Bir Kitap: Kahramanım Mimar Sinan

Kitabın adı: Kahramanım Mimar Sinan

Yazar: İrfan Gürkan Çelebi

Resimleyen: Eren Erdoğan

Yayınevi: Mavi Kirpi

Yayın yeri ve yılı: İstanbul/2019

Sayfa sayısı: 152

Yaş aralığı: 8+

İşlenen konular: hedef, liyakat, güven, azim, başarı…

Öyle tahmin ediyorum ki Mimar Sinan ismini hepiniz biliyorsunuz sevgili çocuklar. Onun ne büyük ne çok işler başardığını mutlaka duydunuz. Bir kez de Kahraman Avcısı Kerem Çokbilir’in meraklı takibiyle bu büyük mimarımızı hatırlamaya ne dersiniz? Haydi, o zaman hemen başlayalım.

Yazarımız İrfan Gürkan Çelebi’nin Kahraman Avcısı serisinden artık Kerem Çokbilir’i iyice tanıyorsunuz. Onun ne kadar meraklı bir arkadaşımız olduğunu bilmeyen kalmadı. Onun sayesinde tarihimize mal olmuş pek çok büyüğümüzü tekrar hatırladık, bilmediğimiz yönleri varsa bu seriden öğrendik. Bugün de sıra Mimar Sinan’a geldi.

Her seride olduğu gibi Kahramanım Mimar Sinan’da da Kerem, ablası İrem’le tatlı bir atışma içerisinde. Sebebi ise ablasının okul olarak katılacağı bir gezi. Eee! Bizim Kerem rahat durur mu, o da ablasıyla geziye katılmak istiyor ama bu geziye katılması maalesef mümkün değil zira dediğim gibi bu geziye sadece İrem’in sınıf arkadaşları katılacak. İrem bunu anlatmaya çalışıyor ancak Kerem bu, çok da anlama taraflısı değil.

Tam da bu sırada devreye dayıları meşhur Ne Sorsan Bilir giriyor. Gezinin Edirne’ye yapılacak olması Mimar Sinan’ı tanıma yolunda da elbette önemli bir işaret oluyor çünkü İrem’in geziden önce yapması gereken şey Edirne’de tarihî bir mekânı araştırıp arkadaşlarına anlatmak.

Bu mekânın Selimiye Camisi olması da gayet doğal zira biliyorsunuz Mimar Sinan’ın “Ustalık Eserim” dediği cami yani Selimiye Camisi Edirne şehrimizde. Bizi de her zaman merak içerisinden bırakan, Bay Ne Sorsan Bilir bu ödeve katkıda bulunacak ama nasıl? Elbette her zaman olduğu gibi şaşırtıcı bilmecelerle. Edirne, Mimar Sinan ve Selimiye Camisi için de aynı şeyi yapıyor ve yeğenlerine Sütlü Şiir yazıyor. Bu şiirle Mimar Sinan’ı tanımaya başlıyoruz.

Tarihler 1490’ı gösteriyor. Yer Kayseri’nin Ağırnas köyü. Mimar Sinan’ın doğduğu köy. Bu köyde sebze meyveden çok taş bulunduğu için insanların geçim kaynaklarını da bu taşlar oluşturuyor. Abdülmennan oğlu Sinan da tıpkı diğer köylüler gibi taş yontarak büyüyor.

Ancak Sinan’ın diğerlerinden farklı bir kabiliyeti var. Bu yeteneğinden dolayı Yeniçeri Ocakları’na yazılıyor ve İstanbul’a geliyor. Sevgili çocuklar Yeniçeri Ocakları’na alınan çocuklar çok iyi bir asker olarak yetiştirilmelerinin yanı sıra aynı zamanda iyi birer sanatkâr olarak da yetiştiriliyordu. Mimar Sinan’ın taş işçiliğindeki yeteneği de onun hangi alanda sanatkâr olacağını çok önceden belirlemişti.

Yıllar yılları kovalıyor ve Sinan, Yavuz Sultan Selim’le başlayan macerasına Kanunî Sultan Süleyman’la devam ettiriyor ve mimarlıkta da giderek ustalaşıyor. Sarayın Mimarbaşı Acem Ali ölünce de padişah onu mimarbaşılığa getiriyor. Bu sırada tarihler 1539 gösteriyor yani Mimar Sinan bu göreve 49 yaşında geliyor.

Mimar Sinan mimarbaşı olduktan sonra ilk önemli görevi Kanunî Sultan Süleyman’ın genç yaşta vefat eden oğlu Şehzade Mehmet için yaptığı Şehzadebaşı Camisi oluyor. Sevgili çocuklar, Mimar Sinan bu eseri için “çıraklık eserim” demiştir.

Bir gün Süleyman Han’ın kalbine dinimize yakışır görkemli bir cami taptırma fikri doğar. Bu görevi Mimar Sinan’a verir ve o da hemen çalışmaya başlar ancak caminin bitirilmesi biraz gecikir elbette bunun sebepleri vardır fakat kötü insanlar rahat durmaz Mimar Sinan hakkında padişaha şikâyette bulunurlar.

Unuttukları bir şey vardır ki karşılarında mimarinin dehası Sinan vardır o verdiği sözü tam zamanında yerine getirir ve görkemli Süleymaniye Camisi ibadete açılır böylece bu kötü insanların da hevesleri kursaklarında kalır. Mimar Sinan Süleymaniye Camisi için “kalfalık eserim” demiştir.

Doksan dokuz yıllık hayatına onlarca eser sığdıran Mimar Sinan’ın “ustalık eseri”ni tahmin ediyorsunuz sanırım. Yukarıda da ismi geçen bu eserin Edirne Selimiye Camisi olduğunu bir kez daha hatırlatayım ancak bu cami hakkında araştırma yapmayı da sizlere bırakayım. Şimdiden iyi okumalar…