CAMGÖZ VE ARKADAŞLARI ANTEP KALESİ'NDE
Sevgili çocuk dostlarım; Mardin'den sonra sırada Gaziantep var. İlk çekim yapılacak yer Antep Kalesi. Selim Rüzgâr’la giderken, her zaman olduğu gibi kale hakkında açıklamalar yaptı bize: "Gaziantep Kalesi’nin ne zaman yapıldığı bilinmemekle birlikte, tarihinin 6000 yıl öncesine dayandığı söylenir." Ömer "Selim Abi Antepliler çok kahraman insanlar. İşgalde hepsi birlik olup Fransızları atmışlar şehirden." Zeliş de heyecanlanarak "Evet, Antep'e Gazi unvanı da o zaman verilmiş." deyince Hafize Teyze gülümsedi ve "Aferin benim çocuklarıma! Ne güzel böyle okuyup araştırmanız." dedi. Kale çok azametli görünüyordu. (Bu kelimeyi de yeni öğrendim; büyük ve heybetli demekmiş.) Şimdi müze olarak geziliyor. Onlar çekimleri yaparken, Uzun Kulak’la dolaşmaya çıktık. Biraz uzaklaşınca, ileriden bize doğru uçan iki leylek gördük. Ben heyecanla onları göstererek "Uzun Kulaaak bak! Leylek Arif'le eşi Billur!" diye bağırdım ve birlikte onlara doğru koşmaya başladık. Biraz sonra onlar da yere indiler. Ben "Ne güzel karşılaşmamız. Çok özlemiştim sizi." dedim ve hemen üzerlerine atladım. Onlar da kahkahalar atarak "Biz de sizi özledik. Kafile başımız bu sene buraya getirdi bizi. Siz göreceğimiz varmış demek ki." Birlikte biraz koşup oynadıktan sonra, leylek dostlarımızın sırtına binip kaleye doğru uçtuk. İçeride çekimler devam ediyordu. Selim kaleyi anlatırken arka planda biz de göründük ama Billur'un aniden irkilmesiyle ben az daha yere çakılıyordum. Billur ani hareketlerle hızla aşağı doğru inip çığlık şeklinde ses çıkardı ve tekrar havalandık. Biz ne olduğunu anlamamıştık ama Ömer "Selim Abi! Dikkat et arkanda yılan vaar!" diye bağırdı. Billur öyle davranarak yılanın Selim'e zarar vermesini önlemişti. Etraftan izleyenler durumu anlayınca hep birlikte alkışlamaya başladılar. Çekim yarıda kalmıştı ama biz iki leyleğin sırtında bir kedi ve bir köpek olarak güzel bir gösteri sunmuş gibiydik. Selim gülümseyerek Billur'un kafasını okşadı ve "Ne kadar iyi dostlarsınız! Sen bu kadar dikkatli ve cesur olmasaydın, yılan belki de beni sokabilirdi." dedi. Ömer'le Zeliş de yanımıza geldiler ve "Leylek dostlarımız çok yaşayın!" diye bağırarak tempo tuttular. Etraftaki kalabalık da onlara eşlik edince ortaya karnaval gibi bir görüntü çıktı. Görüşmek üzere çocuklar, hoşça kalın…
Raziye SAĞLAM
YazarBu yazıyı hazırladığım günlerde, İsrail yoğun bir şekilde Filistinlilerin üzerine bomba yağdırıyordu. Hastaneleri, sivilleri taşıyan konvoyları, mültecilerin kaldığı kampları ve bulduğu her yeri bomba...
Yazar: Raziye SAĞLAM
Birkaç gün önce, Bağlarbaşı Kültür Merkezi’nde birçok vakıf ve derneğin katılımıyla “Gazze İçin Gönül Köprüsü” kermesi açıldı. Stantlarda, gıda ağırlıklı olmak üzere, çok güzel ürünler yer aldı. Salon...
Yazar: Raziye SAĞLAM
Daha önceki yazımda bahsettiğim gibi, Yunanistan’dan cennet vatanımıza İpsala Sınır Kapısı’ndan giriş yaptık. İstanbul’a dönmeden Edirne’ye gideceğiz. Muhteşem Selimiye’de namaz kılmak, meşhur yaprak ...
Yazar: Raziye SAĞLAM
Bir düğün mevsimini daha geride bırakıp sonbaharın ortalarına geldik. Gerçi son yıllarda düğünler artık illaki yaz ve bahar aylarında olmayıp kışın da yoğun bir şekilde yapılıyor. Görücü usulü ya da a...
Yazar: Raziye SAĞLAM