DÖRT ŞEHİT ANNESİ; HANSA BİNTİ AMR
İki cihanın nebisi (s.a.v.)’i görmek, onun huzurunda ve sohbetinde bulunmakla şeref ve değer bulan ve dört şehit annesi olmakla şerefyap olan Hz. Hansa (r. anhâ); zenginlik gibi, evlad ü iyalın da, insanın yanında Allah’ın bir emaneti olduğunun şuurunda bir hanım sahabeydi. Gerektiğinde, emanet edilen canı ve malı hakiki sahibine vermek şuuruna eren bir hanımdı. Allah’a ve Rasûlü’ne duyduğu sevgisi, her şeyin üzerindeydi ve onların rızası her şeyden önemliydi. Hz. Hansa’nın dört oğlu vardı. Onları, Hak yolunda cihat aşkıyla yetiştirmişti. Hz. Ömer’in hilafeti döneminde, İran’ı fethetmek için ordu hazırlanıyordu. Hz. Hansa, dört oğluyla birlikte, büyük bir şevk ile mücahitler ordusuna katıldı. Bir anne olarak evlatlarını çok seviyor ve çocuklarının şehitlik makamından geri kalmamalarını, o makama ulaşmalarını çok arzu ediyordu. Bu onun için büyük bir saadetti. Oğullarıyla konuşmak ve cihada coşturmak için onları yanına çağırdı. Hz. Hansa’nın şairlik vasfı da vardı. Cahiliye Dönemi’nde şiir yarışmalarına katılmış ve çok dereceler almıştı. Hitabeti çok kuvvetli ve tesirliydi. Kelamından şu ifadeler döküldü: “Sizler Allah yolunda savaşan mücahitlere Rabb’inizin hazırladığı sevabı biliyorsunuz. Baki olan ahiret yurdunun fâni olan dünyadan daha hayırlı olduğunu da biliniz. Cenab-ı Hakk’ın, ‘Sabredin, sabır yarışında düşmanlarınızı geçin. Cihat için hazırlıklı olun, Allah’tan korkun.’ buyurduğunu hatırlayınız. Zafer elde edebilirseniz ganimete kavuşursunuz. Şehit olursanız cennete girer; ikrama nail olursunuz.” Hz. Hansa’nın (r. anhâ) evlatları, Allah yolunda savaşın başlamasını ve şehitlik mertebesine ulaşarak bir an önce annelerini sevindirmek istiyorlardı. Savaş, tüm şiddetiyle başladı ve diğer mücahitler gibi oğulları da canla başla cenk ettiler. Nihayet, şehitlik makamına ulaştılar. Muharebe zaferle neticelendi. Dört oğlunun da şehit olanlar arasında olduğunu Hz. Hansa’ya nasıl haber vereceklerini bilemiyorlardı. Şehit olduklarını söylediklerinde Hansa’nın bağırıp çağırmasını beklerlerken, onun büyük bir sabır ve metanetle son derece sakin halini görenler şaşırdılar. Çünkü gelenlerin duyurmakta tereddüt ettikleri bu acı haberi, Hz. Hansa sevinçli bir haber olarak karşılamıştı. Allah’ın takdirine inanmış ve teslim olmuş, Allah Rasûlü’nün huzuru saadetlerinde bulunmuş, oğullarını Allah ve Rasûlü’nün yolunda yetiştirmiş bir anne için bundan daha büyük bir müjde olabilir miydi? O anki sevincini şu dua ile dile getirdi: “Yavrularımın şehit olması ile beni şereflendiren Allah’a hamd olsun. Rabb’imden beni onlarla birlikte rahmetinin altına toplamasını ümit ve niyaz ediyorum.”
Nagehan Nida DURAN
YazarYardımlaşma ve dayanışmayla aşılamayacak zorluk yoktur. Özellikle aile içi dayanışma, aile birliğinin devamı için manevî ve ahlakî bir mecburiyettir. Dayanışma ile zorluklar kolaylığa dönüşür, bencill...
Yazar: Emine Büşra YÜKSEL
Akrabalarının Müslüman olup Peygamber (s.a.v.) Efendimiz’e biat etmelerine öncülük yapan mücahide bir hanım. Rasûlullah’ın sırdaşı olan meşhur sahabisi Huzeyfe ibni Yeman (r.a.)’ın kız kardeşi... B...
Yazar: Nagehan Nida DURAN
Belirli bir vatan üzerinde yaşayan bir milletin, kendisine has bir dili vardır. Bu millet, aynı zamanda bir inanç sistemine yani bir dine de mensuptur. Bütün dinler ahlâk koyucudurlar. Dinler zamanla ...
Yazar: Musa TEKTAŞ
Küçük kardeşi hakkında, anne ve babasının konuşmalarını duyduğu zaman yalnızca yedi yaşındaydı. Kardeşi çok hastaydı ve onu kurtarabilmek için ellerinden gelen her şeyi yapmışlardı. Babasının, umutsuz...
Yazar: Ayşe Gül PINAR