süleyman” olarak anılan Kanûnî Sultan Süleyman 1494 (bir rivayete göre ise 1495)’te, babası Yavuz Sultan Selim’in sancakbeyi (vali...
Yazar: M.Nihat MALKOÇ
Daha çok küçükken rahmetli dedem beni sık sık sevindirirdi. Yattığım odadan salona kadar geçeceğim yola aralıklarla bir bir bozuk ve kâğıt para koyardı. Sonra da seslenerek beni çağırırdı. "Tarık, ge...
Yazar: Erdal KARASU