Bir ‘Gölge Adam’ Yenibahçeli Şükrü
Ahmet Şükrü (Oğuz) 1881 yılında İstanbul’un Yenibahçe Semtinde dünyaya gelmiştir. Doğduğu semtten dolayı daha çok “Yenibahçeli Şükrü” nâmıyla anılmış ve tarihe geçmiştir. Çerkez kökenli olup ailesi 1864’deki Çerkez Sürgünü neticesinde İstanbul’a göç etmiştir.
Harp Okulu’nu bitirerek teğmen rütbesiyle orduya katılmıştır. Osmanlı Ordusu’nda Bölük Komutanlığı, İstanbul Piyade Atış Okulu Öğretmenliği, İstanbul Merkez Kumandanlığı Askerî İnzibat Subaylığı, Harbiye Nezâreti Yaverliği, Meclis-i Mebûsan Muhâfız Tabur Komutanlığı, Hücum Taburu Kuruculuğu ve Genel Karargâh Hücum Şubesi Başkanlığı görevlerinde bulunmuştur. Balkan Savaşlarının yanında, Birinci Dünya Savaşı’nda Sarıkamış Harekâtı’na, Çanakkale ve Anafartalar Savaşlarına katılmıştır.
Harbiye’yi bitirmesinin ardından ilk görev yeri olarak Makedonya’ya tayin edilmiş ve bu dönemde kardeşi Yenibahçeli Nail Bey’le birlikte İttihat ve Terakki Cemiyeti’ne girmiştir. İttihatçılar tarafından kurulan istihbarat örgütü Teşkilât-ı Mahsûsa bünyesine dâhil edilmiştir. Bu dönemde Enver Paşa’nın en yakın adamlarından biri olmuş ve yaverliğini yürütmüştür.
Enver Paşa, Mondros Mütarekesi’nden birkaç gün sonra 2-3 Kasım 1918’de yurttan ayrılmadan önce, son başkan Hüsamettin (Ertürk) Bey’e, Teşkilât-ı Mahsûsa’yı resmen lağvetmesini istemiştir. Ekim-Kasım 1918 itibariyle Enver ve Talat Paşaların girişimleriyle, Teşkilât-ı Mahsûsa’nın kaynakları ve personeli kullanılmak sûretiyle “Karakol Cemiyeti” ismiyle gizli bir teşkilât kurulmuştur.
Mondros’un ardından teşkilâtın misyon ve eylemlerini, bu cemiyet devralmıştır. İşte eski İttihatçıları ve Teşkilât-ı Mahsûsacıları yeniden bir araya getiren cemiyetin yönetim kurulu içerisinde Enver Paşa’nın eski yaverlerinden Binbaşı Yenibahçeli Şükrü (Oğuz) de yer almıştır.
Cemiyet sayesinde Yenibahçeli Şükrü Bey, Dayı Mesut, Yavuz Fehmi, Çerkez Ethem ve kardeşleri, Kel Ali (Çetinkaya) gibi ünlü Teşkilât-ı Mahsûsacılar, Millî Mücâdele saflarına katılmış ve mühim görevler üstlenmişlerdir. Yenibahçeli Şükrü Bey, İstanbul ve Kocaeli yöresindeki millî teşkilâtlanmaya önayak olması dışında, buradaki Kuvayı Millîye birliklerine komuta etmiştir. Bu esnadaki resmî vazifesi, Maltepe Endaht (Atış) Mektebi komutanlığı idi.
Hüsamettin Ertürk, Teşkilât-ı Mahsûsa’nın eski başkanı Kuşçubaşı Eşref’in, Karakol Cemiyeti’ne iştirak etmesi ve Millî Mücâdele’ye verdiği destek hakkında şu kıymetli bilgileri aktarırken Yenibahçeli Şükrü Bey’den de söz etmiştir: “Kuşçubaşı Eşref, esir değişimiyle yurda geldi ve Karakol’a katıldı.
Burada sınıf arkadaşları Yenibahçeli Şükrü, Çerkez Ethem ve kardeşi Tevfik ile buluştu. Ona, Adapazarı Kuva-yı Millîye komutanlığı verildi. Enver Paşa’nın emriyle İsmail Hakkı (Tekçe), Trabzonlu Doktor Raik, Yenibahçeli Şükrü, Rizeli Rauf (Rize Mebûsu) ve birkaç kişi daha kendisine yardım etmesi için gönderildi. İşte bunlar sayesindedir ki, Anzavur geri püskürtülmüştür.”
Karakol Cemiyeti’nin kuruluş amacı, vatanın selâmeti ve milletin istiklâlini temin için Anadolu’ya kaçışları tertiplemek ve istihbarat, propaganda ve cephâne cihetinden Millî Mücâdele’yi desteklemekti. Bu amaçlara uygun olarak, gizli bir örgütlenme yapısına ve stratejisine sahip olacak biçimde kurulmuştu.
Hücre tarzında, küçük direniş şebekeleri şeklinde teşkilâtlanmıştı. Cemiyetin cesur ve vatansever fedâileri, İstanbul’daki tekkeler ve diğer gizli cemiyetlerle işbirliği ederek bir “menzil teşkilâtı” oluşturmuş ve Anadolu’ya çok sayıda önemli şahsiyetin, yüklü miktarda askerî malzemenin nakledilmesinde mühim rol üstlenmiştir.
Cemiyet, fırıncı, kayıkçı, hamal, manav gibi esnaf gruplarını ayrı ayrı örgütleyerek Millî Mücâdele’ye destek vermelerini sağlamıştır. Özellikle çoğu Karadenizli olan Kayıkçı Örgütü, Anadolu’ya silah, malzeme ve insan kaçırma işlerinde hayatî icraatlarda bulunmuştur.
Bu dönemde, Anadolu’ya kaçışları tertipleyen ve Millî Mücâdele’nin ihtiyaç duyduğu mühim şahsiyetleri Ankara’ya göndermede en fazla rol oynayan kişilerin başında Yenibahçeli Şükrü Bey de gelmiştir. Anadolu’ya geçmelerine yardımcı olduğu kişilerden bazılarının isimleri şunlardı: Halil (Kut) Paşa, Küçük Talat, Vehip (Yanyalı) Paşa, Kazım (Orbay) Bey, Seyfi Bey, Fevzi (Çakmak) Paşa, İsmail Hakkı (Tekçe) Bey.
Şükrü Bey’in gerçekleştirdiği önemli faaliyetlerden bir diğeri, Karadeniz’deki İpsiz Recep, Topal Osman Ağa, Yahya Kaptan gibi çeteci kaptanları/reisleri organize ederek, Millî Mücâdele’nin amaçları istikametinde Pontus çetelerine karşı birlikte mücâdele etmelerini temin etmek olmuştur.
Mustafa Kemal, Millî Mücâdele’nin hazırlık ve teşkilâtlanma döneminde Yenibahçeli Şükrü Bey gibi eski Teşkilât-ı Mahsûsacılarla yakın ilişkisini korumuştur. Millî Mücâdele’nin kritik aşamalarında resmî kanallardan çözemediği birçok pürüzü, bu teşkilâta mensûp Yenibahçeli Şükrü gibi şahsîyetlerin de içinde yer aldığı Halit Bey, Kuşçubaşı Eşref, Ebulhindili Cafer (Erçıkan), Topal Osman, İsmail Hakkı (Tekçe), Çerkez Ethem ve kardeşleri kanalıyla hâlletme yoluna gitmiştir.
Millî Mücâdele sürecinde Karakol Cemiyeti ile anlaşamayan ve istediğini elde edemeyen Mustafa Kemal Paşa, eski Teşkilât-ı Mahsûsacılara, toplanıp yeni bir istihbarat örgütü kurmalarını emretmiştir. Bunun üzerine Erkan-ı Harbiye Reisi Fevzi (Çakmak) Paşa ve Teşkilât-ı Mahsûsa’nın son başkanı Hüsamettin (Ertürk) Bey, Nisan 1921’de “MM (Mim Mim) Grubu”nu kurmuştur.
Böylece, tek teşkilât çatısı altında biri, istihbarat ve propaganda alanında faaliyet gösteren MM Grubu, diğeri de askerî direniş gösterecek Millî Müsellâh Müdâfaa-i Millîye Teşkilâtı adı ile iki ayrı örgüt meydana getirilmiştir. Kurulduktan yaklaşık bir yıl sonra teşkilâtın başına, Ankara’nın muvafakatiyle Hüsamettin (Ertürk) Bey atanmıştır. Teşkilâtta aktif görev üstlenenlerden biri de, yine Yenibahçeli Şükrü Bey olmuştur.
Yenibahçeli Şükrü Bey, yakın tarihimizin mühim hadiselerine de tanıklık etmiş ve kaleme aldığı anılarında Millî Mücâdele’nin teşkilâtlanma ve yeni devletin kuruluş sürecine dair önemli bilgilere ve hatıralara yer vermiştir. Enver Paşa’nın eski yaverlerinden olması sebebiyle, Enver Paşa’nın Birinci Dünya Savaşı sonunda yurttan ayrılması ve sonrasında Anadolu’da başlayan millî harekete yaklaşımı hususunda kayda değer malûmatlar aktarmıştır.
Enver Paşa’nın, Mondros’un imzalanmasından bir-iki gün sonra yurdu terk ederken, biraz evvel de belirttiğimiz gibi giderayak Anadolu’da Millî Mücâdele fikrini hayata geçirmeye hizmet edecek çerçevede girişimlerde bulunduğu ve daha 1918’in Ekim-Kasım aylarında eski Teşkilât-ı Mahsûsacılardan mürekkep Karakol Cemiyeti adıyla gizli bir teşkilâtın İstanbul’da kurulmasına önayak olduğu, Şükrü Bey gibi İttihat Terakki’nin önde gelenlerince dile getirilmiştir.
Şükrü Bey’in anılarında buna işaret eden kayıtlara ve hatırata rastlamak mümkündür. Şükrü Bey, öncelikle Enver Paşa’nın Türkistan’daki mücâdelesi ve Anadolu’daki millî harekete ne anlamda katkıda bulunduğuyla ilgili şu malûmatları aktarmıştır: “Enver Paşa gerçi millî hudutlar haricinde bulunuyordu ve memleketin kurtuluş ve istiklâl mücâdelesiyle doğrudan doğruya meşgûl değildi.
O millî hudutlar dışında esaret altında inleyen büyük Türk kütlesini uyandırmak ve kurtarmak yolunda yürüyordu. Bununla beraber bu mücahede ve mücâdelesi yine bilvâsıta da olsa bizimle alâkadardı... Enver Paşa’nın şarkta kurmuş olduğu ordular Millî Mücâdele’de elimizde taze kuvvetler ve teçhizat bulunmasını sağlamıştır. Kazım Karabekir Paşa’nın kumanda ettiği 15. Kolordu, 9. Ordu’nun birliklerinden vücûda gelmişti.”
Millî devletin kuruluş safhasında Yenibahçeli Şükrü Bey, TBMM tarafından teşkil edilen Düzenli Ordu bünyesinde de görev almış ve binbaşı rütbesiyle önce 11. ardından 38. Piyade Alay Komutanı tayin edilmiştir. Ancak kendisine beslenen güven, Enver Paşa’nın Türkistan’dan Anadolu’ya ve Millî Mücâdele’nin başına geçme girişimi münâsebetiyle sarsılmaya başlamıştır. Zira Şükrü Bey, Enver Paşa’nın eski yaveri olması hasebiyle ‘Enverci’ olarak görülmüş ve bu yüzden de zaman içerisinde tasfiye edilmiştir.
TBMM’de I. Dönem İstanbul milletvekili olarak görev alan Şükrü Bey, Ankara Hükümeti’nin notasıyla Gürcülerin Artvin’i boşaltması üzerine TBMM adına şehri teslim almakla görevlendirilen ordu birliğinin başında bulunmuştur. Millî Mücâdele Hareketi’ne hizmetlerinden ötürü TBMM tarafından Kırmızı-Yeşil Şeritli İstiklâl Madalyası ile onurlandırılmıştır.
Meclisin ikinci dönemine katılmamış; Millî Müdâfaa Komisyonu üyeliği yapmıştır. 1926 yılında Mustafa Kemal’e suikast girişiminde (İzmir Suikastı) idamla yargılanmasına rağmen beraat etmiştir. Sonraki yıllarda Hukuk Fakültesi’ni bitirmiş; ticaret ve müteahhitlik işleriyle uğraşmıştır. Soyadı Kanunu’nun çıkmasıyla Oğuz soyadını alan Ahmet Şükrü Oğuz, 22 Mart 1953’de İstanbul’da vefât etmiştir.
Kaynakça: Yenibahçeli Şükrü Bey’in Hatıraları, Yayına Hazırlayanlar: Yaşar Temiz, Ömer Akdağ, Çizgi Kitabevi, Konya, 2011; Hüsamettin Ertürk, İki Devrin Perde Arkası, Haz: S. Nafiz Tansu, İstanbul, 1964; Ali Fuat Cebesoy, Milli Mücâdele Hatıraları, İstanbul, 1953; Hüsnü Himmetoğlu, Kurtuluş Savaşında İstanbul ve Yardımları, c. 1, İstanbul, 1975; Fethi Tevetoğlu, Millî Mücâdele Yıllarındaki Kuruluşlar, Ankara, 1988; Erik Jan Zürcher, Milli Mücâdelede İttihatçılık, Çev: N. Salihoğlu, İstanbul, 1987; Mesut Aydın, Millî Mücâdele Döneminde TBMM Hükümeti Tarafından İstanbul’da Kurulan Gizli Gruplar ve Faaliyetleri, İstanbul, 1992; Süleyman Necati Güneri, Hatıra Defteri, Hazırlayan: Ali Birinci, İstanbul, 1999; Sami Sabit Karaman, İstiklal Mücâdelesi ve Enver Paşa, İstanbul, 1949; Kazım Karabekir, İstiklal Harbimizde Enver Paşa ve İttihad ve Terakki Erkânı, İstanbul, 1967; Sefer E. Berzeg, Türkiye Kurtuluş Savaşı’nda Çerkes Göçmenleri II, Nart Yayıncılık, İstanbul, 1990.
İsmail ÇOLAK
Yazar- Turgut Özal Bey’in 1983 yılında Es-Seyyid Osman Hulûsi Efendi ile görüşmesinin şâhidisiniz. Bu hâtırayı sizin kelâmınızdan dinleyebilir miyiz? Evren, Özal’dan hem ekonomik konularda istifâde ediyor,...
Yazar: Musa TEKTAŞ
Çanakkale’nin köylerinden her gün bıyığı henüz terlememiş, çocuk denilebilecek yaştaki yüzlerce genç, savaşa katılmak üzere birliklere katılıyordu. Kısa süreli bir eğitimden sonra bölük bölük cepheye ...
Yazar: İsmail ÇOLAK
Yüce Allah Nisâ Sûresi 135. âyette şöyle buyurmaktadır:“Ey iman edenler! Adâleti titizlikle ayakta tutan; kendiniz, ana-babanız ve akrabanız aleyhinde de olsa Allah için şâhitlik eden kimseler olun. (...
Yazar: Mehmet SOYSALDI
Yolumuzu kesti kibir dağları,Benliği aşınca bahar gelecek.Akmaya başlasın gönül pınarı,Sevgiler taşınca bahar gelecek.Sararıp soluyor arzın çehresi,Devlerin elinde zulüm şifresi,Bir seher vaktinde rah...
Şair: Bestami YAZGAN