BÜYÜKLERİN TEVBE ANLAYIŞI
Sevgili Peygamberimiz (s.a.v)¸ bizlerin tevbe etmesinden dolayı Rabbi mizin sevincinin ıssız çölde devemizi kaybedip de tekrar bulduğumuzdaki sevincimizden daha fazla olduğunu haber vermektedir.
İnsanın manevî dünyasını günahlar leke misali karartır. Tevbe ve istiğfar ise bu lekeleri temizler. Günah kirlerinden temizlenmek için başvurulacak çare tevbedir.
Kul haklarının dışında¸ Allah'a karşı işlenmiş günahın tevbesi üç şarta bağlıdır:
1- Günahtan tamamen vazgeçmek. 2- Yaptığına pişman olmak. 3- Bir daha aynı günahı işlememek.
Eğer içinde kul hakkı bulunan bir kötülük işlenmişse onun hakkını ödemek¸ helalleşmek de gerekir. Cenab-ı Allah (c.c)¸ Yüce Kitabımız Kur'ân-ı Kerim'de şöyle buyurmaktadır: "Allah'tan mağfiret dile¸ Allah bağışlar ve merhamet eder."(4/Nisa¸ 106)
Sevgili Peygamberimiz (s.a.v)¸ bizlerin tevbe etmesinden dolayı Rabbi mizin sevincinin ıssız çölde devemizi kaybedip de tekrar bulduğumuzdaki sevincimizden daha fazla olduğunu haber vermektedir.
Yûsuf Hemedânî Hazretleri; "Beden¸ kalp¸ ruh ve sırrın işlediği günahlardan dolayı tevbe etmek gerekir." diye buyurmuştur.
Tüm gayreti ile kitlelerin hayra kanalize edilmesini¸ bağlılarının ebedî kurtuluşu elde etmelerini hedefleyen Ali Râmîtenî Hazretleri de¸ İslâm'ın esaslarını sağlam bir tevbe ile yerine getirmekten bahseder. "Allah (c.c)'a Nasuh tevbesiyle tevbe ediniz" (66/Tahrim¸ 9) meâlindeki âyette hem işaret hem de beşaretin bulunduğunu söylemektedir. İşaret tevbeye¸ beşaret de kabul olunacağınadır. Çünkü kabul olunmayacak olsa emredilmezdi¸ diyerek Allah (c.c)'tan ümit kesmemeyi yeğlemektedir.
Emir Külâl Hazretleri şöyle buyurur: "Tevbe ediniz. Tevbekâr ve edepli olmak gerekir. Tevbe ediniz ki¸ tevbe¸ bütün itaatlerin başıdır. Tevbe¸ sadece dil ile olmaz. Tevbe¸ işlenen günahlara kalpten pişmanlık duymak ve bir daha günahı işlememektir.'
Es-Seyyid Osman Hulûsi Efendi Hazretleri de şöyle buyurur: "Hz. Musa (a.s)¸ Cenab-ı Allah (c.c) ile görüşürlerken Cenab-ı Allah (c.c) buyurdu ki: Ya Musa Senin makamın tefevvük makamıdır.' Musa (a.s): Ya Rabbi tefevvük nedir?' diye sorunca¸ Cenabı Allah: Ya Musa¸ tefevvük¸ benden ruhunu nasıl ki tertemiz olarak teslim aldın¸ tekrar bana tertemiz olarak teslim etmendir.' diye buyurdu. Bir kul da günah işler¸ yaptıklarından nâdim olur¸ tevbe istiğfar eder¸ bir daha günah işlemeden tevbesine sadık kalarak ruhunu teslim eder. İşte o kulun da makamı tefevvük makamıdır" diye buyururlar.
Osman Hulûsi Efendi (k.s)'nin bir sohbetindeki veciz kelamıyla sözümüzü bağlayalım: "Tevbe ettiğin zaman¸ Nasuh tevbesi edeceksin. Bir daha nâdim olduğun¸ pişman olduğun günahları işlemeye ceksin. Allahu Teâlâ Tahrim Suresinin 8. ayetinde: Ey İman edenler! (Samimi bir tevbe olan) tevbe-i Nasuh ile Allah'a tevbe edin.' buyurmuştur."
Tevbeleriniz makbul¸ Ramazan-ı Şerif bayramınız kutlu olsun
REPENTANCE FROM THE EYES OF SAINTS
The sins darken the hearts like the stains¸ though¸ the repentance clears them. Repentance is among the most praiseworthy acts of virtue for the believers. There are three signs of one who is repentant: Stopping the sin¸ Regretting deeply and truly for the sin you committed¸ Having strong intention never to return to that same sin again.
The Noble Prophet Muhammad (pbuh) said that repentance is such an excellent way of worship that Allah is extremely happy when a servant repents just as a traveller is happy when he finds his lost mount in the desert. Saint Emir Külal Said: "Repent for the sins you committed
Repentance is a deep regret for all the sins you had committed and swearing not to commit them again. Es-Seyyid Osman Hulusi Efendi said in one of his speeches the verses from the Quran "O you who believe! Turn (in repentance) to Allah with sincere repentance." Hope your repentance is accepted and¸ wish you a happy Bairam
Sebahaddin ATEŞ
Yazar"Somuncu Baba adına düzenlenen yıllık programların birisinde daha burada olmanın huzuru ile yazıyorum Dünyada bazı beldeler vardır¸ içinde bulunmak ve onları ziyaret etmek insanlara ve insanlığa yen...
Yazar: Sebahaddin ATEŞ
Bizler bezm-i ezelde¸ ruhlar âleminde Rabbimizin; "Ben sizin Rabbiniz değil miyim?" hitabına "Evet Rabbimizsin" diyerek müsbet cevap vermişiz. Dünyaya geldikten sonra da kend...
Yazar: Sebahaddin ATEŞ
Millî şairlerimizden Orhan Şaik Gökyay’ın “Bu Vatan Kimin” adlı şiirinden iki dörtlükle yazımıza başlayalım. Bu vatan toprağın kara bağrında Sıradağlar gibi duranlarındır, Bir tarih boyunca onun ...
Yazar: Sırrı ER
Her ilim dalı ‘hoca-talebe’ münasebetinin zorunlu olduğu süreçlere şahitlik eder. Örneğin bir ustanın dizinin dibine oturmadan usta bir marangoz olunmayacağı gibi bir kimsenin alanında uzman bir hocan...
Yazar: Fatih ÇINAR