ÇOCUKLARA PAYLAŞMAYI ÖĞRETMEK
Paylaşma duygusu doğuştan getirilen bir özellik değildir. Çocuk paylaşmayı, doğal olarak sonradan görerek ve uygulama ile öğrenecektir. Tabii ki gerekli olan gelişimsel olgunluk düzeyine gelmesi gerekir. Anne ve babalar, 2-3 yaş civarındaki çocukları için, paylaşma konusunda sorun yaşadıklarından sık sık bahsederler. Oysaki çocuklar dünyayı yeni yeni tanımaya başlamışlardır ve tüm deneyimleri "ben" çerçevesinde gelişir. Oyuncağını arkadaşıyla paylaşması istenen çocuk, oyuncağını geri alıp almayacağını bilmemektedir. Doğal olarak tepkisi “Hayır!” olacaktır. Bu tepki, çoğu kez yetişkinlere anlamsız gelebilmektedir. Aslında bu tepki, çocuğun gelişimsel dönemine ait doğal bir tepkidir. İki yaş civarındaki birkaç çocuğu aynı odada bırakırsak oyuncaklarla kendi başlarına oynayacaklardır. Birlikte oynama ve paylaşma oyunu şeklinde oynamayacaklardır. Çünkü çocuklar bu yaşta benmerkezcidir. Her konuda “ben”, “benim” düşüncesi vardır. Sonraki yaşta yani 3 yaş civarı çocuklarda kendi dışındaki dünya ve çocuklar da anlam kazanmaya başlar. Artık “ben” yerine “biz” süreci başlar. Birlikte bir şeyler yapma gelişim dönemi başlar. İşte bu dönemde, paylaşmayı öğrenebilecek olgunluğa erişim başlamıştır. Çocuğa paylaşmayı öğretmek için çok önemli bazı kurallar vardır. Paylaşma için çocuğu zorlamak yapılabilecek en büyük hatadır. Çocuğun oyuncağını zorla elinden alıp arkadaşına vermek; çocuk vermediğinde zora başvurmak, çocuk vermediğinde ceza vermek gibi yaklaşımlar, çocuğun paylaşmaya olan öfkesini artıracaktır. Paylaşma için, çocuk kontrolün kendisinde olduğuna emin olmalıdır. Bu, paylaşma duygusunu ve davranışını kazanması için ilk ve en önemli adımdır. “Gel, birlikte oyun oynayalım. Bu oyuncaklardan hangisini arkadaşına vermek istersin? Araba mı, tren mi?” gibi ifadeler, çocuğun kendisine ait olan oyuncağı konusunda kontrol sahibi olduğunu çocuğa hissettirecektir. Böylece, çocuk karar verme ve seçim yapma hakkına sahip olacağı için paylaşmaya olumlu bakabilecektir. Paylaşmayı çocuğa öğretmede önemli bir konu da ona örnek olmaktır. Anne, baba, varsa büyük kardeşler ve diğer yetişkinlerin paylaşım örnekleri de çocuk için çok önemlidir. Çocuk böylece, sahip olduğu bir şeyini başkasına verdiğinde geri alabileceğini, paylaşmada iş birliği ve güvenin önemli olduğunu kavrayacaktır. Çocuklar her şeyi her zaman paylaşmak zorunda değildir. Neyi ne zaman paylaşacağı önemlidir. Çocuk, çok sevdiği bir oyuncağı paylaşmak zorunda değildir. Yetişkinler de kendileri için önemli ve özel olan şeyleri başkaları ile paylaşmak istememektedir. Çocuklar için de durum aynıdır. Misafir geldiğinde olası sorunlara karşı, çocuğun neyi paylaşıp paylaşmayacağı önceden konuşulabilir. Çocuk, olgunlaştıkça paylaşmanın önemini daha çok kavrayacaktır. Çocuk, sosyalleştikçe paylaşmanın, iş birliğinin ve arkadaş edinmenin önemini öğrenecektir. Paylaşma eğitimi konusunda neler yapılacağını maddeler halinde yazacak olursak; * Paylaşmayı öğrenmesi için çocuğun belli bir gelişimsel olgunluğa erişmesi gerektiğini unutmayın. * Çocuğunuza seçenekler sunun. Neyi paylaşacağına kendisi karar versin. Karar vermesi konusunda ona yardımcı olun. Paylaşmak istemiyorsa zorlamayın. Paylaştığında çocuğunuzu övün. * Çocuklarınızın her şeyi her zaman paylaşmayabileceğini bilin. Kendisi için özel olan bir şeyi paylaşmak istememesi gayet normaldir. * Çocuğunuz paylaşma eğitimini görerek de öğrenecektir. Yetişkinlerin paylaşma konusundaki örnekliği de çok önemlidir. * Yeterli ilgi ve sevgi gören çocuklar oyuncaklara ve objelere daha az anlam yüklüyorlar. Bu da paylaşmalarına yardımcı oluyor. * Kendisiyle paylaşılsın isteniyorsa kendisinin de paylaşması gerektiğini onunla konuşun. * Yaşına uygun olarak günlük hayattan paylaşma ve yardımlaşma örnekleri verin. Paylaşmanın önemini anlatın. * Maddî ve manevî şeylerin paylaşılacağını ona öğretin. Oyuncak ve yiyecekten daha fazlasının paylaşılacağını ona gösterin. Kıyafetlerinizi, paranızı ve zamanınızı da paylaşabilirsiniz. * Çocuğunuz ne zaman bir paylaşımda bulunursa çocuğunuzu bu davranışından dolayı övün. Özet olarak, paylaşmak, çocuğun yaşı ilerledikçe kazanılan bir beceridir. Çocuk etrafında paylaşmayı gördükçe, ev içinde bunu deneyimledikçe ve sosyalleştikçe paylaşmaya başlayacaktır. Anne ve babalar, paylaşmayan çocuğa kızmadan, doğru yaşlarda doğru yönlendirme ve beklentilerle çocuklarına paylaşmayı öğretmelidirler.
Eşref BOLUKÇU
YazarAynı inanç, aynı kıble, aynı bayrak, aynı vatan, aynı ülkü, aynı ahlâkî değerler, aynı tarih gibi değerlerimiz dayanışma içinde ve bir olmamızı sağlar. Bunlar, bizleri bir arada tutan övünç kaynağı mi...
Yazar: Eşref BOLUKÇU
Rasûlullah (s.a.v.) Efendimiz buyuruyorlar ki: “Binekli olan, yaya yürüyene selâm verir. Bir topluluktan birisi selâm verince, diğerlerine de kâfi gelir.” Selâm vermek sünnet, almak ise farzdır....
Yazar: Sema KORKMAZ
Anne babalar ve yetişkinler! Sizler, başarı beklentiniz ile çocuklarınızı nasıl etkiliyorsunuz? Başarı beklentiniz, çocuk üzerinde nasıl bir etki bırakıyor? Bazı anne babalar, maalesef, hep yüksek baş...
Yazar: Eşref BOLUKÇU
Bu yazımda beni biraz karamsar bulabilirsiniz. Okuyucularımın da bildiği gibi, ben aile ve çocuk eğitimi konularını içeren yazıları ağırlıklı olarak yazıyorum. Bu yazımda da yine aileye yönelik bazı ş...
Yazar: Eşref BOLUKÇU