DİLDE YOZLAŞMA
Size kaç defa dert yandığımı hatırlamıyorum. Bâzı dükkânlarımızın¸ iş merkezlerimizin¸ eğlence yerlerimizin isimleri¸ yabancı kelimelerle yüklü. Size kaç defa dert yandığımı hatırlamıyorum. Bâzı dükkânlarımızın¸ iş merkezlerimizin¸ eğlence yerlerimizin isimleri¸ yabancı kelimelerle yüklü. O levhalara şaşırarak bakıyorum. Bâzan da öfkelenerek¸ tiksinerek geçip gidiyorum. Sanıyorum ki öylesi dükkânların¸ iş yerlerinin alınlarına¸ vitrin camlarına kocaman hamam böcekleri veya lağım fareleri yapışıp kalmışlardır. Türkiye'de¸ bâzı iş adamlarımızın açtıkları iş yerlerinin isimleri niçin Türkçe değil de yabancı kelimelerle yaralı? Bunun galiba iki sebebi olmalı: Birinci sebep: Bâzı iş adamlarımızın¸ Batı karşısında kapıldıkları aşağılık duygusudur. İkinci sebep ise: Hinoğlu hinliktir¸ basit bir kurnazlıktır. Yâni müşterinin sâfiyetinden¸ bilgisizliğinden faydalanarak cebindeki parayı kibarca çekip alma hesaplarıdır. Burada bir hakkı teslim etmek lâzım: Sosyalist Doğu Berlin bölgesindeki dükkânlar¸ mağazalar hariç¸ bütün Avrupa şehirlerindeki iş yerleri tertemizdir¸ pırıl pırıldır¸ zengindir. Adeta bir renk şelâlesi altındadır. Doğu Berlin'in de o eski¸ o hantal¸ o basit o basmakalıp devlet mağazaları süratle değişmektedir. İyi ama¸ bizim de en gelişmiş Avrupa şehirlerindeki o mağazalardan işyerlerinden kıl kadar geri olmayan alış-veriş merkezlerimiz var. Hâl böyle iken¸ neden bu eziklik? Neden bu küçüklük duygusu? Biz Batı seviyesindeki dükkânlarımıza¸ mağazalarımıza¸ otellerimize¸ lokantalarımıza neden yabancı isimler bulaştırıyoruz? Geçenlerde bir araştırma yapıldı. Görüldü ki¸ 530 otelimizden sâdece otuzunun adı Türkçe'dir. 500 otelimize yabancı isimler konulmuştur. Türkiye'de yayınlanan 100 dergiden 70'inin adı İngilizce¸ Fransızca¸ Yunanca¸ şunca-bunca. Biz¸ bir sömürge milleti miyiz? Bu büyük ayıbımızı silmek için bize kaç Sakarya suyu lâzım? Bâzı kimseler¸ mağazalarına veya kendi yerli mallarına¸ yabancı isimler¸ etiketler koyarak saf müşterileri avlamak yoluna gidiyorlar. Batı'nın en lüks mağazalarında ise Türk kumaşları¸ Türk çamaşırları¸ Türk sanayi mamulleri de müşteri çekiyor. Türkiye¸ Dünya'nın 135 ülkesine mal satan bir ülke. Bu malların satılmasından¸ her yıl milyarlarca dolar kazanıyoruz. İçerde ve dışarıda çok para kazandığımız doğru. Ama Türkçe konusunda büyük kayıplarımızın olduğu da doğru. Unutmamalıyız ki; dilin bozulmasından¸ budanmasından¸ yavanlaşmasından meydana gelen buhranı¸ kazandığımız o milyar dolarlarla gideremeyiz.
Yavuz Bülent BÂKİLER
YazarMillî şairlerimizden Orhan Şaik Gökyay’ın “Bu Vatan Kimin” adlı şiirinden iki dörtlükle yazımıza başlayalım. Bu vatan toprağın kara bağrında Sıradağlar gibi duranlarındır, Bir tarih boyunca onun ...
Yazar: Sırrı ER
Ey öğrencim! Dünya sevgisinden sakın. Zira sirke saf balı bozduğu gibi dünya sevgisi de sâlih ve iyi amellerini bozar. Yetimlere, şefkat, çıplaklara elbise giydirmekle merhamet, açları doyur...
Yazar: somuncueditor
15 Temmuz’da köprüye yürüyenler arasındaydık. Bir hafta sonra kızımın düğünü vardı ve biz düğün hazırlıklarıyla uğraşırken, hiç aklımıza gelmezdi böyle bir gecenin yaşanacağı. O akşam çocuklarla Çeng...
Yazar: Raziye SAĞLAM
Kanûnî’nin küçük oğlu Selim, 28 Mayıs 1524’te İstanbul’da dünyaya geldi. Annesi Hürrem Sultan, saray içinde sözü geçen, etkili bir kadındı. Saray kadınlarına ve hizmetkârlara, Şehzade Selim’in terbiye...
Yazar: İsmail ÇOLAK