AŞIK VEYSEL VE TOPRAK ŞİİRİ
Descartes'e göre: "İlim bir ağaca benzer. Descartes'e göre: "İlim bir ağaca benzer. Metafizik bu ağacın kökleri¸ fizik gövdesi¸ ilim ise dallandır!" Veysel'in şiirlerini de¸ konularıyla birlikte bir ağaca benzetirsek¸ şöyle bir ayırım yapabiliriz: 1. Veysel'in şiir ağacında kök¸ metafiziğe¸ yani tasavvufa dayanır. 2. Veysel'in şiir ağacında gövde¸ sevgi şiirlerinden ibarettir. 3. Bu gövdeden sosyal konulu şiirler de filizlenmiştir. Veysel'in seven ve acıyan güzel yüreği¸ Türkiye gerçeklerini bizim kültür değerlerimizle duyurmaya çalışmıştır. Şiirlerinde Tasavvuf İnceliği Prof. Bahtiyar Vahabzâde'nin tesbiti¸ bir gerçeğin ifadesi. "Veten Ocağının İstisi" makalesinde diyor ki: "...Yunus Emre zirvesinden Veysel¸ Veysel zirvesinden Yunus görünür." Âşık Veysel¸ tasavvuf şiirlerinde¸ karşımıza hep Yunus Emre diliyle ve gönlüyle çıkıyor. Tasavvuf; Allah'ın varlığını kayıtsız-şartsız kabul ederek kâinatın¸ Onun eseri olduğunu görmek ve göstermektir. Tasavvuf¸ Allah'a ortak koşmamak¸ her varlığın¸ onu andığına iman etmektir. Allah'tan başka hiçbir kuvvete kul-köle olmamaktır. Allah'ın emirlerine uymak¸ yasaklarından uzak kalmaktır. Tasavvuf dünyamızın kutup isimlerinden Cüneyd-i Bağdadî diyor ki: "Sofi¸ toprak gibidir. Her fena şey ona atılabilir. Fakat ondan daima güzel şeyler çıkar. O¸ yeryüzü gibidir. Üzerinde¸ iyi de¸ kötü de yaşar. O¸ herşeyi gölgeleyen bulut¸ yeryüzünü sulayan yağmur gibidir..." Âşık Veysel¸ o meşhur Kara Toprak şiirinde¸ Cüneyd-i Bağdadî düşüncesiyle¸ "sâdık yârine" hayranlığını dile getiriyor: Âdem'den bu deme neslim getirdi Bana türlü türlü meyve yetirdi Hergün beni tepesinde götürdü Benim sâdık yârim¸ kara topraktır. Karnın yardım kazmayınan belinen Yüzün yırttım tırnağınan elinen Yine karşıladı beni gülünen Benim sâdık yârim kara topraktır. Hakikat ararsan açık bir nokta Allah kula yakın¸ kul da Allah 'a Hakk'ın gizli hazinesi toprakta Benim sâdık yârim kara topraktır. Âşık Veysel¸ mutasavvuf Cüneydi Bağdadî gibi düşündüğü¸ bir sofinin özelliklerini toprakta gördüğü için¸ ondan¸ yani topraktan "Benim sâdık yârim" diye bahsetmektedir.
Yavuz Bülent BÂKİLER
YazarYavaşça gözlerini açtı. Nerede olduğunu anlamaya çalışıyordu. Son hatırladığı şey zıplarken bir tele takıldığı ve karnının çok acıdığı idi. Ne kadar çabalasa da o telden kurtulamamış bitap düşmüştü. ...
Yazar: Emine Yılmaz DERECİ
Yavuz Sultan Selim’in kısa süren saltanatından sonra Osmanlı Devleti’nin başına geçen oğlu Kanûnî Sultan Süleyman da babası ve dedeleri gibi tasavvufa meyilli bir padişahtı. Hatta o tasavvufa meyli ba...
Yazar: Kadir ÖZKÖSE
Ramazan ayının kalan yarısını idrak ederken, bin aydan daha hayırlı Kadir Gecesi’ni ve Ramazan’ın bitimiyle de bayramı yaşayacağız inşaallah. Bu mübarek günler, hayırların tavsiye edildiği ve mü’minle...
Yazar: Raziye SAĞLAM
Şeyh Abdurrahman Erzincanî’nin soyu, Orta Asya’dan gelerek Erzincan’a yerleşmiştir. Evlâd-ı Rasûl’den ve Yıldırım Bâyezîd devri meşayihlerindendir. Zamanının gerekli ilimlerini memleketi olan Erzincan...
Yazar: Resul KESENCELİ