BÜYÜK SELÇUKLU SARAYINDA HIRS VE ENTRİKA TERKEN HATUN
Kendisine itaat edilen anlamına gelen “Ter-ken” kelimesinin Arap harflerinin çoğulu şekliyle “Türkân” kelimesine olan benzerliği ile dikkat çeker. Bir diğer benzerlik ise; eski Türk devletlerinde önemli komutanlara verilen “Tarkan” unvanıdır. “Tarkan” civanmert komutanlar için; “Terken” ise sarayda sözü geçen, yönetimde etkili olan kadınlar için kullanılmıştır. “Terken” unvanına sahip olan saray hatunları kendilerine ait yurtluklara, divan teşkilatına, askerlere ve hazinelere sahiptir.Terken Hatun Karahanlı İlig Han’ın torunu ve Semerkant hükümdarı Şemsü’l-Mülk Ebu’l-Hasan Nasr’ın amca çocuğudur. İlig tabiri Karahanlılar’da hükümdar ve ailesine mensup şehzadelere verilen bir unvan olduğundan hareketle Terken Hatun’un Karahanlı hanedanına mensup bir kadın olduğu bir aşikârdır. Reşidüd-din Fazlullah Terken Hatun’dan “Han-ı Semerkant Tamgaç’ın kızı Terken Hatun Sultan” diye bahsetmiştir. Terken Hatun’un çok güzel, uyanık, zeki, şirin ve hoş bir kadın olup yüksek bir güce sahip olduğu bilinmektedir. Kendi döneminde vuku bulan olaylar karşısında göstermiş olduğu tutumlar onun soğukkanlı ve özgüveni yüksek birisi olduğunu gözler önüne sermektedir. Bu tutumlardan ilki Halife Muktedi’nin, Melikşah’ın kızı ile evlenme hadisesinde karşımıza çıkmaktadır.Halife Muktedi, veziri Fahrü’d-devle Ebu Nasr’ı, Sultan Melikşah’a göndermiştir. Melik Şah’ın veziri olan Nizâmü’l-mülk de Sultan’ın emriyle Fahrü’d-devle’yi yanına alıp Terken Hatun’un huzuruna getirmiştir. Fahrü’d-devle’nin evlilik teklifini sunması üzerine Terken Hatun, Karahanlı hükümdarlarının kızı Mahmelek’e talip olduğunu ve onların sunmuş olduğu dört yüz bin dinarlık meblağı karşılaması halinde Halife’nin, kızıyla evlenebileceğini belirtmiştir. Halife’den para talep edilemeyeceğini dile getiren Fahrü’d-devle, sonrasında Terken Hatun ile uzlaşmış ve neticede Terken Hatun’un, Halife’nin yalnızca kendi kızı ile evlenmesi ve her geceyi kızının yanında geçirmesi şartları kabul edilmiş, bu duruma Sultan da razı olmuş ve Fahrü’d-devle Bağdat’a dönmüştür. Sonrasında Halife Muktedi ile Mahmelek’in düğünleri 1087 yılında gerçekleşmiştir.
Terken Hatun’un Siyasî Evliliği ve Selçuklu’ya Zararları
Türk devletleri, ikili ilişkilerini geliştirmek ve birtakım iktidar emellerini gerçekleştirmek için yaygın olarak siyasî evlilikler gerçekleştirmiştir. Hükümdarların kendi çıkarları uğruna yetiştir-diği tatlı dilli, güler yüzlü kız çocukları, zamanı gelince bu tarz evliliklere yönlendirilmiştir. Bu siyasî evliliklerden birisi de Büyük Selçuklu Devleti Sultanı Melik Şah ile Terken Hatun’un evliliğidir. Bu evlilik daha sonraki süreçte Selçuklu Devleti’nin yıkılışını hızlandıran olayları hazırlamıştır.Sultan Melik Şah’ı tahttaki sürecinde, birçok olayda kendi düşünceleri doğrultusunda yönlendiren Terken Hatun, sarayda çok etkin bir rol almış hatta devlet adamları, komutanlar, saray hatunları ve vezirler üzerinde çok fazla etkili olmuş, kendine bağlı özel askerî birlikler oluştur-muştur. Devlet işlerinde de çok etkili olan Terken Hatun zekâsı ve kurduğu planlarla devleti kendi istediği doğrultuda yönlendirmiştir. Çok hırslı ve çok kurnaz olan Terken Hatun kurduğu oyunları ustaca yönetmiş çevresinde ki saray mensuplarını kendisine bağlamayı başarmış, Sultan Melik Şah’tan habersiz devlet işlerine istediği şekilde yön vermiştir. Bu hususta şu örnekleri aktaralım: Turan Şah’ın elinde bulunan Fars Bölgesi’ni elde etmek isteyen Terken Hatun, Sultan Melik Şah’ın emirlerinden biri olan Komutan Üner’e bir ordu vererek onu İsfahan’dan Fars’a doğru sefere çıkması konusunda yönlendirmiştir. Terken Hatun ayrıca Sultan Melik Şah’ı, Nizâmü’l-mülk’e karşı sürekli doldurmuş, aleyhinde konuşmuş, küçük düşürmek için oyunlar kurmuş ve kendi veziri Tâcü’l-mülk’ü göreve getirmekde ısrarcı olmuştur. Çünkü isteklerini Nizâmü’l-mülk’e yaptıramamış, Nizâmü’l-mülk Terken Hatun’un gerçek yüzü ve oyunlarını görmesine rağmen sonuç olarak emeline ulaşmış, Sultan Melik Şah ile Nizâmü’l-mülk’ün arasını açmıştır. Sultan Melikşah, Bağdat seferindeyken Vezir Nizâmü’l-mülk’ün bir Bâtınî fedaisi tarafından öldürülmesiyle Terken Hatun hedefine doğru büyük bir mesafe kat etmiştir.
Terken Hatun’un Oğlu Mahmut’u Tahta Çıkarma Çabaları
SultanMelik Şah 1092 yılında vefat etmiştir. Sultan Melik Şah’ın oğlu Berkyaruk, bu sırada İsfahan’da, Terken Hatun ise oğlu Mahmut ile birlikte Bağdat’ta bulunmaktadır. Ölümünden sonra devam eden entrikalar yüzünden Sultan Melik Şah’ın yası dahi tutulamamıştır. Bu ve-fatı gizli tutan Terken Hatun, emirleri gizliden razı edip dört yaşlarında olan oğlu Mahmut’u tahta çıkarma konusunda destek toplamaya başlamıştır. Melik Şah’ın mahkûm ettiği bazı önemli kimseleri de affedip serbest bırakmıştır. Devrin büyük bilginlerinden olan Ebu Hamid İmam Gazalî, Mahmut’un yaşının küçük olduğundan hareketle tahta çıkamayacağı konusunda fetva vermiştir. Halife’nin oğlu Cafer ise Terken Hatun’un gözetimine verilmiştir. Bu süreçte Terken Hatun, çocuğu İsfahan’dan getirip Halife’ye teslim etmiştir. Böylece Halife ile anlaşan Terken Hatun ismen saltanatta konumlan-dırdığı oğlu Mahmut’un yanına Tâcü’l-mülk ile Emir Üner’i koymuştur ve Terken Hatun adına devleti yönetmek amacıyla Tâcü’l-mülk yetkilerin tümünü elinde toplamıştır. Aslında Terken Hatun’un amacı Mahmut’u hükümdar yapmak Cafer’i halife yapmak ve İslâm dünyası ve Türk dünyası üzerinde tek lider hâline gelmektir.
Berkyaruk ile Yapılan Mücadele
Terken Hatun, taht kavgasında Nizâmü’l-mülk’ün taraftarları tarafından desteklenen, oğlunun en önemli rakibi Berkyaruk’un bulunduğu İsfahan üzerine Musul Emiri Kür Boğa’yı MelikŞah’ın mührü ile birlikte göndermiştir. Emir Kür Boğa mührü kullanıp, sanki Sultan’ın emriymiş gibi hareket ederek kaleyi ve Berkyaruk’u teslim almıştır. İsfahan’da esir edilen Berkyaruk’u bir müddet sonra Nizâmü’l-mülk’ün taraftarları kurtarmış ve bu taraftarlar şehri yağmalamaktan da geri kalmamıştır. Daha sonra Berkyaruk, Rey şehrine gelince Terken Hatun savaşmak üzere onun üzerine asker göndermiştir. Burûcird Savaşı’nda Terken Hatun’un askerleri mağlup olunca (1093) Berkyaruk, İsfahan’ı ku-şatmıştır. Bu durum karşısında Berkyaruk’a ba-basının mirasından beş yüz bin dinar ödemeyi teklif eden Terken Hatun, karşılığında şehrin kuşatmasını kaldırmasını istemiştir. Bu şartı kabul eden Berkyaruk, hazineden payına düşeni alarak Hemedan’a çekilmiştir.Kimin hükümdar olduğunun muallakta kaldığı bu dönemde otorite boşluğundan istifade etmek isteyen Terken Hatun, Berkyaruk’a karşı güçlü bir ittifak arayışına girmiş ve Azerbay-can emiri Berkyaruk’un dayısı olan İsmail bin Yâkutî’ye haber gönderip evlilik teklifinde bu-lunmuş ve ayrıca ondan Berkyaruk’la savaşmasını talep etmiştir. Teklifi kabul eden İsmail bin Yâkutî, Türkmenlerden ve diğer kavimlerden askerler toplayarak Berkyaruk’la, Kerec yakınlarında savaşmıştır. Yapılan bu savaştan mağlup ayrılan İsmail bin Yâkutî, İsfahan’da bulunan Terken Hatun’un yanına gelmiş, burada büyük bir teveccühle karşılanmış, hutbelerde ve paralarda isminin de yer almasıyla tahttaki yerini kısa sürede olsa korumuştur. İsmail bin Yâkutî’nin yönetimi ele geçirip kendilerini saf dışı bırakacağını düşünen emirler Terken Hatun ile İsmail bin Yâkutî’nin evliliğine karşı çıkmışlardır. Savaşta aldığı yenilginin üzerine bir de sarayda istenmemesi üzerine Terken Hatun’dan ayrılıp kız kardeşi Zübeyde Hatun’a haber göndermiş, Berkyaruk’un safına geçtiğini bildirmiştir. Asıl niyeti yeğeni Berkyaruk’u azledip tahta geçmek olan bu şahıs bu düşüncesini Selçuklu emirlerinden Gümüştegin, Aksungur Bey ve Bozan Bey’e iletmiş ve bunun üzerine onlar tarafından öldürülmüştür.
Sultan Berkyaruk
Tüm bu olanlardan sonra yeni bir çıkış yolu arayan Terken Hatun, Suriye Selçuklularının hükümdarı ve Melik Şah’ın kardeşi olan Tutuş’a evlilik teklif etmiştir. Bu teklif üzerine harekete geçen Tutuş, Ahlat ve Azerbaycan üzerinden Hemedan’a ulaşmayı ve burada Berkyaruk’a karşı Terken Hatun’la birlikte mücadele etmeyi kafasına koymuştur. Bakıldığında kendinden önceki melikler gibi iktidarı ele geçirmek niyetinde olan Tutuş, kendisiyle buluşmak üzereyola çıkan Terken Hatun ile görüşememiştir. Terken Hatun yolda rahatsızlanınca geri dönmek zorunda kalmış ve bir müddet sonra 1094 yılında vefat etmiştir. Sonraki süreçte Berkyaruk ile Tutuş arasında birçok taht mücadelesi gerçekleşmiş, bu mücadele de birçok masumun kanı dökülmüştür.
Birkaç Söz
Bütün bir hayatı boyunca zekâsını, kabili-yetlerini iktidardaki emelleri uğruna kullanan Terken Hatun, geride birçok entrika ve düşman bırakmış, Büyük Selçuklu Devleti’nin yıkılışına zemin hazırlamıştır. Büyük Selçuklu Devleti’nin siyasî sahasında belki de en etkili kadın olan Terken Hatun, asil bir aileden gelmesi, sahip olduğu yetenekleri ve zekâsıyla Selçuklu Sarayı’nın adeta altını üstüne getirmiştir. Devlet işlerinde, protokolde her zaman Sultan Melik Şah’ın yönlendiricisi olmuştur. Melik Şah’ın ölümünden sonra da iktidarı elinde tutmak isteyen Terken Hatun, oğlu Mahmut’un yaşının küçük olmasına aldırmamış ve onu tahta çıkarmak için farklı yollar izlemiştir. Bunlardan biri de hazinenin büyük bir kısmını kendi safında yer almaları için emirlere dağıtmasıdır. Devamlı oyun ve entrika peşinde koşarak iktidar hırsı ile mücadele yapmıştır. Tüm bunları iktidar ve güç elde etme hırsı ile yapmış, bunlarda ise etkili olmuştur. Bakıldığında Terken Hatun’un izlediği politikaların devleti yıprattığı ve zayıflattığı gerçekse de o tüm bunları tıpkı diğer hanedan mensubu hatunlar ve dahi meliklerde de görüldüğü gibi devlete hâkimiyette söz sahibi olabilmek için uygulama yoluna girmiştir. Bu büyük devleti kendi hırsı uğruna zor duruma düşürmüş, Kurduğu oyun ve entrikalarla İslâm dünyası da bu durumdan olumsuz etkilenmiştir.
Kaynakça
Ali Sevim-Erdoğan Merçil, Selçuklu Devletleri Tarihi (Siyaset, Teşkilât ve Kültür), TTK, Ankara 1995.
Arzu Terzi, “Türk Siyaset Kültüründe Kadınların Rolü,” C. 1, s. 1, 21. Yüzyılda Eğitim ve Toplum Eğitim Bilimleri Ve Sos-yal Araştırmalar Dergisi.
Gülay Öğün Bezer, “Terken Hatun,” Türkiye Diyanet Vakfı İslâm Ansiklopedisi, 2011.
İbnü’l-Esîr, el-Kâmil fi’t-târih (Yayına Hazırlayan: Heyet), C. 10, İstanbul 2016.
Nurullah Yazar, “Melik Şah’ın Ölümünden Sonra Terken Hatun’un Oğlu Mahmut’u Sultan Yapma Çabaları” Hitit Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi 10 / 20 Aralık 2011.
Osman Turan, Türk Cihan Hâkimiyeti Mefkûresi Tarihi, C. 1, İstanbul 2009.
Reşidü’d-din Fazlullah, Cami’ü’t-tevârih Zikr-i Tarih-i Âl-i Selçuk (Yayına Hazırlayan: Erkan Göksu ve H. Hüseyin Güneş), İstanbul 2014.
Sadettin Gömeç, “Terken Unvanı Hakkında” Ankara Üniversi-tesi Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi Türkoloji Dergisi, 17/2 (2010 )