CAMGÖZ VE ARKADAŞLARI MARDİN'DE
Sevgili çocuk dostlarım; Şanlıurfa’daki uzun gezimizden sonra, şimdi Mardin'deyiz. Selim'le Ali çok mutluydu. Çektikleri belgesel çok ilgi görmüş ve ülkemiz dışındaki televizyon kanallarına da satılmış. Selim "Hepimiz çok emek verdik ama değdi doğrusu. Bu sayede güzel ülkemizi bizim objektiften tanıyacaklar. Bu harika bir olay." dedi. Zeliş "Ne güzel! Bundan sonrası bizim için daha da heyecanlı geçecek." dedi. Şanlıurfa ile Mardin arası bizim Rüzgâr’la 2,5 saatten az sürdü. Uzun Kulak'la ben de kendi adımıza mutluyduk doğrusu. Sevdiğimiz insanlarla yeni yerler görmeye devam ediyorduk. Her zaman olduğu gibi, Selim yolda kısa açıklamalarda bulundu. "Sevgili ekibim! Mardin de, Urfa gibi tarih ve doğa açısından çok zengin bir şehir. Bilinen tarihi 3000 yıl öncesine dayanır. Bir süre Hitit ve Asur egemenliğinde de kalmıştır. Hazreti Ömer devrinde fethedilerek İslâm Devleti’nin topraklarına katılmıştır. Mardin'in tarihi çok eskilere dayandığı ve çok farklı kültür ve dine mensup insanlar bir arada yaşadığı için cami, kilise ve manastır gibi eserler ve Mezopotamya Harabeleri gibi kalıntılar vardır. Burada ilk durağımız Mardin Kalesi olacak.” Selim devam eden konuşmasında Mardin mutfağının da çok meşhur olduğunu ve bu yöreye ait yemekleri de tanıtmaya çalışacaklarını söyleyince, Uzun Kulak'la birbirimize baktık. Anadolu'muzun her yerinde olduğu gibi burada da bizi çok lezzetli sofralar bekliyordu. Mardin'de bahçeli bir pansiyon kiraladık. Bahçesinde küçük bir kulübesinin olması ayrıca çok güzeldi. Ömer Uzun Kulak için kulübeye büyükçe bir elektrikli minder koydu. Hep birlikte güzel bir akşam yemeği yedikten sonra, ekip olarak çevrede dolaşmaya çıktık. Selim "Mardin Suriye ile komşu olduğu için, çok sayıda Suriyeli savaştan kaçarak Mardin'e geldi ve burada kurulan kamplarda barındırıldılar." dedi. Ömer de "Savaş ne kadar büyük bir felaket. İnsanların bir kısmı ölüyor, bir kısmı ülkelerini terk etmek zorunda kalıyorlar." dedi. Zeliş de devamında "Televizyonda bir belgesel izlemiştim; Suriye'deki iç savaş beş yıldan fazladır sürüyormuş ve 13 milyon insan içerde ve dışarda göç etmek zorunda kalmış." dedi. Selim "Evet bu korkunç bir rakam. İçlerinde çoğunluğu da çocuklar oluşturuyor." dedi. Uzun Kulak bunları duyunca gözleri doldu ve ekledi: "Neyi paylaşamıyor bu insanlar anlamıyorum ki Camgöz. Keşke hiç savaşlar olmasa." Ben de içimi çekerek "Keşke arkadaşım. Keşke!" dedim. Bir dahaki bölümde Mardin Kalesi’nde buluşmak dileğiyle, hoşça kalın…
Raziye SAĞLAM
YazarSevgili çocuklar; İnsanlar maddî ihtiyaçlarını, çalışmaları karşılığında kazandıkları para ile giderirler. Çalışan insanlar, çevresine ve ailesine faydalı olan insanlardır. Dinimize göre çalışmak, ...
Yazar: Sırrı ER
Daha önceki yazımda bahsettiğim gibi, Yunanistan’dan cennet vatanımıza İpsala Sınır Kapısı’ndan giriş yaptık. İstanbul’a dönmeden Edirne’ye gideceğiz. Muhteşem Selimiye’de namaz kılmak, meşhur yaprak ...
Yazar: Raziye SAĞLAM
Sevgili çocuk dostlarım;Aşağı köyün yakınlarındaki büyük araziye sirk kuruldu. Ömer’le Zeliş de gitmeyi çok istiyorlar. Hafize Teyze;-Çocuklar sirkler eğlenceli yerler gibi görünse de aslında hayvanla...
Yazar: Raziye SAĞLAM
Nefsin başı hoş olur gerçi bî-namaz ileSen namazı bırakma, mi’rac et namaz ileGeçtiğimiz günlerde bütün İslâm âlemi olarak, Ramazan Bayramı’nı idrak ettik. Haberlerde Mescid-i Aksa’da tüm engellemeler...
Yazar: Raziye SAĞLAM