CAMGÖZ ÖMER’İN DOĞUM GÜNÜNDE
Sevgili çocuk dostlarım; Bugün Ömer’in doğum günü. Sabah kahvaltıdan sonra Hafize Teyze’yle birlikte yetimhanenin yolunu tuttuk. Yurttaki çocuklar bizi görünce çok sevindiler. Biz de bu çocukları her gördüğümüzde öyle çok seviniyoruz ki; yanlarından ayrılmayı hiç istemiyoruz ama bugün acelemiz var. Çok kalamadık. Hafize Teyze eve giderken - Camgöz bugün çok işimiz var. Öğleden sonra Ömer için sürpriz doğum günü yapacağız. Ömer’in doğmasının şerefine sadakalar dağıtıp, yetim olan bu çocukları sevindireceğiz. Hepsini bize davet ettim. Siz de Zeliş’le birlikte bahçeyi süslersiniz. Ben miyavlayarak Uzun Kulak da arka arkaya havlayarak çok sevindiğimizi gösterdik. Eve vardığımızda Zeliş’le Selim çoktan gelip süslemeye başlamışlardı bile. Ağaçlara renkli kâğıtlardan süsler, balonlar astılar. Sonra Selim salıncakları kurarken, Zeliş de depoya doğru yürüdü. Uzun Kulak’la ben de onu takip ettik. Zeliş depoda duran büyükçe bir çuvalı kaldırmaya çalıştı ama çok ağır olmalı ki çuval yerden kalkmadı. Biz de yardım ettik ve sürükleyerek getirip bahçenin bir köşesine boşalttık. İçi çocukların en çok seveceği oyuncak ve toplarla doluydu. Bu arada Hafize Teyze’yle Zeliş’in annesi pasta, börek ve daha birçok çeşit yiyecek hazırladılar. Ömer o gün babasıyla işe gittiği için, tüm bu hazırlıklardan habersizdi. Öğleden sonra cıvıl cıvıl sesleriyle çocuklar geldiler. Bahçede hazırlanan kocaman sofrayı, oyuncak ve salıncakları görünce öyle mutlu oldular ki; onların bu sevincini gören Hafize Teyze’nin gözleri dolmuştu. Onları tek tek kucaklarken, Ömer’ler geldiler. Ömer bahçe kapısının üzerinde “İyi ki Doğdun Ömer!” yazısını görünce çok şaşırdı ama esas bahçedeki çocukları ve yapılan hazırlıkları görünce ne diyeceğini bilemedi. Önce çok teşekkür ederek babaannesine sarıldı. Sonra da bütün çocukları tek tek kucaklayarak geldikleri için teşekkür etti. Akşama kadar herkes yedi, içti güldü, oynadı. Çocukların ayrılma vakti gelince Hafize Teyze Zeliş’e başıyla ortancaları işaret etti. Zeliş “Çocuklar size bir sürprizimiz var, hepiniz benimle gelin!” diye bağırdı ve önden koşarak onları ortancaların yanına götürdü. Ortancalarda renk renk keseler asılıydı. Çocuklar onları görünce çok şaşırdılar. Zeliş “Haydi bakalım, hepiniz birer tane alın. Bakalım içinde ne var?” Çocuklar merak ve şaşkınlıkla keseleri alınca hemen içine baktılar. İçindeki para ve şekerleri görünce, keseyi açan her çocuğun yüzüne kocaman bir gülümseme yayılıyordu. Ömer onların ardından el sallarken “Babaanne unutamayacağım bir doğum günü geçirdim. İyi ki çocukları çağırdın. Hele para keselerini alınca nasıl mutlu oldular.” Hafize Teyze gözleri dolu bir şekilde Ömer’in saçlarını okşadı ve; - Yavrucuğum iyi ki doğdun. Sevdiklerinin doğum gününü kutlarken Rabb’imize şükür için ikramda bulunmak ve yetimleri sevindirmek adettendir. Ben de bu âdeti yerine getirmek istedim. Tabi Zeliş, Camgöz ve Uzun Kulak’ın da yardımlarıyla. - Bundan daha güzel bir hediye alamazdım. Hepinize çok teşekkür ederim. Bugün Ömer’in doğum günü hatırına yurttaki çocuklarla şahane bir gün geçirdik. Görüşmek üzere çocuklar, hoşça kalın…
Raziye SAĞLAM
YazarBir düğün mevsimini daha geride bırakıp sonbaharın ortalarına geldik. Gerçi son yıllarda düğünler artık illaki yaz ve bahar aylarında olmayıp kışın da yoğun bir şekilde yapılıyor. Görücü usulü ya da a...
Yazar: Raziye SAĞLAM
Ben sekiz yaşındayken, Vefa’dan Fatih’e, otuz altı dairelik büyük bir apartmana taşınmıştık. Komşularımızın çoğu Karadenizli olduğu için, bizim adımız Malatyalılardı. İlk tanışırken, komşumuz Hafız Ha...
Yazar: Raziye SAĞLAM
Sevgili çocuklar; Hepimiz topluluk içinde yaşıyoruz. Diğer insanlarla ilişkiler kurup geliştiriyoruz. Bu ilişkilerin sağlıklı bir şekilde yürütülmesinden dostluklar meydana geliyor. Dostlukların uz...
Yazar: Sırrı ER
Kendimizi tanımak en büyük erdemdir. Peki, kendimizi nasıl tanıyacağız? Varlığımızı oluşturan parçalar bir araya getirildiğinde insan denilen o mükemmel varlıkla karşılaşmaktayız. İnsan, vücut orga...
Yazar: Ali BÜYÜKÇAPAR