AŞIRI KORUMACI ANNE BABA TUTUMU
Her anne baba çocuğunu her türlü tehlikeden korumak ve kollamak ister. Bu, emanet ehli olmanın da bir gereği diyebiliriz. Fakat bazen bu koruma güdüsü ile alınan ileri derecedeki tedbirler, anne babayı aşırı korumacı boyuta getirebiliyor. Böylelikle ebeveynlerin, aman çocuğum üzülmesin, ezilmesin, yıpranmasın vb. gibi düşüncelere yönelik iyi niyetle sergiledikleri tutum ve davranışlar çocuklarının gelişimine zarar verebiliyor. Şimdi “Ne yani, anne baba olarak çocuklarımızı korumayalım mı?” şeklinde itirazlar yükselebilir. Tabii ki, bu dünyaya gelişlerine vesile olduğumuz, yaşam serüvenlerine tanıklık ettiğimiz çocuklarımızı koruyup kollayacağız. Fakat bunu yaparken çocuğumuzu kendi uzvumuzun bir parçası gibi görerek değil. Çünkü çocukların gerek fiziksel gerekse ruhsal olarak ihmal edilmeleri kadar, tümüyle ebeveynleri tarafından işgal edilmeleri de sıkıntı oluşturacaktır. Bu yazımızda anlaşıldığı üzere, sağlıksız anne baba tutumlarından 'aşırı korumacı anne baba tutumuna' değineceğiz. Çocuklar yaşamlarındaki yetişkinlerle kurdukları ilişkinin yansıması doğrultusunda bir kişilik geliştireceklerdir. Onlar için en önemli kişiler ise kendilerini dünyaya getiren ve yetiştiren anne babalarıdır. Bizler ebeveynler olarak çocuklarımızın nasıl bir yetişkin olmalarını istiyorsak o insan tipini ortaya çıkaracak bir anne baba tutumu içine girebilmeliyiz. Bazen yıllar geçtikten sonra ebeveynler kazandıkları bir bilinçlenmenin etkisiyle çocukları ile yaşadıkları ilişki ve iletişimdeki aksaklıkların bedellerinin ağır olduğunu fark ederler. Ama o an, zamanı geriye döndürmek mümkün değildir. Çocuklarımıza dair fırsatlarımız varken onlara göstereceğimiz ilgi, alâka ve sağlıklı anne baba tutumlarımızla onların kişilik gelişimlerine yardımcı olabilmeliyiz. Genellikle bizim toplumumuzda aşırı korumacı anne baba tutumu ile iyi ebeveynlik eş değer görülebilmektedir. Çünkü anne baba çocuğu adına her şeyi yapıyor ve onun adına her şeyi düşünüyorsa burada ancak iyi niyet vardır. Fakat sonucun istediğimiz gibi olması için her zaman iyi niyet yeterli değildir. Çünkü ebeveynlik, çocuğun kendisini tanımasına kılavuzluk yaparak onu desteklemektir. Yoksa onun adına her şeyi yapmak demek değildir. Ailenin çocuğun hayatında çok fazla var olması, çocuğun zamanla yok olmasına neden olabilmektedir. Aşırı korumacı tutumla, onun ayrı bir birey olduğu gözden kaçırılarak bireyselleşmesine müsaade edilmiyor. Bu tutumda; anne babanın aşırı koruması çocuğa gerektiğinden fazla kontrol ve özen göstermesi anlamına gelir (H. Yavuzer, Ana-Baba ve Çocuk, Remzi Yay. Ocak-2016, s. 31). Bu aşırı kontrol, ebeveynin çocuğuna sürekli müdahale etmesine neden olabiliyor. Çocuğa genellikle sen bensiz hayatın üstesinden gelemezsin mesajı verilebiliyor. Bu 'helikopter ebeveynler' sürekli çocuklarının peşindedirler. Yine bu ebeveynlerin en tipik özelliklerinden biri de çocuklarını sürekli bebekleştirme eğiliminde olmalarıdır. Ailesi tarafından sürekli sakınılarak el bebek gül bebek büyütülen ve bütün ihtiyaçları karşılanan bu çocuklara sanki bir fanusun içindeki hassas, narin bir bitki muamelesi yapılır. Çocuğu için her şeyi yapan ama ondan hiçbir talepte bulunmayan anne baba, çocuğun öğrenme ve bağımsız olma konusundaki gelişimini engelleyebilir. Bu tutumla büyütülen çocuklar aşırı bağımlı, güvensiz, duygusal kırıklıkları olan kişiler olabilirler. Fiziksel olarak büyümelerine rağmen, duygusal olarak hâlâ bebek gibi davranabilirler. Kendisine hep hizmet edilmesine alışan bu çocuklar, bencilce tavır sergileyebilirler. Bu tutumdaki ebeveynlerin sürekli kontrolcü olmaları, çocuğun sürekli dışarıdan uyarıyla hareket etmesine sebep olacak, o da çocuğun kendi algılarına güvenini sarsacaktır. Aşırı korumacı büyüyen çocuklar kendilerini hiçbir konuda yeterli hissetmeyeceklerinden öz güven problemi yaşayabilirler. Çocukların dirençsiz ve çok kırılgan olmalarının altında aşırı korumacı anne baba tutumunu arayabiliriz. Çok hijyenik ortamda büyüyen çocukların çok çabuk mikrop kapması gibi, çocuklar hayatın zorluklarına karşı yaşlarına ve gelişimlerine uygun sorumluluklar almazlarsa bağışıklık sistemleri de gelişemeyecektir. Nasıl ki evin steril ortamında sağlıklı yaşayan çocuklar topluluk içine ilk girdiklerinde bedenen hastalanıyorlarsa, aşırı korumacı anne baba tutumu ile büyütülen çocuklar da sosyal hayatın içine adım attıklarında sosyal deneyim yetersizliğinden bocalayacaklardır. Çocuklarının yapması gereken bütün görevler aileleri tarafından gerçekleştiriliyorsa bu çocuklar, insan ilişkileri de dâhil, hayatın birçok alanında problem yaşayacaklardır. Ve yine hep kendisine dayanacakları bir kol değneği arayacaklardır. Bu onların sosyal olarak olgunlaşmalarını da engelleyecektir. Çocuğun dişi çıkmasına rağmen zorlanmasın diye püre hâline getirilmiş yemeği vermeye devam etmek ne kadar sağlıksız ise çocuğumuzun yapması gereken görev ve sorumlulukları yine onun adına biz ebeveynlerin üstlenmesi de bir o kadar sağlıksız bir tutumdur. Sorumluluklar çocuklara zorluklarla mücadele etme becerisi kazandırır, sorun çözme becerilerini geliştirir. Kendi yaşamındaki problemlere çözümler bulabilen çocukların uzun vadede hem kendileri hem de aileleri mutlu olacaktır. Hayatın gel gitlerine karşı donanımlı, sorumluluk sahibi, yerinde zamanında doğru kararlar alabilen girişimci ve özgüvenli çocuklar, ancak birey olmasına müsaade edilen çocuklar arasından çıkacaktır. Geleceğimizi emanet ettiğimiz çocuklarımızın kendi davranışlarının sorumluluğunu alan ve hayata yön veren birer insan olabilmeleri ise hiç kuşkusuz biz ebeveynlerin onlara karşı takındığımız tutum ve davranışlarımızla mümkün olacaktır. Hazıra konmaktan ziyade, zorluk ve zahmet çekerek üretmenin lezzetine talip çocuklar yetiştirebilmek duasıyla...
Asuman DÜZGÜN
YazarBir şiirde geçiyordu 'Herkes öldürebilir sevdiğini' mısraı. İlk okuduğumda içim ürpermişti. Sevmek ve buna rağmen sevdiğine zarar vermek nasıl olurdu? Daha sonra aklıma çocuklarını çok seven ve bu sev...
Yazar: Asuman DÜZGÜN
Çocuklarıyla iletişim problemi yaşamayan anne baba yok gibidir. Genel anlamda iletişim problemlerinin başında anne babaların çocukları kendi yetiştikleri çağa göre yetiştirmek istemeleri gelmektedir. ...
Yazar: M. Emin KARABACAK
Yüce Rabb’imiz; kâinat âlemini eşsiz bir şekilde, mükemmel, eksiksiz ve noksansız olarak yaratmıştır. Her şeyi yoktan var eden Rabb’imizdir. Allah (cc.) insanı, eşref-i mahlûkat olarak, ahsen-i takvîm...
Yazar: Sümeyye Büşra YILDIZ
Çocuk, üzerine hayal kurulan, dua edilen, evin en kutsî misafiri aynı zamanda en değerli emaneti. Emanet kelimesi bizde bir kimliği temsil eder: Emin olunan kişi. Bu insan, mesuliyet alanıyla ilgili a...
Yazar: Asuman DÜZGÜN