ÇOCUKLARIN DİN EĞİTİMİNDE DİN DİLİ
"Küçük çocukların taklitleri sadece fizikî
davranışlardan ibaret olmayıp¸ duygu ve heyecanları
da kapsamaktadır. Çocuğun yaşamında duyguların
önemli bir yeri vardır ve çocuk iyi¸ kötü bütün
duyguları uygulayacak özelliklerle dünyaya gelir."
Giriş
Kültürel mirasın geliştirilerek yeni nesillere aktarılması¸ anne-baba¸ aile¸ okul ve toplumun görevleri arasındadır. Aktarılacak bu mirasın en belirleyici iki önemli unsuru ise dil ve din'dir. Okul öncesi çağdaki çocuklar Allah¸ Peygamber vb. kavramları yetişkinlere göre çok farklı anlamakta ve zihinlerinde şekillendirmektedirler. 20. yüzyılda Jean Piaget'nin yaptığı çalışmalar ve bu çalışmalardan elde ettiği sonuçlar çocukların nasıl öğrendiklerine cevap niteliğindedir ve halen geçerliliğini korumaktadır. Piaget çocuklarla ilgili araştırmalarında "gözden geçirilmiş klinik yöntem" adını verdiği yarı yapılandırılmış bir araştırma yöntemi de geliştirmiştir. Bu yöntem vak'a incelemesinin bir türü olarak da ele alınabilir. (Bacanlı¸ 2011; 83)Piaget çocuk gelişimini bilişsel aşamalar olarak ele almış¸ yetişkin olana kadar bir dizi zihinsel gelişim evresinden geçtiğini söylemiştir. Çocuğun belirli kavramları özümseyebilmesi için¸ belirli zihinsel aşamaları tamamlaması gerektiğini savunmuştur. (Sayar-Dinç¸ 2009; 17)
Piaget¸ "Zihin Gelişimi Kuramı"nı ortaya koymadan önce zekâ kavramı üzerinde durarak konuyu anlaşılır hale getirmeye çalışmıştır. Ona göre zek⸠çevreye uyum sağlayabilme veya çevre ile başa çıkabilme yeteneğidir. Piaget¸ "çocuklar dünyaya geldiklerinde hiçbir şey bilmez durumda iken nasıl oluyor da bir yetişkin gibi düşünme seviyesine ulaşabiliyorlar?" sorusuna cevap aramıştır. Bu sorunun cevabını da zihin gelişimi dönemleri ile vermiştir. (Bacanlı¸ 2011; 86) Piaget'nin "Zihin Gelişimi Kuramı" hem ahlaki gelişim teorilerine¸ hem de James Fowler'ın "İnanç Gelişimi Kuramı"¸ Ronald Goldman'ın "Dini Düşünce Gelişimi Kuramı" ve Fritz Oser'ın "Dini Yargı Gelişimi Kuramı"na temel teşkil etmiştir. (Bacanlı¸ 2011; 83-101) Piaget'nin ve Kohlberg'in "Ahlaki Gelişim Kuramları"nın temelinde de yine "Zihinsel Gelişim Kuramı" yatmaktadır. (Karacoşkun¸ 2012; 112-125; Bacanlı¸ 2011; 108¸109)
Piaget'ye göre çocuğun çevresiyle etkileşimi sonucu zihninde geliştirdiği düşünce ve davranış kalıpları vardır ve bu kalıplara "şema" denilmektedir. Çocuk¸ yeni bir durum ve kavramla karşılaştığı zaman onu önce zihnindeki "şema"larla açıklamaya¸ anlamaya yani özümlemeye çalışır. Şayet zihninde bulunan şemalar yeni durumu açıklamaya ve özümsemeye yetmezse¸ bu defa çocuk¸ zihninde yeni "şema"lar oluşturacak veya yeni duruma uymaya çalışacaktır. (Bacanlı¸ 2011; 83¸84) Bu safhada din¸ ahlak¸ inanç konularında çocuklara yapılacak telkin veya öğretimin çok hassas ve önemli olduğunu hatırımızda tutmalıyız.
Çocuk eğitiminde fiziki ve ruhsal alanlar aynı şekilde ele alınıp geliştirilmeli ya da eğitilmelidir. Çocukta dini duygunun uyanıp¸ gelişmesi¸ zihni ve ruhi gelişmesi ile paralellik gösterir. Bu yüzden çocuğun dini düşünce ve duygu gelişimi diğer özellikleriyle birlikte¸ bütüncül bir yaklaşımla ele alınmalıdır. (Doğan-Tosun¸ 2003;116) Çünkü her iki alan¸ gelişim sürecinde birbirini etkilemektedir. Çocuk maddi ve manevi olarak ayrı birer kişilik değil¸ bir bütündür. Bu nedenle çocuğun din eğitimini normal gelişiminin önüne almak¸ ya da ertelemek ve ihmal etmek mümkün değildir. Çocuk her durumda öğrenmektedir. (Tosun¸ 2012;167) Din çocuğa "çocuğun dini" olarak sunulmalı; ihata edilemez¸ hazır¸ bitmiş¸ özet¸ soyut bir öğreti olarak sunulmamalıdır. (Tosun¸ 2012;124)
* Bu makale Jass Dergisi Mart 2013 sayısında SEVGݸ DİN DİLİ ve HİKÂYELERİN ÇOCUKLARIN DİN EĞİTİMİNDEKİ YERİ ve ÖNEMİ adı ile yayınlanmıştır
Konunun ciddiyetini bilen Rousseau şöyle demektedir: "Çocuk zekâsını çok iyi tanıyan bir zatın onlara mahsus bir akaid kitabı yazmasını pek isterim." (Rousseau¸ 1966;297) Aynı sıkıntıyı hisseden Gövsa: "Mücerret mefhumları çocuklara muhtelif misallerle iyice izah etmeli ve müşahhaslardan mücerretlere doğru emniyetle yürümelerine itina etmelidir. Manaları¸ delaletleri hariçte tutulabilen¸ bir maddiyatı bulunmayan mefhumları çocukların gölgeli ve dumanlı bir surette tanımasına meydan bırakmamalıdır." (Gövsa¸ 1962;227;Selçuk¸ 1991;35) Psikolog H.Remplein¸ "dini inancın tohumları şüphesiz insan ruhunda mevcuttur" derken¸ çocuğun ruhuna dini duygular ve eğilimlerin yaratılıştan yerleştirildiğini belirtmektedir. (Yavuz¸ 1987;39)Bu duygu ve yeteneğin gelişmesi öncelikle ailenin dini tutumuna ve daha sonra çevresine bağlıdır. (Doğan-Tosun¸ 2003;117) Çocuğun dini gelişiminin dil gelişimi ile yakın bir ilişkisi vardır. Mead'a göre¸ biyolojik bireyin manevi birey haline gelmesinde en etkin araç dildir. Çocuklar ilk dini kavram ve kelimelerle aile ortamında karşılaşmaktadırlar. Din eğitimi sürecinde dil eğitiminin de göz ardı edilmemesi gerekmektedir. (Tosun¸2012;168¸169) Somut kavramlardan soyut kavramlara geçiş sürecinde ise hikâyelerden ve hikâye tekniğinden faydalanılabilir. Çocuk eğitiminde din dili¸ sevgi ve hikâyelerin önemini sırasıyla incelemeye çalışalım.
Din Dili'ne Dikkat Etmeliyiz
Türk toplumunda çocuklar ilk dini kavramları aile ortamında duyarlar. Onlara ilk öğretilen kavramlar arasında Allah kavramı vardır. Çocuklar genellikle isim konulma esnasında¸ gelen misafirlerin ve aile fertlerinin inşallah¸ maşallah¸ Allah korusun gibi ifadelerinde Allah kavramı ile karşılaşırlar. İlerleyen dönemlerde ise Allah seni sevmez¸ taş yapar¸ cehennemine atar şeklinde olumsuz ifadeleri de duyarlar. Bu kavramlar başlangıçta anlaşılmadan¸ sadece işitilmiş birer kelime olarak çocuğun zihnine yerleşirler. Ama daha sonra çocuğun algıladığı anlamlara göre kavramlaşmaya başlarlar ve bu süreç soyut düşünme çağına kadar uzayabilir. Ailenin bu süreci dikkate alması ve dini kavramları kullanırken çocukları etkileyeceğini unutmaması gerekir. (Tosun¸ 2012;170) Yaramazlık yaptıklarında iğne¸ doktor¸ sünnet¸ Allahın cezalandırması ana temaları üzerine bina edilen bu korkutma faaliyetleri çocukları olumsuz yönde etkilemektedir. Özellikle Allah'ın yakması¸ taş etmesi vb. ifadeler henüz soyut kavramları algılayamayan çocukların ruhsal gelişimine ve Allah tasavvuruna ciddi zararlar verebilmekte¸ hatta hayatı boyunca bunun tesirinde kalabilmektedirler. (Öztürk¸ 1981;206-210; Aydın¸ 2005;92¸93)
Din dilindeki çoğu kelimenin çocuklar tarafından anlaşılması zordur. Ölüm¸ kutsallık¸ iyilik¸ günah¸ sevap gibi soyut kavramları anlamakta sıkıntı yaşayan çocuklar¸ genelde bu kavramları somut olarak düşünür ve çoğunlukla yanlış veya ters anlayabilirler. (Selçuk¸ 1991;32) Çocukların din eğitimi için yapılması gereken ilk işlerden birisi de¸ din dilini sade ve çocuğa uygun bir şekilde kullanabilmek¸ onlarla anlaşabileceğimiz bir din dili geliştirmektir. (Selçuk¸ 1991;35; Bilgin¸ 1995;58)
Selçuk'a göre¸ din dili kapsamında kullanılan ifadelerin büyük bölümü Allah'la ilgilidir. İbadet esnasında okunan dua¸ tövbe¸ temenni¸ hamd¸ şükür¸ kıssa¸ kâinatla ilgili açıklamalar¸ peygamber sözleri¸ dini tecrübe ve davranışlar¸ ahlak kuralları gibi. Her fırsatta yaratıcıya atıfta bulunan bir dilin¸ bu işi nasıl bir anlam çerçevesinde gerçekleştirdiğini ortaya koyarak davranış geliştirmek din öğretimi açısından önemlidir. (Selçuk¸ 2000;347) Dini metinleri ve içindeki kavramları eğitimde kullanıp¸ üzerinde düşünürken; mecaz¸ mesel¸ istiare gibi sembolik anlatım tarzlarının anlaşılması gerekmektedir. (Selçuk¸ 2000;348)
Bizim öncelikle yapmamız gereken iş¸ meallerde¸ hadislerde¸ din derslerinde ve Kur'an Kursları'nda okutulan kitaplardaki dilin sadeleştirilmesi¸ kullanılan kavram¸ kelime ve muhtevanın anlaşılır olmasıdır. Kavramlar ve bu kavramlara yüklenen anlamlar¸ eğiten ve eğitilenlerin kavramlardan aynı şeyi anlayıp anlamadıkları son derece önemlidir. Eğer çocuk¸ dini bir kavram veya kelimeyi yanlış anlar¸ zihninde yanlış "şema"landırırsa¸ ömür boyu bunun sıkıntısını çekecek¸ üzerine bina edilecek diğer bilgiler de sağlıklı olmayabilecektir. Alman eğitimci Kurt Müller¸ çocukta ahlaki kavram ve kavrayışın gelişimi ile ahlaki kişilik kazanma gelişiminin birbirinden ayrı tutulması gerektiğine dikkat çekmektedir. (Müller¸ 1977; 2)
Konu ile ilgili yaşanmış bir örnek şöyledir: Almanya'da yaşayan bir Türk ailesinde kandil günlerinden birisinde¸ dedesi henüz okula gitmeyen torununa bir hediye alır ve "bugün kandildir" (muhtemelen Mevlid Kandili) diyerek hediyeyi verir. Aradan uzun zaman geçtikten sonra yine bir aile sohbetinde¸ o günün Peygamberimizin vefat yıldönümü olduğu konuşulurken çocuk itiraz eder ve şöyle der: Hayır olamaz! Peygamber ölemez¸ çünkü o sürekli yanan ve etrafını aydınlatan bir lamba veya ampuldür. Büyükler¸ çocuğun bu davranışına bir anlam veremezler ve niçin böyle düşündüğünü sorarlar. Çocuğun cevabı enteresandır: Dedeciğim sen bana ilk hediyeyi verirken bu gün kandil diyerek vermiştin değil mi? Evet diye doğrular dedesi. Çocuk: Ben o günden bu tarafa Peygamberi zihnimde hep yanan ve etrafını aydınlatan bir lamba olarak tasavvur ettim. "Bir lamba nasıl ölür?" diye düşündüm onun için itiraz ettim¸ der. Dedesi yaptığı hatayı anlar. Torununa ilk hediyeyi verirken kullandığı "kandil" kavramını çocuğa açıklaması gerektiğinin¸ aksi halde yanlış anlama ve "şemalandırma"nın söz konusu olabileceğinin farkına varır.*
Bu şekilde bir kavram kargaşası yaşayan kişinin din ile barışık olmaması gibi istenmeyen sonuçlar dahi ortaya çıkabilecektir. Dini konuları çocukların gelişim düzeylerine göre sunmak son derece önemlidir. Bu hususu dikkate almadan çocuklara her konuyu öğretmeye çalışmak uygun değildir. Dini konularda somut ve soyut ayrımına dikkat edilmesi de gerekmektedir. Yapılan araştırmalar dini yayınlarda bu hususlara fazla dikkat edilmediğini göstermektedir. (Zengin¸ 2012;178-203)Şiir¸ masal ve hikâye tekniği kullanarak dini metinlerin daha anlaşılır hale getirilmesi sağlanabilir. Bu yönde yapılmış bazı önemli çalışmaların varlığı oldukça sevindiricidir.**
Karşılaşılan önemli problemlerden birisi de kavram çözümlemesinin yapılmamış olmasıdır. Kavramlar eğitim sisteminin temel taşlarıdır; iyi ve doğru oluşturulmadıkça¸ başka kavramlarla ilişkileri ve sınırları belirlenmediği sürece¸ eğitimi ve din eğitimini sağlıklı olarak gerçekleştirmek mümkün görünmemektedir. (Turgut¸ 1995;11) Wittgenstein'ın ifadesiyle; dil sadece tanımlar üzerindeki anlaşma değil¸ önerme ve yargılar üzerinde de anlaşabilmektir. (Turgut¸ 1995;17)Yüzyıllar içerisinde bir din dili ve bunun temel taşları olan kavramlar oluşmuştur. Burada problem¸ kavram kargaşasından ziyade¸ bu kavramlara yüklenen anlamların bilinmemesi ve bir kavramı başka bir kavramla açıklamaya çalışmaktır. Diğer bir ifade ile dini kavram ve terimleri değiştirmek söz konusu değildir. Önemli olan dini kavram ve kelimelerin konuşulan ve anlaşılan dildeki karşılığının bilinmesidir. Konuyu somut bir örnekle açıklayacak olursak: Besmele bizim günlük hayatımızın her safhasında¸ ibadetlerimizde¸ dualarımızda temel bir kavram veya ifadedir. Türkçe karşılığı genellikle "Rahman ve Rahim Olan Allah'ın adıyla" şeklinde verilmektedir. Bir çocuk bu ifadedeki "Rahman" ve "Rahim" kelimelerini de bilmemekte ve biz besmele'yi açıklarken¸ manası bilinmeyen bir kavramı yine manası bilinmeyen başka bir kavramla açıklamaya çalışmaktayız. Aynı durum Fatiha Suresi'nin anlamında da söz konusudur.
* 29 Mart-1 Nisan 2012 tarihlerinde DİB tarafından yapılan 1.Yaygın Din Eğitimi Sempozyumu müzakereleri esnasında Nurten Ceceli Alkan tarafından anlatılan yaşanmış bir olay (torunu).
** Anlaşılır¸ sade bir dil ile ve şiir-hikâye tekniği kullanılarak yapılmış bazı çalışmalar için Bkz. Faruk Ermemiş¸ Hz. Muhammed'in Günlük Dualarından Seçmeler¸ Hazar Matbaacılık¸ Ankara 2009; Nusret Çam¸ Şiir Diliyle Kur'an-ı Kerim Meali¸ Firuze Yayınları¸ Ankara 2011; Beyza Bilgin¸ Beyza Teyzeden Hikâyeler (4 cilt)¸ Gün Yayıncılık¸ Ankara 1993¸ Gökhan Evliyaoğlu¸ Çocuk ve Dua¸ TDV Yayınları¸ Ankara 2006; Behçet Kemal Çağlar¸ Kur'an-ı Kerim'den İlhamlar¸ Kültür Bakanlığı Yayınları¸ Ankara 1995.
Sure'nin "Malik-i yevmi'd-din" ayeti (Fatiha 1/4) çoğunlukla "ceza gününün¸ din gününün ya da hesap gününün sahibi" şeklinde tercüme edilmektedir. Çocuklar için bu ifadelerin de ayrıca karşılığının verilmesi gerekir. Ülkemizde istisnaları olmakta birlikte¸ mealler başta olmak üzere¸ her türlü dini yayın ve ders kitabında bu tür sıkıntılar mevcuttur. Hatta aynı kitap içerisinde aynı kavrama farklı anlamlar verilmiştir. (Altuntaş-Şahin¸ 2011;1; Akgül ve diğerleri¸ 2008;47¸66) Dini anlama¸ büyük ölçüde kişilerin dil yeteneğine¸ kavram ve kelimeleri doğru anlamalarına bağlıdır. Bu nedenle din öğretiminin her kademesinde dil yeteneğini geliştirici çalışmalara ihtiyaç vardır. Öğrenciler dini tasavvur¸ duygu ve davranışlarını kendi kelimeleri ile ifade edebilmeyi öğrenmelidirler. (Bilgin¸ 1995:57¸58)Psikolog Ronald Goldman¸ çocukların dini içerikli resim ve kutsal kitap hikâyelerini nasıl kavradıklarına dair araştırmasında; çocukta dini düşüncenin gelişimini anlamada¸ dini kavramların oluşumunu tanımanın merkezi bir öneme sahip olduğunu belirtmiştir. (Karacoşkun¸ 2012;115)
Diğer önemli bir konu¸ görsel medyanın çocuklarımızı ciddi anlamda etkilemesi ve hatta yönlendirmesidir. Yıllardır yabancı dizi¸ film ve özellikle çizgi filmlerin çocuklarımızı ahlaki¸ kültürel ve dil açısından olumsuz etkilemesinden yakınırız. (Önder¸ 2008;4) Kendi film¸ dizi ve çizgi filmlerimizi dini-milli hassasiyetlerimizi dikkate alarak yapmadığımız sürece şikâyetlerimiz sürecektir. Son zamanlarda okullardaki medya okur-yazarlığı dersi ve TRT çocuk kanalının yayınları¸ akıllı işaretler önemli gelişmelerdir. Ama burada asıl önemli olan kendi dinimizi¸ dilimizi ve kültürümüzü yanlış tanıtma ve yorumlamanın¸ yanlış kullanmanın da yabancı görsel unsurlar kadar çocuklarımıza zarar verebileceğidir. Yerli kanallarda yayınlanan dini temalı dizilerden etkilenerek cennete gideceğim diye onlarca çocuk intihar etmiştir. (Önder¸ 2011; 5)
Erikson¸ dini duygudan ileri gelen iç huzurun ve bu huzura sahip anne-babanın çocuğun temel güven duygusu edinmesinde önemli rolü olduğunu belirtir. (Bacanlı¸ 2012;126; Karacoşkun¸ 2012;119) Çocukların inanç ve ibadetle ilgili davranışlar kazanmaları ve geliştirmelerinde en etkili unsur ailedir. Ailenin kullandığı dini ifade¸ sembol¸ jest ve tavırlar çocuğa aktarılmakta ve çocuk tarafından taklit edilmektedir. Özellikle dini gün ve gecelerdeki aile davranışları çocuklar için dikkat çekicidir. Çocukların yanında yapılan ibadet¸ dua gibi etkinliklerin onlar için taklit edilmeye değer davranışlar olduğu unutulmamalıdır. Küçük çocukların taklitleri sadece fiziki davranışlardan ibaret olmayıp¸ duygu ve heyecanları da kapsamaktadır. (Konuk¸ 1994;24)Çocuğun yaşamında duyguların önemli bir yeri vardır ve çocuk iyi¸ kötü bütün duyguları uygulayacak özelliklerle dünyaya gelir. Eğer çevresinde bulunan yetişkinlerle olan ilişkileri olumlu ve iyi ise¸ çocuğun duyguları da olumlu olarak gelişir. (Yavuz¸ 1987;27) Bu gelişimde¸ kullanılan din dilinin belirleyici rolü vardır.
KAYNAKÇA
AKGÜL¸ M. ve Arkadaşları. (2008). İlköğretim DKAB Ders Kitabı¸ Ankara: MEB Özgün Matbaacılık.
AKINCI¸ A. (2001). Din Eğitiminde Etkili Bir Yöntem Olarak Hikâye. İstanbul: Zaman Cep Kitapları.
ALTUNTA޸ H.-ŞAHİN¸ M. (2011). Kur'an-ı Kerim Meali. Ankara: DİB Yayınları.
ANDERSEN¸ H.C. (2011). Masallar¸ Ter: Alpay Ertem¸ İstanbul: Şule Yayınları.
AĞCA¸ H. (1993). Ailede Eğitim. Ankara: TDV Yayınları.
AYDIN¸ A. (2012). Eğitim Hikâyedir. Ankara: Pegem Akademi Yayınları.
AYDIN¸ A. (2011). Eğitim Sevgidir. Ankara: Pegem Akademi Yayınları.
AYDIN¸ M. Z. (2005). Ailede Çocuğun Ahlak Eğitimi. İstanbul: Dem Yayınları.
AY¸ M.E. (1997). Çocuklarımıza Allah'ı Nasıl Anlatalım. İstanbul: Timaş Yayınları.
BACANLI¸ H. (2011). Eğitim Psikolojisi. Ankara: Pegem Akademi Yayınları. (17.Baskı).
BİLGİN¸ B.- SELÇUK¸ M. (1995). Din Öğretimi Özel Öğretim Yöntemleri. Ankara: Gün Yayıncılık.
BİLGİN¸ B. (1970). İslam'da Eğitimin Temeli Olarak Sevgi. Basılmamış Doktora Tezi¸ AÜİF¸ Ankara.
BİLGİN¸ B. (1995). Eğitim Bilimi ve Din Eğitimi. Ankara: Yeni Çizgi Yayınları.
BİLGİN¸ B. (1994). "Ahlak Terbiyesinde Dini Hikâyeler"¸ Din Eğitimi Araştırmaları Dergisi¸ S.1. İstanbul.
BİLGİN¸ B. (1986). "Okul Öncesi Çağı Çocuğunda Din Duygusu"¸ Din Öğretimi Dergisi¸ S.7¸ Ankara.
BİLGİN¸ B. (1986). "Okul Öncesi Çağı Çocuğunda Dini Kavramlar" ¸ Din Öğretimi Dergisi¸ S.89¸ Ankara.
BİLGİN¸ B. (1986) "Çocuğun Manevi Eğitimi"¸ Din Öğretimi Dergisi¸ S.6¸ Ankara.
BİLGİN¸ B. (1987). İslam'da Çocuk. Ankara: DİB Yayınları.
BİLGİN¸ B. (1993). Beyza Teyzeden Hikâyeler (I-IV)¸ Ankara: Gün Yayıncılık.
Bütün Yönleriyle Asr-ı Saadet'te İslam (I-V). (1994). Ed: Vecdi Akyüz¸ İstanbul: Beyan Yayınları.
CRAWFORD¸ A. - SAUL¸ W. - MATHEWS¸ R.S. - MAKİNSTER¸ J. (2009). Düşünen Sınıf İçin Öğretme ve Öğrenme Yöntemleri. Ter: Pelin Atasoy¸ Esin Uzun Oğuz¸ Sami Gülgöz. İstanbul: Biltur Basım Yayın.
CÜCELOĞLU¸ D. (2010). İçimizdeki Çocuk¸ Remzi Kitabevi¸ İstanbul 2010.
ÇAĞLAR¸ B.K. (1995). Kur'an-ı Kerim'den İlhamlar. Ankara: Kültür Bakanlığı Yayınları.
ÇAM¸ N. (2011). Şiir Diliyle Kur'an-ı Kerim. Ankara: Firuze Yayınları.
ÇELEBݸ A. (1976). İslam'da Eğitim Öğretim Tarihi. Ter: Ali Yardım. İstanbul: Damla Yayınevi.
Din Psikolojisi El Kitabı. (2012). Ed: M.Doğan Karacoşkun¸ Ankara: Grafiker Yayınları.
DOĞAN¸ R. TOSUN¸ C. (2003). İlköğretim 4. ve 5. Sınıflar İçin Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi Öğretimi. Ankara: PegemA Yayıncılık.
ERMEMİŞ¸ F. (2009). Hz.Muhammedin Günlük Dualarından Seçmeler. Ankara: Hazar Matbaacılık.
GÖKŞEN¸ C. (2009). "Masalların Eğitim Yönünden Değerlendirilmesi"¸ Eğitişim Dergisi¸ S.22.
GÖVSA¸ İ.A. (1962). Çocuk Ruhu. İstanbul: Devlet Matbaası.
İlköğretim DKAB Dersi (4-8.Sınıflar) Öğretim Programı ve Kılavuzu. (2007). Ankara:MEB Yayınevi.
KANTARCIOĞLU¸ S. (1991). Eğitimde Masalın Yeri. İstanbul: MEB Yayınevi.
KONUK¸ Y. (1994). Okul Öncesi Çocuklarda Dini Duygunun Gelişimi ve Eğitimi. Ankara: TDV Yayınları.
MÜLLER¸ K. (1977). "Die Entwicklung Moralischer Begriffe beim Kinde als Voraussetzung für seine religiöse Erziehung"¸ Joseph Sauer¸ Religiöse Erziehung von Kleinkindern¸ Karlsruhe 1977¸ "Dini Eğitimin ön Şartı Olarak Çocukta Ahlaki Kavramların Gelişmesi" Ter: Şuayip Özdemir-Mustafa Önder¸ Tabula Rasa Dergisi¸ Yıl 1¸ S.2¸ s.195-201¸ Isparta 2001.
OKUMUŞLAR¸ M. (2006). "Din Eğitiminde Etkin Bir Yöntem Olarak Hikâye"¸ Selçuk Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi¸ S.21¸ s.237-252¸ Konya.
ÖNDER¸ M. (1997). Prof. Dr. Beyza Bilgin ve Din Eğitiminde Yeni Yöntem Çalışmaları. Basılmamış Yüksek Lisans Tezi¸ Ankara: AÜSBE.
ÖNDER¸ M. (2011). "Okul Öncesi Dönem Çocuklarının Aile Eğitimi"¸ Cumhuriyet Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi. C.XV¸ S.1¸ Sivas.
ÖNDER¸ M. (2008). "Medya Kıskacındaki Çocuklar"¸ Dinbilimleri Akademik Araştırma Dergisi. C.8¸ S.4¸ Samsun.
ÖZBEK¸ A. (1990). Bir Eğitimci Olarak Nasreddin Hoca.Konya: Esra Yayınları.
ÖZBEK¸ A. (1995). Bir Eğitimci Olarak Hz. Muhammed. Konya: Selam Yayınevi.
ÖZTÜRK¸ M. (1981). "Din Eğitimi ve Çocuk Ruh Sağlığı"¸ Türkiye 1.Din Eğitimi Semineri. Ankara: İlahiyat Vakfı Yayınları.
PORTAKAL¸ H. (1994). Çocuk Eğitiminde Özgürlük ve Saldırganlık. İstanbul: Altın Kitaplar Yayınevi.
ROUSSEAU¸ J. J. (1966). Emil¸ Ter: H.Z.Ülken¸ A. Ülgener¸ S.Güzey¸ İstanbul: Türkiye Yayınevi.
SAUER¸ J. (1977). Okul Öncesi Çağdaki Çocukların Din Eğitimi¸ Ter: Mustafa Önder¸ Tokat: Arı Ofset.
SAYAR¸ K.Dinç¸ M. (2009). Psikolojiye Giriş. İstanbul: Dem Yayınları.
SELÇUK¸ M. (1990). Çocuğun Eğitiminde Dini Motifler¸ Ankara: TDV Yayınları.
SELÇUK¸ M. (2000). "Gençlik Çağı ve İnanç Olgusu (İnanç ve Davranış Bütünlüğü Açısından Bir Deneme) "¸ Gençlik Dönemi ve Eğitimi. İstanbul: Ensar Neşriyat.
SEYFETTİN¸ Ö. (2009). İlk Namaz. İstanbul: Timaş Yayınları.
TARHAN¸ N. (2012). Kendinizle Barışık Olmak. (17.Baskı)¸ İstanbul: Timaş Yayınları.
TOLSTOY¸ L. N. (2011). İnsan Ne İle Yaşar. İstanbul: Şule Yayınları.
TOSUN¸ C. (2012). Din Eğitimi Bilimine Giriş. Ankara:Pegem Akademi Yayınları .
TURGUT¸ İ. (1995). Eğitim Üzerine Felsefi Bir Deneme. İzmir: Anadolu Matbaası.
YARDIM¸ M. N. (2006). Edebiyatçılarımızın Çocukluk Hatıraları. İstanbul: Nesil Yayınları.
YAVUZ¸ K. (1987). Çocukta Dini Duygu ve Düşüncenin Gelişmesi. Ankara: DİB Yayınları.
ZENGİN¸ H.K. (2012). "Diyanet İşleri Başkanlığının Çocuk Kitapları Yayınlarından "İnanıyorum Serisi" Üzerine Bir İnceleme"¸ Dini Araştırmalar Dergisi¸ C.14¸ S.40¸ ss.178-203¸Ankara.
Mustafa ÖNDER
YazarTonton tavşan yavrularını gezdiriyordu. Onlara ormanı tanıtmaya çalışıyordu. - Yavrularım, ağaçlara, yapraklara, otlara bakın ne güzel. Kelebekler uçuşuyor dört yanda. Pamuk: - Evet. Kır çiçe...
Yazar: Emine Yılmaz DERECİ
Her ilim dalı ‘hoca-talebe’ münasebetinin zorunlu olduğu süreçlere şahitlik eder. Örneğin bir ustanın dizinin dibine oturmadan usta bir marangoz olunmayacağı gibi bir kimsenin alanında uzman bir hocan...
Yazar: Fatih ÇINAR
Sultan I. Ahmed, 18 Nisan 1590 günü Manisa’da doğdu. Babası Sultan III. Mehmed, annesi Handan Sultan’dır. Çok mükemmel bir tahsil gördü. Arapça ve Farsçayı mükemmel derecede konuşurdu. Ok atmak, kılıç...
Yazar: Kadir ÖZKÖSE
Osmanlı padişahlarının onuncusu, 89. İslâm halifesi olan ve “Muhteşem Süleyman” olarak anılan Kanûnî Sultan Süleyman 1494 (bir rivayete göre ise 1495)’te, babası Yavuz Sultan Selim’in sancakbeyi (vali...
Yazar: M.Nihat MALKOÇ