Beşinci Halife Ömer b. Abdülaziz
İslâm’ın getirdiği yeni ruh ve dinamizmi Yüce Peygamberimiz (s.a.v.) hayata geçirmiş ve bütün insanlığın kurtuluşuna vesile olan tebliğiyle bu görevini sonsuza kadar bir iman emaneti olarak bizlere bırakmıştır. Kendisinden sonra hizmeti üstlenen Dört Halife, bu kutsal emaneti hakkıyla ifa etmişlerdir. İslâm’ın ilk asrında Dört Halife’den sonra gelen Emeviler başta Peygamber Efendimiz (s.a.v.)’in reyhanları Hz. Hasan ve Hüseyin olmak üzere pek çok Müslümana tarif olunamaz zulümler yaşatmışlardır. Böyle bir zulüm karanlığında hikmet-i ilahi tecelli etmiş, İslâm’ın nurunu ve adaletini yeniden tesis eden Ömer bin Abdulaziz halife olmuştur. İslâm tarihinde kendisinden haklı olarak ‘5. Halife’ ya da ‘2. Ömer’, olarak söz edilmesinin ana sebebi; onun Kur’an ve sünnete uygun adaletli idareyi yeniden tesis etmesidir. Yazar Muhsin İlyas Subaşı’nın yeni eseri “Beşinci Halife Ömer b. Abdülaziz” adlı kitabı, İslâm’ın siyasal entrikaların kirli çarkından çıkarılarak geleceğe taşınmasına büyük katkı sağlayan bu “Aziz İnsan”ın kısa halifelik döneminde çok büyük işleri başarmış olmasının romanıdır. Hz. Osman’ın soyundan gelen ve bazılarının da sahabe olduğu Emevi halifeleri, bu makamı kendi soylarının bekası için kullanmaları, şan-şöhret peşinde koşmaları, hatta ve hatta sarhoş ve bazı münker görülen hal-hareketleri sebebiyle dikkat edilmesi gereken bir dönemdir. Yazar Emevi Halifeleri döneminin bu ayrıntılarını, Ömer bin Abdülaziz’in nasıl önlemeye çalıştığını anlatırken kullandığı kelimeleri son derece ince seçerek bu dikkati bu durumu en üst düzeyde tuttuğunu bariz bir şekilde görebiliriz. Yazar kendisiyle yapılan bir röportajında “Nede Ömer Bin Abdülaziz?” sorusuna şu cevabı vermiştir: “İslâm tarihinin en sarsıntılı döneminde, siyasetin İslâm’ı İlahi ufkundan uzaklaştırmaya çalıştığı bir dönemde hizmet yapmış ve gerçekten bir Müslüman aydın olarak duruş sergilemiş bir isimdir Ömer Bin Abdülaziz. Mesela; Hazreti Ali’nin şehit edilmesinden sonra, Muaviye ortaya çıkar ve halifeliğe talip olur. Aslında, dönemin Müslümanları Hazreti Ali’nin oğlu Hazreti Hasan’da birleşmişlerdir. Ancak Muaviye gerekirse savaşa gireceğini de söyleyerek baskı yapar ve bu görevi alır. Hazreti Hasan, Cemel ve Sıffin’de çok kan döküldüğünü, yeniden bir sosyal felaketin yaşanmaması için Muaviye’ye bu görevi verirken, ölümünden sonra yine halifeliğin kendisine geçmesi şartıyla anlaşmıştı. Ne var ki, Muaviye buna uymadı, ölümünden sonra oğlu Yezit’i veliaht olarak tayin etti. Böylece şura ile halife seçiminden atama ile görevlendirme başlatılmış oldu. İslâm tarihindeki gerçek kırılma işte bundan sonra başlar. Yezit, üç yıl kadar görev yaptı ama üç kanlı olaya sebep oldu: Bu adamın eğlenceye düşkünlüğü, alkol alışı gibi zaaflarına samimi Müslümanlar tepki gösterdi ve tavır aldılar. Böyle bir kişiliğin tabii sonucu olarak, Kerbela’da Hazreti Hüseyin’in şehit edilmesi, Mekke ve Medine şehirlerinin kuşatılması, tahrip edilip yağmalanması İslâm tarihinin en büyük dramını oluşturur.” Yazar aynı röportajında Ömer bin Abdülaziz’in trajik ölümüyle ilgili olarak da şu ifadelerde bulunuyor: “İslâm’ın sevgiye dayanan yönetim biçimini ayağa kaldıran ve ilk dört büyük Halifenin çizgisine taşıyan bu insanın başarılı hizmetleri toplum tarafından takdir edilmesine rağmen, hâkim güçlerin işine gelmedi, bundan rahatsız oldular. Ömer’den sonra halife olması yolunda Halife Süleyman’ın veliaht tayin ettiği 2. Yezit ve adamları onun daha fazla huzur getirmesini istemediler. 3 yılı bulmayan halifeliği döneminde, İslâm’ı gerçek anlamıyla, Hz. Peygamber (s.a.v.)’in hizmet anlayışına kavuşturan Ömer bin Abdülaziz’i, 50 bin dirhem karşılığı, henüz kırk yaşında iken bir köle tarafından zehirlettirip ortadan kaldırdılar. Aslında bu cinayetle sadece onun hayatına değil, aynı zamanda İslâm’ın geleceğine de kıymış oldular. Ben romanımda bu yoğun malzemeyi kullandım.” Yazar Muhsin İlyas Subaşı Bey’e böylesine harika bir eseri bizlere sunduğu için kendisine teşekkür ederiz. Emevi Dönemi’ni daha iyi anlamak istiyorsanız, adeta bir tarih kitabı biçiminde formatlanan Ömer bin Abdülaziz romanını mutlaka okumalısınız. Mihrabad Yayınları 0212 514 28 28
Yusuf HALICI
Yazarİmâm-ı Rabbânî (k.s.) Mektûbât isimli eserinde oruç ve Ramazan hakkında şöyle der: "Bilinmelidir ki, Ramazan ayı çok kıymetli bir aydır. Namaz, oruç, zikir, sadaka ve benzeri bu ayda edâ edilen her tü...
Yazar: Necdet TOSUN
Milli Eğitim içinde 15 yılı sınıf, 10 yılı din dersi öğretmenliği olmak üzere 25 yılımı, gül yüzlü misk kokulu çiçeklerimle geçirdim. Emekli olduktan sonra da eğitimin içinden hiç ayrılmadım. Şu an da...
Yazar: Ali ÖZKANLI
Siirt, dört mevsimin en güzel şekliyle yaşandığı iklimi, her türlü sebze ve meyvenin yetiştiği bereketli toprakları, el emeği göz nurunun ürünü olan battaniye ve kilimleri, şifa kaynağı Pervari Balı, ...
Yazar: Yusuf HALICI
15.Hadis: "Size amellerinizin en hayırlısını, mâlikiniz (Allah) katında en çok beğenilen, (cennetteki) derecelerinizi en çok yükselten, altın ve gümüşü (Allah yolunda) vermekten daha sevaplı olan v...
Yazar: Enbiya YILDIRIM