BAŞARININ PRENSİPLERİ (20 KURAL)
Başarı; kişi ya da kuruluşların, planladığı hedefe ulaşması, maddî-manevî durumunu ve sosyal statüsünü geliştirmesi şeklinde tanımlanabilir. Hiçbir başarı tesadüfen kazanılmamıştır. Her başarı; ince ve keskin bir zekânın, güçlü bir iradenin ve yoğun bir çabanın meyvesi ise eğer, insanlığın ortak mirası olan bilgi ve tecrübe, söz konusu başarının kök ve gövdesini teşkil eder. Bir planı hayata geçirmek isteyen müteşebbis, bilgi ve tecrübeleri özgün tasarımlarıyla sentezleyerek zekice icraya başlar. Sonuç istenen gibiyse bu bir başarıdır. Başarı, yolunda giden işlerin sürekliliği ve gelişimidir. Buna göre bireyler, başarı sürecine sağladıkları katkı ve üstlendikleri etkin rol nispetinde başarılı olurlar. Her birey ya da kurum, sürece bir yerden katılır, ömrü ve imkânları nispetinde katkı sağlar. Bir kişinin bir alanda kaydettiği başarı, ipi kopmuş bir uçurtma gibidir. Bu sebeple başarının, ilgili alan ve konularla takviye edilmesi, zemin ve çevresinin de başarıya paralel bir gelişme içinde olması gerekir. Bu durumda başarı sinerjik bir güce kavuşur. Sinerjik güç, birbiri ile ilgili güçlerin birleşimi ile ortaya çıkan bileşke güçtür. Sosyal alanda gerçekleştirilen dayanışma ve başarılarda hep bu güç etkisini gösterir. Bir (1) rakamının, alt alta değil de yan yana yazılarak okunması halinde ortaya çıkan değer, sinerjik gücü ifade eder. Yani dört tane biri alt alta yazarak topladığınızda dört (4) değerini elde ettiğiniz halde yan yana yazarak okuduğunuzda bin yüz on bir (1111) değerini elde ediyorsunuz. Normal zekâ seviyesinde olan herkes, önemli başarıların potansiyelini üzerinde taşır. Bunu pratiğe dökmek ve geliştirmek, birtakım, bilgi, tecrübe, prensip ve metodun, arzu, bilgi, bilinç ve çaba ile uygulanmasıyla mümkün olmaktadır. Her şey önce güçlü ve samimi bir istekle başlar. Bu arada kişinin neyi istediğini bilmesi ve bilgilenmesi gerekecektir. İsteğini elde etme gücünü kendinde görüyorsa ve şartlar da müsaitse yapılacak tek iş faaliyete geçmektir. Fakat faaliyete geçmeden önce, işin önceliğine, önemine ve boyutuna göre kısa, orta ve uzun vadeli planlar yapmak gerekir. Mesela, bir öğrenci için sınıfı geçmek kısa vadeli, okulu bitirmek orta vadeli bir hedeftir. İş hayatına atılmak, paralı ve saygın bir iş yapmak ise uzun vadeli hedef kapsamına girer. Başarı ile gerçekleştirilen bir işte şu yedi safha yer alır: İstek, teori, tasarı, plan, teşebbüs, süreç, sonuç. Her bireyin ve kurumun misyonuna, mevcut durumuna ve hedeflediği gayeye göre kaydedeceği başarı farklılık arz eder. Bir işin nasıl yapılacağını bilmek uzmanın başarısıdır. Başkalarına yapacaklarını göstermek öğretmenin başarısıdır. Başkalarını daha iyi çalıştırmak için esinlendirmek liderin başarısıdır. Başkaları tarafından yapılan işleri denetlemek ve işin tamamlandığından emin olmak ise yöneticinin başarısıdır. Bir işi başaranlar da başaramayanlar da sonuçtan bir ders çıkarmalıdır. Çıkarılacak isabetli dersler, yeni başarıların kapılarını aralayacaktır. Aklını kullananlar için başarısızlık, bir sonraki başarı öncesi son uyarı olabilir. Başkalarının büyük zararlarla elde ettikleri tecrübeleri yeniden yaşamak, zaman ve insan gücü israfından başka bir şey değildir. Normal bir insan her şeyi yaşayarak tecrübe eder. Zeki insan ise başkalarının tecrübesi üzerine kendi başarılarını bina eder. Bu sebeple hayatın her alanında başarılı olabilmek için, büyük çabalar sonucunda oluşan başarı felsefesini ve bu felsefenin ortaya koyduğu kuralları iyi bilmek gerekir: 1. Öncelikle güçlü bir irade ile bir şeye talip olmak gerekir. 2. İsteğinde bilinçli olmalıdır. Neyi, niçin istediğini bilmelidir. 3. Mevlâna, teşebbüs öncesi iyi düşünmeyi ve tecrübeli kimselerle istişare etmeyi tavsiye eder. “Soran dağları aşmış, sormayan düz yolda şaşmış.” derler. İstişare ile konu üzerindeki tereddütler ve belirsizlikler bertaraf edilir. 4. İnsanın özgüveni tam olmalı, kendi kapasitesini iyi bilmeli, kapasitesine uygun hedeflerin peşinde koşmalıdır. Hedef de teşebbüs edilen işe uygun olmalıdır. 5. Dünya nimet-külfet dengesi üzerine kurulmuştur. Hedefin büyüklüğü kadar emek ve zahmete gereksinim olacağından ona göre bir külfet baştan göze alınmalıdır. Moliere, “Zorluklar, başarının değerini artıran süslerdir.” der. 6. Ümitsizlik ve yılgınlık davayı baştan kaybettirir. “Sabreden derviş, muradına ermiş.” atasözünü sık sık hatırlamak gerekir. 7. Kararlı olmak hedefi yıldırır. Korku ise korkutulana güç verir. W. Ellery Channing, “Kararsızlık ve gecikme başarısızlığın anahtarıdır.” der. Her engel, bizim hazırsızlığımızın ve kararsızlığımızın bir parçasıdır. 8. Deha yoktur, sistematik çalışma vardır. Başka bir tespite göre dehanın onda dokuzu çalışmadır. İşin gerçekleşmesi için gerekli olan performans ortaya konulmalıdır. 9. Bazı fırsatlar insanın önüne hayatta bir kez çıkar. Başka bir deyişle fırsatlar hazır bulunanlar içindir. Ya da hazır bulunanlar, olayları birer fırsat haline getirirler. 10. Başarıda zamanlamanın belirleyici bir rolü vardır. Zamanında yapılmayan iş yapılmamış iştir. 11. Bütün bütün elde edilemeyen parça parça terk edilmez. Bütünüyle istemeyenler, bütünüyle sahip olamazlar. 12. Başarısızlık, büyük başarıların öğretmenidir. Küçük ikazların büyük değeri vardır. Edison, ampulü bulmak için 999 deney yapmış ve bu sırada laboratuvarı da yanmıştır. Kendisine, “Anlaşılan bu iş olmayacak, bırak artık, kendini boşa yorma.” denildiğinde, “999 kez olmadığını öğrendik ama daha binlerce ihtimal var. Ayrıca Tanrı, yeni bir laboratuvarda çalışma imkânı verdi.” demiş ve yeni kurduğu laboratuvarda ilk denemede ampulü parlatmıştır. 13. Başarının kendine sağlayacağı yarardan çok, toplumuna ve inancına sağlayacağı yararı hesap etmelidir. Yetenekli kimseler ve bilgeler, kamunun ortak değeridir. Kamunun kendisinden yararlanacağı kimseler, kendi rahatlarını ileri sürerek kamuyu kendilerinden yararlanma hakkından mahrum bırakamazlar. 16- Yeterlilik duygusu başarının ömrünü tüketir. Daima daha fazlasını ve iyisini istemek gerekir. Para nasıl parayı çekerse, başarı da başarıyı çeker. “Başarılarını gizlemek, en büyük başarıdır.” der La Rochefoucauld. Başarılarla övünmek ise başarıyı kötüye kullanmaktır. 17- Hayatta şans ve tesadüflere yer yoktur. Şans sanılan şey, farkında olmadan hak edilen bir kısmettir. Tesadüf sanılan gelişmeler ise bizim zeminini hazırladığımız şartların uygun düşmesi ve birbirini tamamlamasıdır. Bu sebeple şans ve tesadüflerden asla medet ummamak gerekir. 18. Beden ve ruh sağlığını bozacak ve işin yarım kalmasına yol açacak dış etkenlerden uzak durmak gerekir. Beden sağlığı için gerekli olan beslenme, barınma, giyinme, ruh sağlığı için gerekli olan istirahat, huzur ve sessizlik ortamında kalmaya özen gösterilmelidir. 19. İnançlı bir kimse, başarı için gereken gayreti gösterdikten sonra takdiri Allah’tan bekler. Allah’ın koyduğu tabii yasaya göre de; “İnsan için yalnızca çalıştığı kadarı vardır ve çalıştığının karşılığını mutlaka görecektir.” (52/Necm, 39-40) 20. Her birey kendi işinde başarılı olduğunda, birbirini tamamlayan başarılardan toplumun başarısı dolayısı ile huzur ve refahı gerçekleşecektir. Bu sebeple herkes kendi görevini en iyi şekilde yapmak durumundadır. Görevini yapmayanların yeri yapacak olanlarla değiştirilmelidir. Zira bir yerdeki boşluk ve aksama tüm sistemi bozabilir. Kuralları daha da çoğaltmak mümkündür. Bu tür kurallar, akıllı kimselere zaman, maliyet ve emek tasarrufu sağlar. Sadece kuralları okumakla başarılı olunamayacağı doğrudur fakat hesap edilemeyen bir ayrıntı sebebiyle işi yarım bırakan birisi keşke ben bunun daha önce duysaydım da diyebilir. İş bilenin, kılıç kuşananın, yarınlar ise hep ileriye bakanındır
Mukadder Ârif YÜKSEL
YazarEskilerin çok kullandığı bir söz var. Kaht-ı rical/adam kıtlığı… Sisteminizi en güzel şekilde kursanız da bunu kullanacak kaliteli insana her zaman ihtiyaç vardır. Dünyanın kaderini belirleyen en önem...
Yazar: Ali ÖZKANLI
Milletler millî ve manevî değerleriyle yaşar ve değerlere bağlı oldukları sürece ayakta kalırlar. Milletlerin tarihinde önemli olaylar vardır. İnsanlar yaşananlardan ders çıkarır ve ibret alırsa bir d...
Yazar: Ali ÖZKANLI
Kavuşmak arzusuyla, asli vatana, Cenneti özler insan, ezelden beri. Dünya da mamur olmaz, miskin yatana, Yaşanan sermayeymiş, emeğin feri. Yasak meyve yüzünden, yaşanır gurbet, ...
Yazar: Mukadder Ârif YÜKSEL
Zâhir ve bâtın şehrinin imarında nice temeller atan merhum Es-Seyyid Osman Hulûsi Efendi Hazretleri’nin hayatına baktığımız zaman yılmadan, usanmadan İslâm’ın yüce ahlâk prensiplerini hâl ve kâl ile s...
Yazar: Aydın BAŞAR