ÇOCUKLAR VEANNE-BABALAR İÇİN OKUL OLGUNLUĞU
"Okul olgunluğuna sahip bir çocuk; beden hareketlerine hâkimdir.
Okul olgunluğuna erişen çocukta motor gelişim alanında bedenini
rahat kullanabilmesi¸ bedensel koordinasyonunu sağlayabiliyor
olması¸ kalemi tutup yazabilecek ince kas gelişimine sahip olması
beklenmektedir."
Geleceğimizin teminatı olan çocuklarımızın yaşamında ve yetişmesinde önemli yer tutan okul hayatına atılan ilk adımları¸ eğitimlerinin devamına da ışık tutmaktadır. Akrabaların farklı şehirlerde yerleşiminin arttığı¸ bahçeli evlerin ve ailelerdeki çocuk sayısının azaldığı günümüz toplumunda çocukların akranlarıyla vakit geçirmesi ve yaparak¸ yaşayarak öğrenmeleri açısından okula devam etmeleri; gelişimleri için hassas bir konumda bulunuyor. Çocuğun okul yaşantısının başlangıcı olan 1.sınıf onun hayatında çok önemli bir deneyimdir. Çocuğun öğrenme ve eğitim süreci ile ilk tanışması¸ ilk deneyimlerini yaşadığı 1.sınıf onun bütün okul hayatı boyunca "okul ve eğitim" kavramlarını nasıl algılayacağını belirlemektedir.
Bilindiği üzere 4 4 4 sisteminde çocukların okula başlama yaşı 66 ay olarak belirlendi. İlgili yönetmelikte "Okul müdürlükleri¸ yaşça kayıt hakkını elde eden çocuklardan 66¸ 67 ve 68 aylık olanları¸ velisinin vereceği dilekçe ile; 69¸ 70 ve 71 aylık olanları ise¸ ilkokula başlamaya hazır olmadıklarını belgeleyen sağlık raporu ile okul öncesi eğitime yönlendirebilir veya kayıtlarını bir yıl erteleyebilir." denilmektedir. Yine aynı yönetmelikte 60. aydan itibaren velinin yazılı dilekçesi ile çocuğun okula başlatılabileceği de belirtiliyor. Bu noktada 60 - 68 ay arasındaki çocukların okula uygun olup olmadıkları¸ yani terimsel anlamıyla okul olgunluğu birçok velinin öğrenmek istediği bir kavram halini alıyor.
Okul olgunluğu¸ "Çocuğun fiziksel¸ zihinsel¸ sosyal ve duygusal gelişimi açısından belirli bir düzeye gelmesi ve okulda kendisinden beklenilenleri başarılı bir şekilde yerine getirmeye hazır olması" olarak tanımlanabilir. Okul olgunluğuna erişmemiş bir çocuk okul ortamının kendisinden beklentilerini yerine getiremediğinde okula karşı olumsuz duygular ve negatif bir tutum geliştirecektir. Bu yönüyle okul olgunluğu gelişimin hızlı olduğu bu dönemde hem oryantasyon açısından hem de çocukların çeşitli mukayeselere tabi tutulması yönüyle hayatî bir önem taşır.
Bir çocuğun okul olgunluğunda olup olmadığı üstünkörü verilebilecek bir karar değildir ve bu konuda uzmanlardan yardım almak gerekebilir. Okul olgunluğunu belirlemek için çeşitli gözlem sonuçları¸ zekâ-gelişim testleri ve performans belirleme araçları kullanılır. Elde edile veriler ışığında çocuğun gelişim seyrinin kronolojik yaşına uygunluğu belirlenir.
Zihinsel gelişim¸ dil gelişimi ve psiko-motor gelişim okul olgunluğunun değerlendirilmesinde ele alınan başlıklardır.
Zihinsel gelişimi belirleme aşamasında görsel ve işitsel algılama düzeyi yaşına göre incelenir. Duyu organlarının yeterince gelişip gelişmediği değerlendirilir. Gelişim tarama ve zeka testleri bu aşamada sıkça kullanılır. Konuşma becerisi de okul yaşantıları için en önemli gelişim alanlarından birisidir. Akıcı konuşamayan¸ düşündüklerini olması gereken düzeyde ifade edemeyen çocuklar eğitimöğretim faaliyetlerine uyumda zorluk yaşayabilirler. Okul olgunluğuna sahip bir çocuk; beden hareketlerine hâkimdir. Okul olgunluğuna erişen çocukta motor gelişim alanında bedenini rahat kullanabilmesi¸ bedensel koordinasyonunu sağlayabiliyor olması¸ kalemi tutup yazabilecek ince kas gelişimine sahip olması beklenmektedir. Ayrıca çocuğun sosyal ve duygusal gelişim bağlamında yeterli özgüvene sahip olması¸ anne babasıyla güvenli ilişki kurmuş olması¸ güvenli ayrılığı başarabiliyor olması¸ sorumluluk alabilmesi¸ yaşıtlarıyla rahat sosyal ilişkiler kurabilmesi ve kurduğu ilişkileri sağlıklı sürdürebilmesi ile sosyal problemleri çözebilme yetisine sahip olması gerekmektedir.
Aynı zamanda çocuğun okula başlamaya hazır olduğunu düşünmek için çocuğun grup etkinliklerinde sakin bir şekilde oturabildiğinden¸ yönergeleri dinleyip uygulayabildiğinden¸ 20-25 dk. tek başına bir etkinlikte veya oyunda yoğunlaşmada sıkıntı duymadığından da emin olmak gerekmektedir.
Çocuğun temizlik¸ beslenme¸ giyinme¸ dinlenme gibi alanlarda kendi gereksinimlerini karşılayabilmesi çocuğun okula adapte olabilmesi için gerekli bir kriterdir. Okul öncesi eğitimin son derece yaygınlaştığı günümüzde¸ eğer çocuğun zihinsel bir problem gibi özel bir sebebi yoksa okul öncesi eğitimin sonunda okul olgunluğuna eriştikleri varsayılmaktadır.
Aileler 68. aya kadar olan çocukların okulöncesi eğitimi almadan ilkokula başlatmamalı okulöncesinde geçecek bir yılı kayıp olarak görmemelidirler. Çünkü burada sağlıklı geçirilecek bir yıl ileriki eğitim hayatında takılmaların önüne geçecek ve normal şartlarda daha uyumlu ve başarılı olmayı beraberinde getirecektir. Yine okulöncesi yaşlarda çocuklara resimli hikâye kitapları okumak¸ ifade edici dili geliştirmek için çocuğun iletişime geçebileceği¸ kendi duygu ve düşüncelerini ifade edebileceği uygun ortamlar hazırlamak¸ çeşitli konularda sohbetler edip kelime hazinesinin ve dil becerisinin gelişmesini sağlamak¸ sınırları belli boyamalar yaptırmak¸ resimler arasında benzerlik ve farklılıkları bulma oyunları oynatmak¸ kişisel sorumluluklarını yerine getirmesine yardımcı olmak ailelerce yapılabilecekler arasındadır.
Son olarak¸ anne babaların da özellikle ilk çocuklarını okula göndermede bir çeşit okul olgunluğuna sahip olmaları gerektiğini hatırlatmamız gerekiyor. Çocuğu okula gitme konusunda yukarıda sayılanları yaparak hazırlamak¸ ilk günlerde normal olabilecek kaygılarını sağlıklı iletişim ve psikolojik destekle aşmak ve çocuğun öğretmeni hakkında olumlu tutum geliştirmesine katkıda bulunmak da anne babalara düşen görevler arasında.
Yusuf YARHİSARLI
YazarÇocuklara ve gençlere kazandırmak istediğimiz¸ yetişkinlerde de var olmasını beklediğimiz değer kavramı anlamsal karşılığını¸ "Bir toplum veya bir inanç ve ideoloji içinde veya insanl...
Yazar: Yusuf YARHİSARLI
Hayatın ayrılmaz bir parçası olan ölüm, tarih boyunca düşünürler, din önderleri ve âlimlerin varlığı anlama ve anlamlandırmalarını sağlayan temel kavramlardan biri olmuştur. Bu anlamda ölüm, şairleri ...
Yazar: Bilal KEMİKLİ
“Hazret-i Peygamber (s.a.v) Efendimiz, muhtaç, zayıf ve fakirlere yardımı sever, nerede yardıma muhtaç kimse olursa onun yardımına koşar, ashabına bu hususta emirler verirdi. İyiliksever ve cömertti. ...
Yazar: Es-Seyyid Osman Hulusi Ateş Efendi
Sözlükte “arınmak, saflaşmak, kurtulmak” manasındaki ihlâs kelimesi, terim olarak “ibadet ve iyilikleri riyadan ve çıkar kaygılarından arındırıp sadece Allah için yapmak” demektir. İslâmî literatürde ...
Yazar: Mustafa KARABACAK