AŞIRI ŞEKER TÜKETİMİ ŞEKER HASTALIĞI YAPAR MI?
Bu, yanlış bir bilgi olarak kabul edilir. Besinlerle alınan şekerlerin diyabete neden olmadığı bildirilmektedir. Şeker hastalığına yakalanma olasılığı, tükettiğiniz şeker miktarından ziyade günlük aldığınız toplam karbonhidrat ve enerji miktarına bağlıdır. Bir, fazla kalorili beslenmek kilo alımına neden olur. Fazla kilo da kişinin diyabete yakalanma riskini arttırır. İki, fazla şekerli-saf karbonhidratlı ve beyaz unlu beslenme vücut insülin direncini bozabilir. Bu da diyabet vb. hastalıkların oluşumu için oldukça önemli bir etkendir. Tatlılar, sadece kendi kalorileri ile değil, yemek yemenin zevkini artırmaları nedeniyle de kilo sorununu tetikler ve dolaylı bir şekilde beslenme bozukluğuna yol açar. Şeker hastalığına yakalanma olasılığınız, tükettiğiniz şeker miktarıyla sadece bir noktada bağlantılıdır. Eğer, fazla miktarda şeker kullanır ve bu nedenle aşırı kilolu ve şişman biri haline gelirseniz, şeker hastası olmanız kolaylaşır. Yani genetik olarak şeker hastası olmaya eğilimli biriyseniz, diyabete yakalanma riskiniz de yediğiniz şekerden çok, yaş artışı, şişmanlık ve geçirdiğiniz bazı hastalıklara bağlıdır. Eğer şeker hastasıysanız, tükettiğiniz karbonhidrat ve şekerin kaynağını değil miktarını sorgulamalısınız. Ekşi elmadan, tatsız armuttan veya baldan kazandığınız şekerin çaya eklediğiniz şekerden farklı olmadığını unutmamalısınız. Kısa zamanda fazla miktarda şeker tüketiminin hipoglisemiyi yani kan şekerinin aniden düşmesi sorununu tetikleyebileceği korkusu hep vardır. Şekerli besinlerin hızlı ve fazla miktarda tüketimini takiben, bazı kişilerin baş ağrısı, uyku hali, yorgunluk, çarpıntı veya sinirlilik gibi hipoglisemi semptomları yaşadıkları bilinmektedir. Bu kişilerde, aşırı şeker ve şeker yüklü besinleri takiben, pankreas çok fazla insülin salgılamakta ve bunun sonucunda da kan şekeri hızla normalin altına düşmektedir. Ancak yemekten iki-dört saat önce ortaya çıkan bu durumun, sanıldığı kadar sık görülen bir problem olmadığı bilinmektedir. Kısacası, eğer ciddi bir insülin salgılama bozukluğu yaşamıyorsanız, şeker tüketimi de hipoglisemiyi kolay kolay tetiklemez. Tatlı tüketimini, sadece toz ve kesme şeker yemek gibi düşünmemelisiniz. Şeker sadece balda, pekmezde, reçelde de bulunmaz. Gün boyu tükettiğimiz tatlı meşrubatlarda, süt, yoğurt, ekmek, bisküvi, galetalarda, dahası meyve ve sebzelerde bol miktarda şeker mevcuttur. Şeker, bazı besinlerde doğal olarak vardır, bazılarına tat, lezzet, yapı ve hacim oluşturması nedeniyle sonradan eklenir. Sebzelerin genç ve taze olanlarını, meyvelerin en olgunlarını tüketmeye çalışın. Meyveler olgunlaştıkça, taşıdıkları karbonhidratları şekere dönüştürmekte ve bu nedenle tatlanmaktadır. Sebzeler olgunlaşmadan önce daha tatlıdır, olgunlaştıkça şekerlerinden nişasta yapılmaktadır. Meyveleri olgunlaştığı zaman yemeye, sebzeleri çok uzun süre depolamadan tüketmeye özen gösterin.
Nesibe AYDIN
YazarEriğin faydaları özellikle ilk çıktığı aylar olan bahar aylarında oldukça fazladır. Tazeliği ve kendine özgü lezzeti ile alışveriş listelerinin başında yer alan bu lezzet, farklı türlere sahiptir. Yeş...
Yazar: Nesibe AYDIN
Omuz çevresi kas yırtıkları, genç hastalarda spor kazaları, ağır yük kaldırma ve travmalar nedeniyle oluşabilir. Orta-ileri yaş döneminde tekrarlayan baş üstü hareketler sebebi ile de görülmektedir. K...
Yazar: Nesibe AYDIN
Ayaklarda kaşıntı ve parlak kırmızı döküntülere neden olan bir mantar enfeksiyonudur. Soyulma, kızarıklık, kaşınma, yanma, su toplama ve yaralara neden olur. Ayak mantar enfeksiyonu sık görülen ve ayn...
Yazar: Nesibe AYDIN
Yağışların artmasıyla birlikte doğada mantarlar çoğalıyor ve toplanan mantarların tüketiminde bu dönemde artış yaşanıyor. Güzel görünümü ve rengine aldanılarak tüketilen mantarlar, zehirlenmeye yol aç...
Yazar: Nesibe AYDIN