ÇOCUĞUNUZU ALLAH İLE KORKUTMAYIN
Çocuk eğitiminde korku ve cezanın etkisi nedir? Korku dilinin çocuk eğitimindeki yeri nedir? Din eğitiminde yetişkinler için kullanılan dil, çocuklar için de kullanılabilir mi? Günümüzde çocuk eğitimi, geçmiş dönemlere göre daha büyük sorumluluk ve bilinçli olmayı gerektirmektedir. Çocuklara Allah’ı anlatmak büyük bir sorumluluktur. Bu sorumluluğu yerine getirirken nasıl bir dil kullanıyoruz; nasıl bir yaklaşım içindeyiz? Çocuklar, fıtrat olarak Allah’a yaklaşma yetisine sahipler. Ancak, öğrenme açısından hayatının en verimli yıllarını yaşayan çocuklar, anne ve babaların yanlış tutumları sonucunda Allah’ı yanlış tanıyabiliyor; bir korkutucu ve zorlayıcı olarak tasavvur edebiliyor. Bu durum, çocukların düşünce ve duygu dünyalarında ağır hasarlara sebep olabildiği gibi, Allah’a karşı olumsuz bir ön yargı geliştirmelerine de sebep olabilmektedir. Çocuk büyütmek ile çocuk yetiştirmek farklı şeylerdir. Çocuk yetiştirmek, bilinçli olmayı gerektirir. Allah’ın ve inancımızın öğretilmesi de ciddi bir bilinç ve sorumluluk gerektirir. Çocuklar, Allah’ı anne ve babalarından öğrenirler. Anne ve babalar Allah’a nasıl ibadet ve dua ediyorsa çocuklar da aynı şekilde dua ve ibadet etmeyi öğrenirler. Çocuk eğitiminde olmazsa olmaz kural, sevgi dilinin kullanılmasıdır. Bu evrensel kural gereği, çocuklara Allah anlatılırken de sevgi dili kullanılmalıdır. Çocukların, Allah kavramını tasavvur edebilmesi üzerinde anne ve babaların eğitiminin yanında, içinde bulundukları yaş dönemi de etkilidir. Anne ve babalar, çocuklarına Allah’ı öğretmeden önce, çocuklarının içinde bulundukları yaşın zihinsel ve duygusal özelliklerini öğrenmek zorundadır. Kanımca, yapılan hatalar da çocukların bu gelişim dönemi özelliklerinin bilinmemesinden kaynaklanmaktadır. Birçok anne ve baba, çocuk eğitiminde korku dilini kullanmaktadır. Öyle ki, çocuğuna söz geçiremeyen anne babalar, yöntem olarak ürkütücü olay ve nesnelere başvurabilmektedir. Mesela, “Yemeğini yemezsen köpek gelir.”, “Zamanında uyumazsan yatağın altından öcüler çıkar.” gibi tuhaf ve ürkütücü yaklaşımlar içine girerler. Maalesef, başvurulan bu yöntem, çocukların psikolojik sağlığı üzerinde olumsuz ve kalıcı etkiler bırakmaktadır. Beni üzen, bazı anne ve babaların çocuklarını eğitirken Allah ile korkutmalarıdır. Bu anne ve babalar, kendilerine göre olumlu sonuçlar aldıkları için de yaptıklarının yanlış olduğunu düşünmezler. Tecrübelerimde gördüğüm bazı anne ve babalar, en çok da yalan söyleyen çocuklarını, bir daha yalan söylememeleri için Allah ile korkutmaktadır; “Sen yalan söylediğin için Allah sana kızdı.” gibi bir cümle çok masum görülmektedir. Oysa bu cümle, Allah’ın çocuklara kızdığı tasavvuruna sebep olmaktadır. Burada söylemek istediğim, Allah, çocuk eğitiminin bir aracı olarak kullanılamaz. Doğru olan, çocuk eğitimi Allah’a ulaşmak için bir araçtır. Çocuklar, ortalama 12 yaşından önce somut işlemler döneminde yaşarlar. Yani soyut olan varlıkları dolayısıyla Allah’ı tam olarak kavrayamazlar. Bu yaşlarda Allah’ı henüz kavrayamayan bir çocuğa “Allah’ı ceza veren, çocuklara kızan, cehenneme atan…” olarak tanıtmak, çocukları hem depresyona sokmakta hem de Allah’a karşı olumsuz bir tutum içine girmelerine sebep olmaktadır. Allah dendiğinde çocuk mutlu olmalıdır. Allah dendiğinde “sevgi” çocuğun aklına gelmelidir. Allah dendiğinde, anne ve babasından daha çok seven bir varlık tasavvuru olmalıdır. Belli yaşlardan önce yani somut zihinsel gelişim döneminde olan çocuklara asla cehennem, Allah’ın gazabı, Allah’ın ceza vermesi anlatılmamalıdır. Zihinsel gelişimini henüz tamamlamamış olan çocuğa korku ve tehdit içeren eğitim yaklaşımları sonucu çocuklar sadece korkar. Anne ve babalar, verdikleri eğitimin etkili olduğunu düşünürler. Ancak ilerleyen yaşlarda çocuklar, bu tür tehdit ve korku içeren tavsiye ve eğitimden nefret ederler. Allah ile sürekli korkutulan çocuklar, Allah’ı ceza vermek için fırsat kollayan bir varlık olarak tasavvur eder. Düşünsenize, cehennemi olan ve çocukları yakan bir Allah’ı çocuklar sever mi? İnanç duygusunun temeline bakıldığında iki esas duygu görülür: Allah sevgisi ve Allah korkusu. Bu duygular, insanları ibadete yönelten en büyük faktörlerdir. Burada bizim için önemli olan, çocuk üzerindeki etkileridir. Aslında İslâmiyet’i yeni öğrenen biri için de bu durum önemlidir. Allah korkusu ile başlandığı zaman kesinlikle olumsuz sonuçlar alınmaktadır. İman öğretimi yapılırken, sevgiye dayalı bir Allah tasavvuru işlenmesi gerektiği bir gerçektir. Allah sevgisine dayalı bir iman öğretimi, çocukların bağlanma ve ümit duygularının gelişmesine katkı sağlayacaktır. Din eğitiminde kullanılan dil, sevgi dili olmalıdır. Allah’ın azabı değil rahmeti işlenmelidir. Allah’ın cezalandırıcı değil, esirgeyici, bağışlayıcı olduğu ve çok sevdiği ile başlanmalıdır. Çocuklara yaşına uygun olarak, Allah’ın sevdiği, koruduğu, bağışladığı, hoşgörülü olduğu, ödüllendirdiği anlatılmalıdır.
Eşref BOLUKÇU
YazarAileyi sevgi okulu hâline getirmek zorundayız. Ailedeki ilişkiler sevgi kokmalı. Ailede hâkim olan dil, sevgi dili olmalı.Aile, sevgi üzerine kurulması gereken sosyal bir kurumdur. Sosyal kurumlar, to...
Yazar: Eşref BOLUKÇU
Aynı inanç, aynı kıble, aynı bayrak, aynı vatan, aynı ülkü, aynı ahlâkî değerler, aynı tarih gibi değerlerimiz dayanışma içinde ve bir olmamızı sağlar. Bunlar, bizleri bir arada tutan övünç kaynağı mi...
Yazar: Eşref BOLUKÇU
SABIRLI VE TEMKİNLİ HAREKET EDEN, ACELE VE ÖFKELİ DAVRANMAYAN Allah’ın en güzel isimlerinden olan El-Halîm, kendisine isyan edenleri ve emrine muhalefet edenleri gördüğü hâlde öfkesine kapılıp da h...
Yazar: Editör
Âlemlerin Rabbi olan Allah'a hamd olsun. Hz. Muhammed (s.a.v.)'e, âline, ashabına ve ehl-i beytine salât ve selâm olsun. Hiç kimsenin lâyık olamadığı bir şekilde Rabb’ine hamd eden Âlemlerin Efendisi ...
Yazar: Editör