DAR AYAKKABI
O bayram bana ayakkabı almaya karar verdiler. Hazır ayakkabı satan mağaza yoktu şehirde. Tek ayakkabı yapan dükkânında ayakkabıcı çıplak ayağımı bir kartonun üzerine koydu, iyice basmamı söyledikten sonra ağzındaki kurşun kalemi eline alıp ayağımın çevresini çizdi. O ayağımın çizildiği karton benim ayakkabı numaramdı. Günlerce yeni ayakkabılarımın hayalini kurdum. Babamın anlattığına göre, ayakkabılarım siyah ve bağcıklı olacaktı. Kapının her çalınışında koştum. Ayakkabılarım bayramdan bir gün önce geldi, siyah bağcıklı. O gün onları giymedim. Bayram gecesi yatağımın altına yerleştirdim yeni ayakkabılarımı. Arada bir kalkıp kutusundan çıkartıyor, yere koyuyor, yukarıdan, yandan, önden bakıp duruyordum. Parlak ve yuvarlak burnunu gecenin karanlığında kim bilir kaç kez okşadım. Uyku girmedi gözüme. Sabahleyin ev ahalisi kalktığında, ayakkabı kutusu kucağımda sandalyede oturuyordum ben. Ayakkabımı babam giydirdi. Ayağıma olmamıştı ayakkabılarım, dardı ve canımı yakmıştı. Ama bunu babama söylemedim. O “Sıkıyor mu?” diye sordukça “Hayır.” yanıtını veriyordum. “Dar, ayağımı acıtıyor.” desem, geri gidecekti ayakkabılarım ve ayakkabıcının hemen yeni bir ayakkabı yapması olanaksızdı. O bayram sabahı canım yana yana yürüdüm. Bir süre sonra acı dayanılmaz oldu. Dişimi sıktım. Topalladım. Soranlara “Dizimi vurdum.” dedim, ama ayakkabılarımın ayağımı sıktığını kimseye söylemedim. Doğrusunu isterseniz yaşam da dar ayakkabıyla yürümektir. Kimi zaman dar bir maaş, kimi zaman sevimsiz bir iş... Kimi zaman bir mekân dar ayakkabı olur bize, kimi zaman bir çevre, Kimi zaman bir sokak, ya da bir şehir... Kimi zaman dostluklar, arkadaşlıklar, beraberlikler bir dar ayakkabıya dönüşür. Kimi zaman zamandır dar ayakkabı, geçmek bilmez. Kimi zaman zenginlik, kimi zaman başınızı koyduğunuz yastık... Canınız yanar. Topallaya topallaya gidersiniz. Sonradan öğrendim... Aslında yaşamın; dar ayakkabı ile yürüme sanatı olduğunu...!
Sema KORKMAZ
YazarŞaka gibi geliyor ama inanın, bunların hepsi gerçek… Düşünün; hava buz gibi. Camiye gittiniz. Şadırvanda abdest alacaksınız ama buz gibi su içinizi titretiyor. Tam o anda elinde ibrik, yanınızda bir g...
Yazar: Sema KORKMAZ
Peygamber Efendimiz (s.a.v.), sağlık ve tedavi konusunda fevkalade bir bilinç oluşturmuş, derdi de devayı da verenin Allah (c.c.) olduğunun bilinmesini, sıkıntılar karşısında sabredilmesi gerektiğini ...
Yazar: Musa TEKTAŞ
Miraç’ta Sevgili Peygamberimiz'in Allah ile mükâlemesi ile oluşan ve sonrasında Cebrail (a.s.)'ın da dâhil olmasıyla Tahiyyat duası ortaya çıkmıştır.Genellikle birçoğumuzun namaz surelerinden biri ola...
Yazar: Sema KORKMAZ
Zeytin… Sahip olduğu besin değeri ile insan sağlığını koruyan bir mucize… Çok eski çağlardan bu yana tüketilen zeytin, zamanla önemini daha da arttırmış, sofralardaki daimi yerini alarak insan sağlığı...
Yazar: Nesibe AYDIN